Biriniz ayaktayken öfkelenirse, hemen otursun
Bismillahırrahmanırrahim
Ayet
İşte o kitap, bunda şüphe yok, müttakiler için hidayettir. (Bakara)
Hadis
"Biriniz ayaktayken öfkelenirse, hemen otursun. Öfkesi giderse iyi, gitmezse hemen yatsın."
(EbûDâvud)
Güzel Söz
“Ne kadar güzel” deme, “Ne kadar güzel yaratılmış” de. (Bediüzzaman)
İKTİSAT
İktisat; hareketini, işini bir maksada binaen yapmak, istikrarlı bir şekilde hareket etmektir. Buna göre iktisatlı yürüyüşün maksat boyutu onun bir amaca matuf olmasını, bunun gerçekleşmesi için de siyasi, sosyal ve ekonomik dengeyi göz önünde bulundurarak hareket etmeyi ifade eder. Demek ki maksatsız yürüyüş zihni köreltir hafızayı zayıflatır.
Kabir Azabının Manası
Sen şeriatın, zahir haberlerine göre, bu ejderhalar baş gözü ile görülebilir dersin. Ruhun içinde olan ejderhalar görülür cinsten değiller. Biliniz ki, bu ejderhalar görülebilir. Ama ölüler görür. Bu dünyada olanlar göremez. Çünkü o âleme mahsus şeyler, bu dünya gözü ile görülemezler. Bu ejderhalar, bu dünyada görüldüğü gibi, ölüye görünürler. Fakat sen göremezsin. Özellikle, çok kimseler uykuda yılanın kendini soktuğunu görür, yanında oturan ise bunu görmez. Bu yılan, uyuyan için vardır, acısı ona gelmektedir, uyanık olan kimse için ise yoktur. Uyanık olanın bu yılanı görmemesi, diğerinin acısından bir şey azaltmıyor. Uyuyan bir kimsenin rüyada, kendisini yılan soktuğunu görmesi, bir düşmandan sıkıntı göreceğine işarettir. O acı ve sıkıntı ruha olmakta idi, kalbe gelmekte idi. Fakat bu dünyada bir şeye benzetilmek isterse, yılan olur. Düşmanı kendisine galip gelince, “Zaten bunun rüyasını görmüştüm” der. Sonra da, “Keşke beni yılan soksaydı da, bu düşmanım, arzusuna kavuşmasaydı, der. Çünkü bu azap onun kalbine, bedenine olandan ve yılanınkinden daha büyük gelmektedir. O hâlde “Bu yılan yoktur, onu ısıran, sokan da bir hayâldir”, dersen, bu büyük bir hatadır. Bilâkis o yılan mevcuttur. Mevcudun manası “bulunan”, demektir. “Yokun”manası da, bulunmayan” demektir. Rüyada senin bulduğun ve gördüğün her şey, hiç kimse onu görmese de, sana göre mevcuttur. Senin görmediğin her şey de herkes tarafından görülse de, sana göre, mevcut olmayan ve bulunmayan bir şeydir. Azap ve azabın sebebi ölüye ve uyuyana olmaktadır, diğerleri görmese de, bu azabı görenler, çekenler için niçin noksanlık olsun? Şu kadar var ki, uyuyan çabuk uyanıyor ve azaptan kurtuluyor.
Süt Hikâyesi?
Gayr-i müslim bir komşumuz vardı. Sonradan Müslüman olmuştu. Bir gün kendisine neden Müslüman olduğunu söyledim. Hikâyesini şöyle anlattı:
Acıbadem`de, tarla komşum Rebî Molla`nın ticaretteki güzel ahlâkı vesilesiyle Müslüman oldum. Molla Rebî süt satarak geçimini temin eden bir zattı. Bir akşam vakti bize geldi ve:
“Buyurun, bu süt sizin!” dedi. Şaşırdım:
“Nasıl olur? Ben sizden süt istemedim ki!” dedim. O hassas ve zarif insan:
“Ben farkında olmadan hayvanlarımdan birinin sizin bahçeye girip otladığını gördüm. Onun için bu süt sizindir. Ayrıca o hayvanın yediği otların vücudunda tamamen bitinceye kadar sütünü size getireceğim…” dedi. Ben:
“ Lafı mı olur komşu? Yediği ot değil mi? Helâl olsun!..” dediysem de Molla Rebî kabul etmedi.
Kendi kendime:
“Böyle yüce ahlâklı birinin dini, muhakkak ki en hak dindir” diyerek Müslüman oldum.
Tefsir:
26. HESABIMIN DA NE OLDUĞUNU BİLMESE İDİM?
26. Ve şöyle de temennîde bulunur, keşke ben (Hesabımın da ne olduğunu bilmese idim.) onları bilmeden dolayı da ayrıca ruhen azap çekip durmasa idim.
27. KEŞKE O ÖLÜM HAYATIMI KESİP BİTİRMİŞ OLSA İDİ.
27. Ve yine der ki: (Keşke) Ölüm, dünyadaki hayattan mahrûmiyet, hayatını (kesip bitirmiş olsa idi.) şimdi bir daha yeniden hayata ererek bu kadar azaplara tutulmasa idim.
28. MALIM BANA BİR FÂİDE VERMEDİ.
28. Ve diyecektir ki: Dünyadayken elde etmiş olduğum (Malım) servetim, maddî varlığım (bana bir fâide vermedi) beni bu âhiret azabından kurtarmaya yardım edecek bir mahiyette bulunmadı, boş yere mahvolup gitti.
29. BENİM SALTANATIM MÂLİK OLMAM BENDEN YOK OLUP GİTTİ.
29. Dünyadaki cimriliğinin cezasına uğrayan o şahıs şöyle de diyecektir: (Benim saltanatım) Kuvvetim, bir nice şeylere sâhip oluşum, insanlar üzerine tasallutum (benden yok olup gitti.) şimdi fakir, zelîl bir vaziyette kaldım.