Barış, artık mazide kaldı
Rejim güçleri, Suriye`nin başkenti Şam`da muhaliflerin kontrolündeki Doğu Guta`daki bir pazar yerini hedef aldı.
Yahudi yerleşkeleri inşaatının durdurulması “Olmaz”…
İki devletli çözüm “Olmaz”…
Bunlar Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump`ın Yahudi kökenli damadı ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Jared Kushner`in bölgeye yaptığı ziyaretin sonuçları…
Peki, ismi “barış görüşmeleri (!) ” olan şeyden geriye ne kaldı?
Kushner Abbas`a şu anda İsrail hükümetinden yerleşim birimleri inşa işini durdurmasını talep edemeyeceklerini iletti. Çünkü bu Netanyahu hükümetinin yıkılmasına neden olabilir…
İşte bu şekilde Arapların her türlü tavizi vererek önemsedikleri “barış ameliyesi” Netanyahu hükümetinin geleceğine bağlanmış oldu.
Amerika Başkanı Trump`ın başdanışmanı ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Kushner işgal altındaki Filistin topraklarında iki devletli çözümden bahsetmekten de özellikle kaçındı.
Konuşmasında, sadece İsraillilerle Filistinliler arasında kalıcı ve gerçek bir barışın sağlanması için çalışacağını söylemekle yetindi.
Daha önceki Amerika idaresi tarafından kabul edilen, Arap ülkelerinin de rüyası haline gelen, Filistin davasına ilgili olduğunu iddia eden Arap Birliği ile Arap ülkelerinin nağmesi haline gelen iki devletli çözüm artık mazide kaldı.
Burada “Amerika Başkanı Trump`ın başdanışmanı ve Ortadoğu Özel Temsilcisi Siyonist Kushner`in çağırdığı gerçek barışın nitelikleri nelerdir?” sorusu akla geliyor.
Bu sorunun cevabı belki de onlarca yılı alacak mekik görüşmelerle ortaya çıkacak. Dolayısıyla sözde barış görüşmeleriyle geçen on yılların ardından Arapların iki devletli çözüme kavuşacaklarına yönelik düşünce ve hayalleri o mekik görüşmelerin ardından yeniden başlayacaktır.
Sanılan barış ameliyesi umurumda olmadığı gibi, Filistin`de çağdaş dünyada benzeri olmayan, silahtan, irade ve otoriteden arındırılmış bir Filistin devletinin kurulmasına karşılık Siyonist işgal rejimine Filistin topraklarının %78`ini gasp etme hakkı verecek iki devletli çözüm de umurumda değil.
Aynı şekilde barış görüşmelerinin tökezlenip çıkmaza girmesi de umurumda değil…
Ama beni ilgilendiren ve hafızamı kurcalayan husus şudur: Sözde barış görüşmeleri ne zaman çıkmaza girse veya tökezlese, Arap ülkeleriyle Siyonist işgal rejimi arasındaki ilişki daha da güçlenmektedir.
Yaşadığımız kötü dönem nedeniyle talebimiz sadece şu olmuştur: Bazı Arap ülkeleriyle işgal rejimi arasındaki ilişki (en azından) sözde barış görüşmelerine göre şekil alsın istiyoruz. Yani, barış görüşmelerinde ilerleme olursa ilişkilerin ilerlemesi, gerileme olunca da ilişkilerde gerilemenin yaşanmasını talep etmekteyiz.
Abdullah El-Mecali / Çeviri makale
Filistin Enformasyon Merkezi