• DOLAR 32.34
  • EURO 34.879
  • ALTIN 2393.529
  • ...
Hak Diyorum: Sessizce…
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Sıcak bir yaz günü Diyarbakır’ın sokaklarındaki olayları izliyorum. İzlerken aklımda kalan karelerin peşine takılıyorum. Düşünüyorum. Sessizce yorumlar yapıyorum. Hani buraları bilmesem, kim haklı kim haksız tartışmasında bulacağım kendimi. Ama gerçek şu ki Arazlar Köyü’nden tut metropol şehir Diyarbakır’a kadarki yerleri de, halkı da, yaşantıları da iyi bilirim. Çünkü yıllarca yaşadım: Köyün tezek kokulu küçelerinde, toprak damlarında, şehrin kalabalık caddelerinde, koca apartmanlarında…

Şimdi mazlum konumundaki insanların iç dünyalarını dile getirmeye korkuyorum. Hasretle beklenen güven dolu bir göğün mavi ve güleç yüzünü resmetmeye cesaret edemiyorum. Çünkü yanı başımda beni/bizi yakacak molotoflar duruyor. Çünkü kaldırım taşları küfürler yazdırılıp üstüme/üstümüze geliyor. Çünkü haziran, yaz güneşine gebe iken kaosun yağmurunda kapkara bulutlardan yayılan ölüm kurşunlarına tutuluyor.

Ey Doğa! Dağ nehrini bilir misin? Bir örgüt ki dindarlara kan kusturuyor. Bir fecir vaktinde imamımı öldürüyor. Aziz’leri yok ediyor. Tunceli’den tilkimisal akıyor, aynımisal Van’a uğruyor, Diyarbakır’a kan bırakıp Şırnak’a siyonizm götürüyor. Bak, yelken açtım kara nehirde, bizim semtte linç oldum.

Meclis ovasını gezdin mi? Kürt kimliğim/kimliğimiz üzerinden siyaset dikenlerini yayan bir partinin çadırı var orada. Kendisinden başkasına hayat hakkı tanımayan antibarış ve antidemokrat eylemlerle benliğime/benliğimize kilit vurmaya yeltenen bir partinin çilingiri bekler orada. Sandık yaylasından bihaber, dükkanlara kepenk indiren bir partinin maşaları durur orada. Bak, ovada kara saplandım, şimdi kurtlara yem oldum. Eyvah! Dört koldan Kürt halkını egemenliğine almak isteyen bir hareketin kurbanı olduk. Şehirde, köyde, okulda, işyerinde. Toplum içinde, arka bahçede, perde arkasında.
Ey Yamalı Çocuk!Niçin ağlıyorsun?

Ey Fırtınalı Genç! Niçin yaktın canları?

Ey Şalvarlı Baba! Niçin sardın cigarayı?

Efendim. Duymuyorum. Sana sesleniyorum.

Ey Masum! “Ben bıktım. Kendi hayatımı refah içinde yaşama hakkımı gasp eden şu sistemlerden nefret ediyorum. Bezdim artık. Lanet okuyorum.

Dinimi rahat yaşamak istiyorum. Öz dilimle haykırmak istiyorum. Kime ne! Ben başkasının dinine karışmıyorum. Kimsenin diline laf etmiyorum. Ben de özgürce yaşamak istiyorum. Ne başka bir kimlikle ne de başka bir alternartifle.

Bana yaşam hakkı tanımayanlar demokrasinin kalesine sığınmasınlar. Konuşma hakkımı kullanamadığım için özgürlükten bahsedenleri kınıyorum. Barış deyip ortalığı yıkıp yakan herkese zalim diyorum. Kimse bana masal anlatmasın. Kimse bana hayal kurdurmasın. Bıraksınlar yalan konuşmayı, ikiyüzlü olmayı. Kürt Kemalizmi boy vermişken bu ağıtlı topraklarda artık bilsinler ki yeni bir demokrasi mücadelesi de doğmuştur. Doğunun bağrına yayılan zehre karşı bir gönüllüler/barışseverler hareketi yola çıkmıştır. Ve tarih, mazide yaşananlar misali olacak. Ve meydan, tarihin huzurunda bilinen Habil-Kabil Oyunu’na şahit olacak. Evet, artık anlasınlar bu iş onların istediği gibi olmayacak…”
 
Esad Kamileoğlu / Diyarbakır / Yaş 26

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir