• DOLAR 32.55
  • EURO 34.974
  • ALTIN 2443.994
  • ...
İlahi Lütuflar 7 - Allah`ın Askerleri
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İrem GÜLTEKİN / Doğruhaber

Vekil olan Yüce Mevla`mızın adıyla…

Yüce Allah kendi yolunda nöbet tutan kullarına kimi zamanda bir grup askerleriyle destek olur. Bu ise Kullarına yalnız olmadıklarının hak yol üzerine olduklarının en güzel işaretidir…

“Gerçek şu ki, göklerin ve yerin mülkü Allah`ındır; diriltir ve öldürür. Sizin Allah`tan başka veliniz ve yardımcınız yoktur.”  (Tevbe s.116)

“Marksist PKK ile sıcak çatışmaların yaşandığı bir dönemdi. Kendi evlerimizde bile emniyette değildik. PKK evlere girip kim varsa otomatik silahlarla tarıyordu. İnsanlıktan çıkmış din düşmanlarının adeta gözleri dönmüştü. Bizler de bunun için tedbir olarak kardeşlerimizle sırayla nöbet tutardık. Bizim bizden başka dostumuz yoktu. Müslüman kardeşlerimizden başka güvenebileceğimiz kimsemiz kalmamıştı. Aynı kan bağını taşıdığımız akrabalarımızı bile tehdit etmişlerdi. Onları bizden uzaklaştırmayı başarmışlardı.

Çok mecburi olmadıkça akrabalarımız bizle konuşmuyorlardı. Sanki akraba olduğumuzu bile saklamak için ellerinden geleni yapıyorlardı. Bu sebepten ötürü de olası bir saldırıya maruz kalmamak, gafil avlanmamak için sabahlara kadar nöbet tutuyorduk. Bulunduğumuz evimizde yıllardır beslediğimiz kazlarımız vardı. Kazlar grup halinde yaşayan hayvanlardır. Ve aralarında Sübhanallah onları yönlendiren bir komutan olur.

İşte hepimizi hayrete düşüren bu olay bizlerin gece nöbet tuttuğu zamanlarda oldu. Belki bunu okuyan çoğu kardeşimiz böyle bir şeyin olabilme ihtimalini bile düşünmez. Fakat Yüce Rabbimizin bize bir lütfu olduğuna şahit olduk. Rabbimiz adeta kendi yolunda olan kullarına kendisinin izniyle onları bir grup askerleri tarafından destekleyeceğini belirtir gibiydi.

Gece karanlık çöktüğünde nöbet saatlerimizi belirler ona göre nöbet tutardık. Kendimizce düşmanımızın gelme ihtimali yüksek olan yerleri daha çok gözlem altında tutardık. Gecenin belirli bir saatinden sonra evde beslediğimiz kazlar, sıraya dizilirlerdi. Kazlar uyuyacakları zaman hepsi bir araya gelir ve başlarını kanatları altına alıp tek ayaküstünde durarak uyurlar. Bizim kazlar da evin dış cephesine bakan tarafta bir araya gelir ve tek sıra halinde dururlardı. İşin garip yanı bunların arasından biri ayrılır, dış kapıya yakın bir yerde durarak kapıya yönelir, tek ayaküstünde durup kafasını biraz ileriye uzatır ve öylece dışarı bakardı.

Dış kapıyı gözetleyen kaz, belli bir süre sonra uyumakta olan grubun arasına geçer, uyuyan gruptan bir başka kaz gelir, bir öncekinin durduğu yerde tıpkı onun gibi durur ve dışarıyı gözetlerdi. Onların da nöbet değişimleri sabaha kadar devam ederdi. Tek ayaküstünde durup dış kapıya bakan kaz, kendince tehlikeli bir durum gördüğünde diğer kaz arkadaşlarına yönelir ve yüksek sesle bağırmaya başlardı. Arkadaşlarının sesini duyan diğer kazlar da hep birlikte eve yönelir bir ağızdan bağırırlardı. Sübhanallah yaptıkları ile adeta bizleri uyarmak isterlerdi. Bu duruma evde nöbet tutan birçok kişi de şahit oldu.

Rabbimiz adeta bu zor günlerimizde bizleri bir grup askerleriyle yalnız bırakmamıştı. O`na ne kadar hamd etsek azdır.

(Dua Yayıncılıktan çıkan ve Ömer Saruhan`ın kaleme aldığı İlahi Armağanlar isimli eserinden derlenmiştir.)

Bu haberler de ilginizi çekebilir