• DOLAR 32.471
  • EURO 34.711
  • ALTIN 2435.964
  • ...
En Çok Şikayet Edilen Diziler İzleniyor
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından yapılan Aile Yapısı Araştırması, Bakan Fatma Şahin’in yüzünü güldürdü. Şahin, araştırma sonucuna göre, ailenin toplumun en güçlü dayanak noktası olmaya devam ettiğini söyledi.
 
Bunla birlikte dikkat çeken bir olumsuzluk mevcut. Artık internet bağımlılığı da boşanma sebepleri arasında belirgin bir veri olarak yer almaya başladı. Şahin, bakanlığının 2012 çalışmalarında bu konunun ön sıralarda olacağını söyledi.
 
25 bin kişi üzerinde yapılan Aile Yapısı Araştırması’ndan çarpıcı sonuçlar çıktı.  Herkesin kafasında, ‘eyvah, ailelerimize ne oluyor?’ düşüncesi bulunduğuna dikkat çeken Şahin, “Ancak araştırmada gördüğümüz çok net bir şey var ki en güçlü tarafımız yine aile, aile değerlerimiz.” dedi. Avrupa’daki boşanma oranları binde 25’lerdeyken, Türkiye’de bu oranın binde 16 olduğunu söyleyen Şahin, “Bu konuda son 10 yıla baktığımızda binde 2’lik bir artış var gibi gözüküyor ama beraberinde nüfus da artıyor.” diye konuştu. Şahin, ‘boşanmalar çok yüksek oranda arttı’, ‘mahvolduk’, ‘aileler dağılıyor’ söylemlerinin doğru bir yaklaşım olmadığını belirterek, “Halen en temel yapımızın aile olduğunu görüyoruz.” ifadesini kullandı.
 
İNTERNET AİLEDE SORUN OLUŞTURAN BİR FAKTÖR OLDU
 
Araştırma sonuçlarına göre ailede yeni sorun alanları ortaya çıktığını söyleyen Şahin, buna örnek olarak interneti gösterdi. Geçmiş yıllarda bu faktörün net bir oran olarak görülmediğine dikkat çeken Şahin, “Ancak çok az da olsa, teknolojiyi iyi kullanamama sorun oluşturan bir faktör olmaya başladı.” dedi. İnternet bağımlılığının azaltılması, bu teknolojinin kullanımı noktasında ailelere iç eğitim verilmesi gerektiğini gördüklerini söyleyen Şahin, “Bütün genel müdürlüklerimiz bu konu üzerinde bire bir çalışıyorlar. Daha geniş katılımlı bir çalıştay yapmayı planlamamıza aldık.” şeklide konuştu. Şahin, bu konunun, bakanlığının 2012’deki en öncelikli meselelerinden olduğunun altını çizdi. “Bilgi ve teknolojiyi kullanacağız; ancak zararlarından da korunacağız.” diyen Şahin, toplumun korunarak kullanmayı öğrenmesi gerektiğinin altını çizdi. Şahin, “Bill Gates’in kendi evlatlarına zaman planlaması koyup şu kadar gireceksin dediği bir sistemde, her şey serbest istediğiniz zaman istediğiniz kadar girersiniz diye bir anlayış yok. Doğru neyse onu yapacağız, bilim ne diyorsa onu yapacağız.(!)” ifadesini kullandı.
 
EN ÇOK ŞİKAYET EDİLEN DİZİLER İZLENİYOR
 
Bakan Şahin, dizi ve televizyon programları ile ilgili şikayetin çok fazla olmasına rağmen, izlenme oranlarının da yüksek olduğuna dikkat çekti. Bu durumu, toplumun, ‘Ben rahatsızım ama medya okur yazarlığı konusunda yeterince bilgi sahibi değilim. Bana yardımcı ol.’ mesajı olarak değerlendiren Şahin, “Bizim onu desteklememiz, farklı modellerde eğitmemiz gerekiyor.” dedi. Şahin, bu konuda sivil toplum inisiyatifinin daha örgütlü olması gerektiğini vurguladı. Toplumda bu konuda şikayet mekanizmasının normalleştirilmesi gerektiğinin altını çizen Şahin, şunları dile getirdi: “Şikayet ediyor ama tuşa basıp telefon açmıyor. Şikayetler yoğun bir şekilde geldiği zaman bir çok örnekte gördük. Bu iş biraz da yumurta tavuk hesabı. Senaryoyu yazan kişinin toplumdan gelen talebe göre hızlı şekilde kendisin revize ettiğini de gördük. En önemli şey toplumun algısı, farkındalığı ve bilinci. Örgütlü bir hareket… Toplumumuz şikayet ediyor; ancak arayıp şikayet ettiğini söylemiyor. Amerika’da bir etik kurul oluşmuş. Etik kurulu, reklamların üzerinde… Mesela bir dizide reklam veren firmaya, o dizi tehlikeli ve toplumun zararına bir yapıya dönüşüyorsa, o reklam üzerinden gidip sen reklam vermeye devam edersen ben de senin ürününü almayacağım deyip büyük kitlesel harekete dönüştürüp, oradaki filmden reklam vermesini çekebiliyor. Aslında bizim toplumumuz da bunu yapabilecek olgunluğa gelmiş durumda. Bir koordinasyon, bir organizasyon, küçük bir elektrik ile bunu yapabilecek pozisyonda. Hukuk devletinde belli kanunlara göre hareket ediyorsun. Bir ileri ise ‘gördünüz mü sivil dikta’, ‘her şeye müdahale ediyorlar’, ‘yasakçı bir sistem getiriyorlar’ deniyor. Ama toplumun böyle bir talebi ve beklentisi varsa bunu daha çok görünür kılması, daha çok sesini çıkarması ve politika üretenlerin elini kolaylaştırması gerekiyor.”
 
Dünya Bülteni 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir