Avrupa`nın serbest bırakılmasını istediği Kavala hakkındaki iddialar
Avrupa Parlamentosu`nda temsil edilen önemli siyasi partiler, Türkiye`nin Adalet, İçişleri ve AB bakanlarına ortak bir mektup göndererek gözaltındaki "işadamı" Osman Kavala`nın serbest bırakılması çağrısında bulundu.
AB çevreleriyle yakın ilişki içerisinde olan Osman Kavala'nın gözaltına alınmasına Avrupa genelinde tepkiler sürüyor. Osman Kavala'nın serbest bırakılması için AP Sosyal Demokrat, Hristiyan Demokrat, Liberal, Muzafazakar, Yeşiller ve Sol grupları adına Türkiye Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve AB Bakanı Ömer Çelik'e 25 Ekim'de ortak bir mektup gönderildi.
Türkiye makamlarına "İşadamı Osman Kavala'nın ivedi olarak serbest bırakılması" çağrısında bulunulan mektupta, "temel hak ve özgürlükler ve hukuk devleti alanlarında kısıtlamaların son bulması" için gerekli adımların atılması istendi.
Mektup; Sosyal Demokratlar adına aynı zamanda AP Türkiye raportörlüğü görevini yürüten Kati Piri, Hristiyan Demokratlar adına gölge raportör Renate Sommer ve Anna Maria Corazza Bildt, Avrupa Muhafazakar ve Reformcular Grubu adına Bas Belder, Liberal Grup adına Marietje Schaake, Yeşiller adına grup eşbaşkanı Ska Keller, eski eşbaşkan Rebecca Harms ve gölge Türkiye raportörü Bodil Valero, Sol Grup adına ise başkan Gabrielle Zimmer ve gölge Türkiye raportörü Takis Hadjigeorgiou tarafından imzalandı.
Türkiye raportörü Piri, özel yayımladığı bir mesajda Osman Kavala'nın "Türk sivil toplumunun önemli şahsiyetlerinden biri" olduğunu ifade etti. "Gözaltına alınması Türkiye'de normale dönüş ümidi taşıyan herkese gönderilmiş ürpertici bir mesajdır. İnsan hakları savunucuları, akademisyenler, parlamenterler, sivil toplum liderleri ve gazetecilere hiçbir kanıt olmaksızın ve adli sürece saygı duyulmadan devlet düşmanı etiketi yapıştırılmasını kabul edemeyiz ve etmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
Öte yandan AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini adına bugün yapılan açıklamada, "Türkiye-AB ilişkilerinde güvenilir bir muhatap" olarak tanımlanan Kavala'nın gözaltına alınması "kaygı verici bir gelişme" olarak değerlendirildi. Suçsuzluk karinesi ve geçici gözaltı koşulları konusunda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ile uyumlu hareket edilmesi mesajı verildi.
Osman Kavala'nın gözaltına alınması Fransız Dışişleri Bakanlığı tarafından da "kaygı verici" olarak yorumlandı. Fransız Dışişleri Bakanlığı sözcüsü tarafından yapılan açıklamada, Fransa'nın, diğer Avrupa ülkeleri gibi, Osman Kavala ile "düzenli işbirliği" içinde olduğu belirtilip, bu konuyla ilgili gelişmelerin yakından takip edileceği bildirildi.
Osman Kavala, 19 Ekim'de Gaziantep'te Alman Goethe Enstitüsü ile birlikte gerçekleştirilmesi planlanan bir projenin toplantısından dönerken İstanbul Atatürk Havalimanı'nda gözaltına alınmıştı.
Türkiye'nin Soros'u olarak nitelendirilen Kavala'nın; Gezi olayları, 15 Temmuz ABD destekli darbe girişimi ve PKK/HDP'nin çukur siyaseti stratejilerinin arkasındaki en önemli isimlerden olduğu iddia ediliyor.
Sivil toplum kuruluşu hüviyeti taşıyan çok sayıda dernek ve vakıf aracılığı ile son 30 yıldır Türkiye'de yaşanan birçok sosyal hadisenin arka planında Osman Kavala ismi olduğu belirtiliyor.
Kavala hakkında gündeme gelen ve oldukça dikkat çekici olan iddiaların başlıcaları şöyle:
-Kavala'nın "toplum yararına ve sosyal misyon ifa ediyor" görüntüsüyle fonladığı onlarca dernek ve vakfın; FETÖ, PKK, DHKP-C ile doğrudan temasları var. Başta Anadolu Kültür AŞ ve Açık Toplum, Tarih Vakfı, Hafıza Merkezi, Kürdilit, Helsinki Yurttaşlar Derneği, Barış Vakfı, Diyarbakır Kürt Evi, İnsan Hakları Derneği olmak üzere Doğu ve Güneydoğu'daki 200'den fazla dernek ve vakıf, Kavala tarafından fonlanıyor.
-15 Temmuz darbe girişimi sonrası alınan "20 Temmuz 2016 tarihli" OHAL kararı ile Doğu ve Güneydoğu'da PKK ile bağlantılı olduğu belirtilip kapatılan 462 dernekten birçoğunun Kavala tarafından fonlanıyor.
-Kavala tarafından fonlanan dernekler aracılığı ile bölgede yüzlerce panel, konferans düzenlenip PKK propagandası yapıldı.
-"Seni Başkan Yaptırmayacağız", "Diktatör Erdoğan" başta olmak üzere Gezi olayları ve 15 Temmuz darbe girişimine giden süreçte birçok slogan Osman Kavala liderliğinde oluşan heyet tarafından üretildi.
-Kavala, "Ortadoğu'nun karanlık prensi ve İsrail'in kılıcı" olarak nitelendirilen Muhammed Dahlan ile de yakın ilişki içerisinde.
-Osman Kavala'nın da içerisinde yer aldığı ittifak, Türkiye'de siyaset, sivil toplum kuruluşları, ticari kurumlar, bürokrasi ve iş çevreleri üzerinden toplumsal kargaşa ve kaos ortamını hedefleyen taktik ve stratejiler uyguladı.
-Kavala öncülüğünde oluşan yapı, Ermeni ve Kürt meseleleri başta olmak üzere, Alevi ve Roman dernekleri ile LGBT destekçiliğine uzanan geniş bir yelpazede faaliyet yürütüyor. Osman Kavala'nın da aralarında bulunduğu ittifak tarafından son 20 yıllık süreçte kaos ve karmaşa amaçlı planlanan ve maşa örgüt ve şahıslar tarafından organize edilen projelerden bazılarının şunlar olduğu belirtiliyor: "13 Eylül 2011'de Oslo görüşmelerinin sızdırılması, Haziran 2013 Gezi olayları, 7 Ekim'de Kobani saldırıları, 11 Ocak 2016'da Akademisyenler Bildirgesi ve 15 Temmuz 2016 darbe kalkışması için medyada zemin hazırlanması."
-PKK/PYD'nin ABD desteği ile etkinlik alanını genişletmesi ile birlikte faaliyet yoğunluğunu Suriye üzerinde artıran Kavala, bu kapsamda 70'ten fazla yabancı vakıfla birlikte, Afrin, Haseke, Tel Abyat, Kobani, Munbiç, Kamışlı bölgelerine gönderilen yardımları organize etti. Bu süreç dâhilinde BM-Mocha tarafından da desteklenen yüzlerce proje ile PKK'ye en az 1,5 milyar dolar para nakledildi.
Osman Kavala'nın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca yürütülen FETÖ'nün 17-25 Aralık operasyonları ile 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında gözaltına alındığı belirtilmişti.
Derinleştirilen soruşturma kapsamda 4 Ekim'de ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi Metin Topuz tutuklandı. 20 Ekim'de gözaltına alınan Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) Başkanı Şaban Kardaş hakkında da bu dosyadan işlem yapılıyor. MİT TIR'ları davasının firari sanıkları Bayram Andaç ve Muharrem Gözüküçük'ün de konuyla irtibatı tespit edildi. ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğu görevlisi N.M.C. de bu dosya kapsamında ifadeye çağrıldı. N.M.C. ifade vermeye gelmezken gözaltına alınan eşi ve kızı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Bu soruşturma kapsamında gözaltına alınan iş adamı Osman Kavala'nın ifade işlemleri sürüyor.
Mehmet Osman Kavala 1957 yılında Paris'te doğdu. İstanbul Robert Lisesi'ni bitirdi. Manchester Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nden mezun oldu. Babası Mehmet Kavala'nın 1982 yılında ölmesinin ardından Kavala Grubunda yönetici olarak çalışmaya başladı. Türk-Polonya İş Konseyi, Türk-Yunan İş Konseyi, Center for Democracy in Southeast Europe (Güneydoğu Avrupa'da Demokrasi Merkezi) gibi çeşitli kurum ve kuruluşların önde gelen üyelerinden oldu.
HDP'nin kuruluş sürecinde çatı örgütü olarak kurulan Halkların Demokratik Kongresi'nin (HDK) 15 Ekim 2011 tarihindeki kuruluş kongresine katılması ve Öcalan ile Demirtaş'a "Açılım Süreci" sırasında gönderdiği mesajlar çokça gündeme gelmişti. Bir taraftan F-16'ların modernizasyonuyla anılan bir iş adamı, diğer taraftan PKK/HDP ve benzeri oluşumlara sözünü dinletebilen bir isim.
İş kimliğinin yanı sıra yazar, tarihçi, sosyolog, edebiyatçı, hukukçu ve benzeri onlarca sıfatla nitelendirilen Kavala ismi, bir dönem mafya dünyasının Sedat Peker gibi önde gelen isimleriyle de anıldı. (İLKHA)