Afganistan`dan gelen acı haber yüreğimizi yakmıştı. Olay hakkında kimse fazla bir bilgiye sahip değildi.

Sanırım ilk ben "ŞÜPHE DOLU" bir yazı yazdım. Çünkü HELİKOPTERİN düştüğü yerden dumanlar tüterken hemen ya da ACELE ile KAZA açıklaması yapılması aklımı iyice karıştırmıştı. Bir türlü KAZA olduğuna inanmak istemiyordum. Zaten Başbakan Erdoğan`ın programlarını iptal edip MİT Müsteşarı Hakan Fidan`la sık sık görüşmesi, komutanların tam kadro TAZİYEYE gidişi ve her şeyden önemlisi ANKARA`da o bildiğim DERİN SESSİZLİK hayra alamet değildi...

Televizyonlar olayı duyururken PERDE ARKASINI bileceğini düşündüğüm bir dostuma mesaj bıraktım. Belli ki bir-iki gün geçmesini bekledi. Dün aradı, buluştuk. Ben de hazırlıklıydım. Bazı fotoğrafları alıp yola çıktım. KIZ KULESİ`nin karşısında buluştuk. Çaylar gelmeden konuya girdi: "Biraz geri gidelim. Tarih 2 Ekim 1992. Ege Denizi`nde gerçekleştirilen "Kararlılık Gösterisi-92" NATO tatbikatında Türk Deniz Kuvvetleri`ne ait "Muavenet Muhribi" vuruldu.

Gerçek ATIŞIN yapılmadığı tatbikatte ABD`nin SARATOGA isimli uçak gemisinde geceyarısı HAREKETLİLİK yaşandı. Aralarında MUAVENET`in de bulunduğu YEŞİL GRUP`a karşı ALARM haline yani SAVAŞ durumuna geçildi. Çok geçmeden Saratoga`dan ateşlenen "Sea Sparrow" füzesi, gemimizin kaptan köşküne isabet etti. Mürettebat "ne olduğunu anlayamadan" ikinci füze de gelmişti. Peşpeşe atılan füzeler Muavenet`in köprü üstü, savaş harekat merkezi ve telsiz kamaralarını paramparça etmişti. Olayda, Muavenet Fırkateyni`nin Komutanı Kurmay Yarbay Levent Kudret Güngör, Uçaksavar Yardımcı Subayı Teğmen Alper Tunga Akan, Tesis Astsubayı Serkan Haktepe, İkmal Çavuşu Mustafa Kılıç ve Er Recep Atak şehit olurken, 22 askerimiz de yaralandı.

ABD, Türkiye`yi derinden yaralayan bu olayın kaza olduğunu açıkladı.
Ancak "Sea Sparrow" füzelerinin ateşlenebilmesi için 6 ayrı karara ihtiyaç vardı. Ayrı ayrı odalarda bulunan personel tarafından yapılmaktaydı. Dolayısıyla füzelerin peş peşe kazayla ateşlenmesi inandırıcı olmaktan uzaktı.

Hemen araya girdim... Dönemin komutanları da KAZA demedi mi?
Sadece komutanlar değil bütün DEVLET kaza demek zorunda kaldı.

Çünkü ortada bir SAVAŞ NEDENİ vardı. Peki MUAVENET ile helikopter kazasının ne ilgisi var? Şu an için bir ilgisi yok. Ancak kazadan hemen sonra yapılan açıklamalar da İNANDIRICI değil.

Bir süre geçsin gerçek sebep ortaya çıkar. Ve büyük ihtimalle de AÇIKLANMAZ... Neden açıklanmasın ki?

Muavenet`in vurulma görüntüleri 11 yıl sonra ortaya çıktı. Ortada büyük bir TEZGAH varsa gerçek sıcağı sıcağına açıklanmaz. Ayrıca o dönemde Cumhurbaşkanı ÖZAL`dan rahatsız olan güçler BPPASS yasalarıyla KÖŞK`ün yetkisini budamak, hatta Özal`ı indirmek derdindeydi. Özal`a nasıl geldiniz!

Bakın Özal, KÜRT SORUNU için ilk RİSK alan insandı. Etrafında da kendisi gibi düşünen insanlar yok değildi. Eşref Bitlis Paşa bunlardan biriydi.

MUAVENET SALDIRISI EŞREF BİTLİS`e "DUR" demek için yapıldı. Saldırıdan sonra sizin de çalıştığınız askerlerin yorumu neydi?

Dönemin DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANI Vural Beyazıt`tı... ""Müeessif bir kaza" dedi. Bu konudaki sorulara cevap vermemeyi tercih etti. Hatta bir TV`de hazırlanan BELGESEL programa bile katılmadı. "Kaza kardeşim olayı kaşımayın" dedi.

Dostumun gözleri dolunca DOSYANIN arasına koyduğum dün ajanstan geçen fotoğrafları gösterdim.

Şaşırıp kaldı. Çayından bir yudum aldıktan sonra nemli gözlerle "Ne dememi bekliyorsun" diyerek fotoğrafları yorumladı: "Benim POZİSYONUMDA görev yapan birçok arkadaş buna benzer HELİKOPTER kazaları gördü. Kesin bir şey söylemek istemiyorum ama burada durum farklı. Şehitlerimizin BEDENLERİ ortada yok. Anlatılması çok zor ama alev topunun arasında kalmışlar. Zaten fotoğrafta da görülüyor 12 şehit 2 ÇELİK tabutta... "VURULDULAR" diyemesem de KAZA ile düştüler hiç diyemem...

Artık SIR değil TÜRKİYE bölgede herkesle RAKİP. Saldırıyı kim, neden yapar sorusunun artık binlerce cevabı var. Büyüyen Türkiye bazılarının uykusunu kaçırıyor. MUAVENET vurulduğunda KÜRT POLİTİKASINDAN rahatsız olanlar vardı. Bugün ANKARA`nın tedirgin ettiği ülke sayısı çok daha fazla. Maalesef bölgede hesapları olanlar uzun bir süre daha tedirgin olacaklar. Kaza değilse kim vurmuştur?

Herhalde ABD`ye karşı savaşan PEŞTUNLAR değil. Şu ya da bu ülke demek doğru değil. Ancak AYYILDIZLI helikopter oradaki en güvenli araçtı. Vurulduysa, vuran AFGAN değil. Kim o zaman? Çok yakında ortaya çıkar. Yani vuranlar özür mü diler?

Yok yok.. O bölgede başlarına bir şey gelir... Biz de mesajı alırız... O kadar gücümüz var mı?

Bunu "Yeni Türkiye`yi yazan" birinin sorması garip! Sanılandan çok daha fazla... Çünkü böyle olaylara ASKERİ istihbarat ve MİT birlikte bakıyor. Özellikle son dönemde bizlerin bilmediği birçok operasyon yapılıyor. Can yakanın canı yanıyor.

Bu da devletlerarası DİL oluyor... Son sözünüz ne olur?

Tabuttaki KONŞİMENTO benim gibi çok insanın yüreğini yaktı.
Eğer kaza değilse yapanın çok canı yanar... Bizi ilgilendirmeyen bir OLAY yaşandığı zaman söz, ilk seni arayacağım. Ve büyük bir mutluluk içinde "MESAJ VERİLDİ" diyeceğim...

Ergün Diler / Takvim