• DOLAR 32.45
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...
Neden Ayasofya - 1
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Rümeysa Ülsen / doğruhaber

Son zamanlarda gündemde olan bazılarının “artık cami olarak kullanılsın” bazılarının ise “bunca cami arasında bir Hristiyan mabedi mi gözünüze batıyor “ dediği, özellikle geçtiğimiz kadir gecesinde içinde programların yapılması, minarelerinden ezan yükselmesi sebebiyle kindar ve öfkeli gözleri üzerine çeken Ayasofya neden bu kadar önemli?

Ayasofya dünya tarihinde ayakta kalmış en büyük yapıtlardan birisidir. Vaktiyle doğu roma imparatorluğunun İstanbul`da yapmış olduğu ve hükümdarların orada taç giyme törenlerinin yapıldığı, en büyük Ortodoks Kilisesi idi...

M.S 360 yılında yapılmış olan bu kilise halk isyanlarından dolayı iki defa M.S 404 ve 532 yıllarında yakılıp yıkılmış ve yeniden yaptırılmıştı.  Son olarak imparator tarafından yeniden M.S 532 de inşasına başlanarak M.S 537 yılında ibadete açılmıştı...

Ancak 4. Haçlı seferleri sırasında, Venedik Cumhuriyeti`nin Doçu, H. Dandolo komutasındaki Katolik Haçlılar, İstanbul`u ele geçirip Ortodokslara ait Ayasofya`yı yağmalamışlardı. Latin istilası (1204-1261) olarak anılan bu dönemde ise Ayasofya, Roma Katolik Kilisesi`ne bağlı bir Katedrale dönüştürülmüştü.

Hristiyan âlemi için böyle bir geçmişe sahip olan Ayasofya 29 Mayıs 1453`te Fatih Sultan Mehmet`in İstanbul`u fethi ile o sırada harap bir kilise halinde olan Ayasofya Sultan Mehmet`in emriyle temizlenip camiye dönüştürülmüştür. İlk minaresi de o zaman yapılmıştır...

Bugün bir kilisenin cami olması bize ters veya anormal gelse de o dönemin ruhuna göre ülkeler ya seferlerle işgal edilir ya da fetih edilirlerdi. İşgal demek yakıp yıkmak, o ülkenin maddi manevi değerlerine zarar vermek idi. Ancak fetih o coğrafyanın her şeyinin korunarak el değiştirmesiydi. İşte İstanbul bu anlayışla fetih edildi...

İslam dininde bir yer fethedildiği zaman o coğrafyanın artık Müslümanlara ait olduğunu belirtmek için, fethedilen yerin en büyük tapınağı cami haline çevrilir. Bu az önce de bahsettiğimiz coğrafyanın el değiştirme olayının bir sonucudur. Ayasofya da bu sonuç neticesinde içindeki Hristiyanlığa ait ibarelerin kapatılması ve minare eklenmesi sonucu camiye çevrilmiş ve içinde ilk olarak Cuma namazı kılınmıştır...

Fatih Sultan 1 Haziran 1453 de Ayasofya için bir vakıf kurar ve aşağıdaki vakıf senedini yazdırır:

“İşte bu benim Ayasofya Vakfiyem, dolayısıyla kim bu Ayasofya`yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini tebdil ederse onu iptal veya tedile koşarsa, fasit veya fasık bir teville veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camisi`nin vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kastederlerse, aslını değiştirir, füruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol gösterirlerse ve hatta yardım ederlerse ve kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkarlar, camilikten çıkarırlar ve sahte evrak düzenleyerek, mütevellilik hakkı gibi şeyler ister yahut onu kendi batıl defterlerine kaydederler veya yalandan kendi hesaplarına geçirirlerse ifade ediyorum ki huzurunuzda, en büyük haram işlemiş ve günahları kazanmış olurlar.

Bu sebeple, bu vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah`ın, Peygamber`in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen laneti onun ve onların üzerine olsun, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın.
Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır. Allah`ın azabı onlaradır. Allah işitendir, bilendir”

Fatih Sultân`dan sonra gelen tüm Padişahlar bu vakfiyeye uymuşlardır. Bazı padişahlar döneminde Ayasofya`nın içerisi de tam bir cami haline gelmiş, çevresine çay ocakları ve külliyeler kurulmuştur...

1930 yılına gelindiğinde Ayasofya Cumhurbaşkanının emriyle restorasyon çalışmaları nedeniyle 1935 yılın kadar halka kapatılır. Bakanlar Kurulu`nun 24 Kasım 1934 tarih ve 7/1589 sayılı kararıyla artık müzeye  çevrilir. 1 Şubat 1935`te ziyarete açılır...

İşte 1935`ten günümüze kadar önce kilise, sonra cami olarak kullanılan Ayasofya müze olarak kullanılıyor. Üzerinde pek çok araştırma yapılan ve tüm dünya gözlerinin kendisinde olduğu Ayasofya belki bir gün Müslümanların yeni fetihleriyle taçlanıp, tekrar Fatih`in vakfiyesine uygun hale getirilecektir. Şunu unutmayalım Ayasofya sadece bir cami değildir İstanbul`un Müslümanlar tarafından fethedildiğinin sembolüdür. İstanbul`un coğrafi konumunu, içinde barındırdığı değerleri de düşününce bu sembolün paylaşılamama sebebini de  anlayabiliriz...

Ayasofya ne zaman ibadete açılacak sorularımızın cevabını ise şu satırlarda bulabiliriz;

Mehmet Akif`in de dediği gibi “kim bilir belki yarın belki yarından da yakın...”

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir