Üstelik bu yeni din, ilk emri: `Beni önce bana inanmayanlara dayatacaksın` olan bir dindi.

Bunun için de yapılması gereken `eski din`in tevhidini bir şekilde ortadan kaldırmaktı.

Eski dinin günde beş defa tevhidi\e çağıran ezanı`nı susturmak ilk işlerden biri oldu bu yolda...

Kuran eğitimini yasaklamak, din adamlarını idam sehpalarına göndermek,din eğitimi veren kurumları kapatmak da başka bazı çalışmalardı eski dini ortadan kaldırmak için...

Kabe çoktan Arap`a bırakılmıştı,yeni din`in Çankaya`sı yeterdi yeni müminlere...

Bu yeni dinin mabetleri `okullar` olacaktı.Tekbir`i olmayan tek bir tip insan buralarda yetişecekti.

Yeni dinin hakimiyeti adına her şey yapıldı. Ama bir noktada şaşırdılar (şaşırtan şaşırttı)...Eski dine inanan halkın,hiç değilse,cenazelerini kaldırsın için İmam-Hatipleri açmak zorunda kaldılar.

Yıllar sonra bu çizgi dışı okulları kapatmak için bu kadar uğraşacaklarını bilselerdi hiç açarlar mıydı!!

Ama, tüm hesapların üzerinde bir hesap sahibi vardı işte...

`Ve mekeru ve mekerallah...vallahu hayru`l-makirin` sırrı bir kere daha tecelli etmişti.

Bugünki üç dörtlük savaşımın kısa hikayesi budur.Az çok tarih bilgisi ve bilinci olanlar bilir ki her konuda uzlaşma olabilir ama bu konuda olmaz.

Bu savaş `tevhit`lerin savaşıdır çünkü!...

Ali Açıköz

cemaat.com