NEBEVİ MİRAS HİCRET
RABİA KÜLTER / DOĞRUHABER
Baktığımız her ufkun öte yanına hasret;
Bir ömür sürüyoruz; nereye varsak hicret...(N.F.K)
Hicret; zorlu bir serüven, uzun ve meşakkatli bir yolculuk, sevdiklerinden acı bir firak, yeniden bir fetih, yeni umutlara gebe bir hayat.
Hicret belki de insanoğlu için en mühim bir dönüm noktasıdır. Aslında hicreti bu kadar önemli kılan şey şüphesiz kişinin hicretini nereden nereye yaptığıdır. Filhakika O Kutlu Nebi yanında sadık dostuyla beraber hicret ederken sadece mekân değiştirmediler. Onlar Mekke`den Medine`ye giderek Fücurdan Takvaya geçiş yaptılar. Karanlık içinde kalmış, günahlar içinde debelenen, yaratılış gayesinden uzaklaşmış, cahiliye teberrücüyle hayatlarını idame eden bir toplumdan hakikat ışığıyla bezeyecek /bezenmiş bir topluma tüm varlıklarıyla hicret etmişlerdi. Evet hicret karanlıktan aydınlığa yapılan yeniden var olma meselesidir. Her insanoğlunun hayatında muhakkak bir hicreti vardır. Ama önemli olan bu hicretin nereye ve neden olduğudur. Üstad Necip Fazıl ‘ın dediği gibi; “Bir ömür sürüyoruz; nereye varsak hicret.” Her bir hicretimiz diriliş ve umudu yeniden yeşertmek olmalı. Çünkü hicret çölden doğan hakikat ışığının insanlığı aydınlatan bir medeniyetin başlangıcı. Hicret, süfli özelliklerden arınarak ûlvi özelliklerle donanmak, hakikat yolculuğunun miladı.
Esfeli safilinden ahseni takvime ulaştıran burak. Haramdan helale geçiş. Asırlar önce Kutlu Nebi şöyle diyordu biz ümmetine : “ Asıl muhacir günahları terkedendir. “ Hiç şüphesiz bu çağrının özellikle günümüzde ne kadar önemli olduğunu daha iyi idrak edebiliyoruz. Çünkü hazzı, eğlenceyi hayvani duygularını tatmin etmeyi bir özgürlük telakki etmektedirler. Ama ne yazık ki en büyük gaflet içinde kendilerini avutmaktadırlar. Asıl özgürlüğün ruhunu ve bedenini tatmin edecek yegâne şeyin haramlardan sakınarak helâl dairesinde hayatların idame edilmesidir. Oysaki süfli emelleri ve istekleri içinde biçare kalmışlardır. İşte bu karanlık içinde en küçük bir hakikat ışığına muhtaç kalmışlardır maalesef. İnsan ancak ahseni takvim derecesinde hakiki özgürlüğü yaşayabilir. En çok da bu dönemde hicret ruhunun dirilişine ihtiyaç duyduğumuz aşikardır. Öyleyse tekrardan bir hicret gerçekleştirmeliyiz hiç vakit kaybetmeden. Şair ne güzel söylemiş;
Ve şimdi bir hicret, bir hicret daha gerek
Terk edip eğrileri doğruya yönelerek
Tövbe-i nasûh ile tövbe edip dönerek
Bir daha günahlara dönmemek ölene dek
Hicret çirkin çirkefe hem boykot hem de bir set
Hicret en büyük cihat ve en ulvî bir davet
Hicret emeli fert, hicret etmeli ümmet
Bu hicretle kurtulur bütün bir beşeriyet. VESSELÂM.