• DOLAR 32.455
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.98
  • ...
Sahabeden uygulamalı tevbe - 5
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Dilek çelenk / doğruhaber

İMTİHAN

 Rasulullah (sav) ashabından sekiz kişiyi İslam`ın ilk askeri görevini üstlenmek üzere seçti. Aralarında Abdullah b. Cahş ve Sa`d b. Ebi Vakkas`ta vardı. Onlara hitaben şöyle buyurdu;

‘Aranızda açlığa ve susuzluğa en dayanıklı olanınızı başınıza emir olarak tayin ediyorum. Ve sancağı Abdullah b. Cahş`a verdi. Ona gideceği günü söyleyip bir de mektup verdi ve bu mektubu açmadan iki gün boyunca yol gitmesini bu mesafeden sonra açıp okumasını emretti.

   İki günlük mesafeden sonra Hz. Abdullah mektubu açıp okudu, şöyle yazıyordu;

‘Mektubumu okuduktan sonra Mekke ile Taif arasında bulunan hurmalığa varana kadar devam et. Orada Kureyş`i gözetleyip bize haberini getir.`

Mektubu okuduktan sonra üstün meziyetlerle donanmış imani bir teslimiyet ile ‘sem`an ve taeten` deyip, Allah Resulünün emrine bağlılık göstererek arkadaşlarına;

‘Allah`ın Resulü bana hurmalığa kadar giderek Kureyş`i gözetleyip haberlerini öğrenmemi emretti. Aynı zamanda sizden hiç kimseyi benimle gelmesi için zorlamamamı da emretti. Kim şehadeti istiyorsa buyursun gelsin. Kim de gelmek istemiyorsa kimsenin kınamasına maruz kalmayacak dönebilir` dedi.

Arkadaşları dediler ki;                                                                        

‘Allah`ın Resulünü işittik ve itaat ettik. Rasulullah`ın sana emrettiği yere kadar seninleyiz.

Hurmalığa varana kadar yürüdüler ve Kureyş`in haberlerini toplamak üzere geçitleri takip ederek İslam için casusluğa başladılar. Uzaktan beraberlerinde ticaret kafilesi olan dört kişi gördüler. Bu dört kişi Amr b. El Hadramiyy, Mukem b. Keysan, Osman b. Abdullah ve kardeşi Muğire idi. Kafilede Kureyş`in ticari malları olan kuru üzüm, deri vs vardı. Bu durumda sahabeler kendi aralarında istişareye başladılar. O günde haram ayların son günü idi. Dediler ki;

‘Eğer onları öldürürsek haram ayda öldürmüş oluruz ki bu da haram ayın hürmetini ortadan kaldırmak ve bütün Arapların düşmanlığına maruz kalmaktır. Bugünün bitmesini beklersek onlar yürüyüp yol kat ederek haram beldeye girmiş olurlar. Böylece onlara dokunmamız zaten haram kılınmıştır.`

Sonunda onları öldürüp kafileyi de ganimet olarak almak fikrinde görüş birliğine vardılar. Kısa zamanda onlardan birini öldürdüler, ikisini esir aldılar ve biri de kaçıp kurtuldu. Seriyye iki esir ve kafile ile Medine`ye dönüp olanları anlatınca Rasulullah son derece sinirlendi ve ‘Vallahi ben size onları öldürmenizi emretmedim. Yalnızca Kureyş`i gözetleyip haberlerini toplayıp hareketlerini kontrol etmenizi emrettim `dedi.

Kafiledeki mallardan hiç bir şey almadı. Esirleri de haklarında isabetli bir kara almak için bekletti. Bu durumda Hz. Abdullah ve mübarek arkadaşları kendilerini helake götürecek bir imtihanla karşı karşıya olduklarına yakinen inandılar. Çünkü Rasulullah`ın emrine muhalefet etmişlerdi. Onların bu sıkıntılı hallerini iki katına çıkaran bir şey vardı ki, o da Müslümanların onları kınayarak Rasulullah`ın emrine muhalefet ettiler demesiydi. Her karşılaşmalarında bu konuyu dile getirerek onlara emre itaatsizlikten günahkâr, helake uğramış muamelesi yapmaları dayanılacak gibi değildi.

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi bir de Kureyşli müşrikler bu olayı bahane ederek Rasulullah `tan intikam almak ve O`na zarar vermek istiyorlardı. Kabileler arasında propaganda yaparak;

‘Muhammed haram aya hürmet etmedi, kan döktü, mal aldı, erkekleri esir aldı diyorlardı.`

Bu durumda Hz. Abdullah ve arkadaşlarının üzüntülerini, sıkıntılarını ifade edebilmek mümkün değildi. Rasulullah (sav) ı gördüklerinde yerin dibine girecek kadar utanç ve pişmanlık duyuyorlardı. Çünkü bütün bunlara kendileri sebep olmuşlardı…

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir