Eğitimde Yap-Boz Süreci Yanlıştan Dönülecek mi?
YKS`de din dersinden soru sorulmayacak olmasını Dinden YoKSun Sınav` manşeti ile gündeme taşımış ve bu yanlışın düzeltilmesi çağrısında bulunmuştuk. Haberimiz ses getirdi ve konu ile ilgili YKS`de değişikliğe gidileceği ifade edildi. Yanlıştan dönülecek mi?` şeklinde konu ile ilgili soru sorduğumuz eğitimciler, bu değişikliğin şart olduğunu ve bir an önce düzeltilmesi gerektiğini ifade ettiler.
MUHSİN ŞENOL- ENES DURMAZ / DOĞRUHABER
Geçtiğimiz günlerde açıklanan YKS`de (Yükseköğretim Kurumları Sınavı), din sorularının birinci bölümde olmaması, ikinci bölümde ise soru sayısının düşürülmesi kamuoyunda tepkilere neden olmuştu. Doğruhaber olarak bizler de kamuoyundaki tepkileri dikkate alarak “Dinden YoKSun Sınav" manşetini atmıştık. Hazırladığımız manşet ses getirdi ve YKS`de değişikliğe gidiliyor. Sınavın iki güne bölüneceği ve soru sayısının arttırılacağı ifade ediliyor. Öte yandan Türkçe ve Matematik sorularının yanı sıra Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi, Sosyal Bilimler, Fen Bilimleri soruları da sorulacak. Konuyu gazetemize değerlendiren HÜDA PAR Eğitim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Doyar, “Birinci oturumda soruların çeşitlenmesi ve tüm dersleri kapsaması bizim de desteklediğimiz bir şeydir. İtirazların bu noktada dikkate alınması önemlidir. Aynı zamanda birinci oturum ve ikinci oturumun aynı gün yapılmasından ziyade araya mesafe konulması da gerekir.” şeklinde konuştu. Yüksek Öğretim Kurulu`nun (YÖK) bir an önce bu konuda atım atması gerektiğini söyleyen Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa ise, “Din kültürü dersinden diğer sosyal derslerden, felsefeden soru sorulmayan bir sınav doğru bir sınav yöntemi olmaz. Okuldaki belli dersleri daha ağırlıklı hale getirdiği için öğrencinin ilgi alanı belli derslerde sınırlı kalabilir bunun önlenmesi için bütün derslerden soru sorulması gerekir.” dedi.
İTİRAZLARIN BU NOKTADA DİKKATE ALINMASI ÖNEMLİDİR
HÜDA PAR Eğitim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Doyar, “YKS`de birinci oturumda sadece Matematik ve Türkçe derslerinden soru sorulması diğer dersleri ikinci plana itiyor. Öğrenci 12 yıllık eğitim hayatında sadece bu iki dersi görmüyor. Bu iki dersin sorulması öğrencileri genel olarak sadece bu derslere yönlendirecek. Sonuçta öğrenci başarılı olmak isteyecektir. Fakat ikinci oturumda diğer derslerin sorulduğu gibi Sosyal Bilimler testi içerisinde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi soruları olacak. Netice itibarıyla birinci aşamada alınacak puanlar genel puana etkisi olacak. Birinci oturumda soruların çeşitlenmesi ve tüm dersleri kapsaması bizim de desteklediğimiz bir şeydir. İtirazların bu noktada dikkate alınması önemlidir. Aynı zamanda birinci oturum ve ikinci oturumun aynı gün yapılmasından ziyade araya mesafe konulması da gerekir. Öğrencilerin birinci oturumdaki eksiklerini görmesi açısından bu zamanın konulması öğrencinin lehine olacaktır. Burada en önemli nokta sınav eğitim sistemi içerisindeki sınav sistemini kalıcı bir sistem haline getirmektir. Sınav sisteminin öğrencileri geleceğe hazırlamak noktasında daha iyi yönlendirmesi gerekir. Bu konu hakkında daha detaylı bir rapor hazırlığımız var. Raporumuz bittiği zaman da bunu kamuoyu ile paylaşacağız.” ifadelerini kullandı.
BU SİSTEM DOĞRU BİR SINAV YÖNTEMİ OLMAZ
Her dersten soru sorulmasının daha doğru bir ölçme-değerlendirme olacağını ifade eden Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa da, “Biz sade belli derslerin sınav ağırlığından daha ziyade kapsam geçerliliği geniş, bütün derslerin kendi müfredattaki ağırlığı oranında, yeri oranında bütün derslerden soruların olduğu bir sınav siteminden yanayız. Her dersin sorusu sayısı aynı olmaz elbette ama her dersin kendi müfredatındaki ders saatine göre okul dersleriyle yüzde yüz uyumlu bir şekilde her dersten soru sorulmasının daha doğru bir ölçme ve değerlendirme sonucu ortaya çıkaracağını düşünüyoruz. Din kültürü dersi de buna dahildir. Din kültürü dersinden diğer sosyal derslerden, felsefeden soru sorulmayan bir sınav doğru bir sınav yöntemi olmaz. Okuldaki belli dersleri daha ağırlıklı hale getirdiği için öğrencinin ilgi alanı belli derslerde sınırlı kalabilir bunun önlenmesi için bütün derslerden soru sorulması çağrımızı daha önce de yapmıştık. Bugün çağrımızı yineliyoruz ve Yüksek Öğretim Kurulu`nun (YÖK) bir an önce bu konuda atım atması gerektiğini düşünüyoruz.” şeklinde konuştu.