"Batı ile hesaplaşmanın vakti geldi"
Gündeme dair açıklamalarda bulunan HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mehmet Yavuz, Batı`ya karşı halkın değerleriyle barışık yerli bir anayasanın hazırlanması gerektiğini vurguladı.
Çeşitli temaslarda bulunmak üzere memleketi Adıyaman'ın Kâhta ilçesine gelen HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mehmet Yavuz, referandum sonuçlarını değerlendirerek, yeni süreçte Batı'yla hesaplaşılması gerektiğini söyledi.
6-7 Ekim olaylarında PKK/HDP'liler tarafından katledilen Yasin Börü ve arkadaşlarının katil zanlılarının yargılandığı davanın sonucuyla ilgili Yavuz, bu davanın ahirete uzanan bir dava olduğunu belirtti.
Yavuz, "Yasin Börü davası dosya itibari ile kapatıldı. En azından birinci aşama mahkeme sona erdi fakat bizim için dava devam ediyor. Dosya kapanmış olabilir ama dava kapanmadı. Sadece dünyada değil ahirete uzanan bir davadır. Dünyalık aşama ile mahkeme tamamlandı, Yargıtay'a gidecek. Bizim açımızdan ise bu sonuç tatmin edici bir sonuç değildir." dedi.
Bu katliama seyirci kalan polis ve yetkililerin de yargılanması gerektiğini dile getiren Yavuz, sözlerine şöyle devam etti: "Daha önceki süreçlerde de izah etmiştik. Bizim açımızdan üç şart yerine gelmeden kamuoyu vicdanı tatmin olmayacak, adalet yerini bulmayacaktır. Birincisi azmettiricilerin bu davaya dâhil edilmesi ve soruşturmanın derinleştirilmesi gerekir. İkincisi bu davanın insanlığa karşı işlenmiş suçlar kapsamına alınması gerekir. Üçüncüsü ise o dönem bu vahşetin meydana gelmesine seyirci kalan kolluk görevlilerinin ve yetkililerin de bu soruşturmaya dâhil edilmesidir. Bu üç şart yerine gelmeden bizim açımızdan Yasin Börü davasında adalet tecelli etmiş olmayacaktır."
"Siyaset mekanizması 'evet' ve 'hayır' diyen herkesi kucaklamalı"
Referanduma dair değerlendirmelerde bulunan Yavuz, halk oylaması öncesinde söyledikleri "Referandumdan sonra beraber yaşayacağız, beraber yaşamaya devam edeceğiz." sözünü hatırlatarak, "Şu anda siyaset mekanizması 'evet' ve 'hayır' diyen herkesi kucaklamalı, memleket üzerinde her türlü farklılığı çatışmaya dönüştürmek isteyen mihraklara fırsat vermemelidir. Bunun yolu, toplumsal anlamda bir bütünleşme ve kullanılan dilin toplumu bütün kesimleriyle kucaklayıcı ve kapsayıcı olmasından geçer. HÜDA PAR olarak özellikle bu kutuplaşma ve kamplaşmanın yaşanmamasını, atılması gereken en önemli adım olarak görüyoruz." ifadelerini kullandı.
"Var olan sorunlarının giderilmesi için adım atılması gerekiyor"
Referandumun sonuçlarının çok iyi okunması gerektiğine değinen Yavuz, MHP ile AK Parti'nin bir blok halinde ortaya koydukları ittifakın istenen neticeyi vermediğini söyledi.
Yavuz, "Oluşturulan bu ittifaktan duyulan beklentinin çok çok altında seyreden bir sonuçla karşılaşılmış oldu. Beri tarafta Kürt oyları referandumu belirleyici bir oranda çıktı ve HÜDA PAR olarak bize göre de aslında Kürt oylarını belirleyen HÜDA PAR'ın seçmen iradesinin sandığa yansıması oldu. Bu halkın insani ve İslami anlamda taleplerinin yerine getirilmesi ve karşılanması gerekiyor. Ana dilde eğitimden tutun da vatandaşlık tanımının değişmesine kadar. Siyasal anlamda bu hakların tanınması için adımlar atılması gerekiyor. Bu sorunlar çözülmediği sürece, bu sorunlar üzerinden palazlanan örgütler var olmaya devam edecek ve bölgeyi kendi plan ve programları doğrultusunda dizayn etmeye çalışan uluslararası şer güçler, bu bölgeyi karıştırmaya devam edecekler." şeklinde konuştu.
"HÜDA PAR olarak küresel vesayeti geriletmeyi amaçladık"
Batı'nın Türkiye`deki referandum sonuçlarından memnun kalmadığını ve beklentisinin yerine gelmediğini belirten Yavuz, "Zaten HÜDA PAR olarak bizim 'evet' gerekçelerimizden biri de küresel vesayeti geriletmekti. Alınan bu kararla bir tarafta tabanımızın yoğun olarak bulunduğu Doğu ve Güneydoğu Kürt coğrafyasındaki silahlı bölgesel vesayet geriletilirken, öbür taraftan ülke üzerindeki 200 yıllık vesayeti geriletme ve bu anlamda küresel vesayeti de geriletmeyi hedef edinmiştik. Bu açıdan Batı'nın referandum üzerinden planlamış oldukları emellerine ulaşamamış olmalarını HÜDA PAR'ın üstlenmiş olduğu tarihi rolü bakımından dikkat çekici ve önemli buluyoruz." dedi.
"Batı'nın sistemleri içerisinde kalarak Batı ile hesaplaşılmaz"
Batı'nın ülkelerine her istediğinde müdahil olmasını kabul edilemez bulduklarını belirten Yauz, Batı ile hesaplaşmanın vaktinin geldiğini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
"Bu hesaplaşma Batı'nın bize dayattığı siyasi tasarımlar ve onun sistemi içerisinde olmamalıdır. Batı'nın bize dayattığı siyasi tasarımlar ve sunduğu sistemler içerisinde kalarak da Batı ile hesaplaşılmaz. Batı'nın dayattığı siyasi ve sistematik tasarımlar yerine halkımızın inanç ve değerleriyle barışık, gelenekleri ve kültürü, örf ve adetleriyle barışık, bu toplumun dokusuna uyan siyasal tasarımlar inşa ederek Batı ile hesaplaşılır."
Yaşanan toplumsal sorunların çözümü için halkı adres gösteren Yavuz, AB kapsamında yaşanan meselelerin bütününün halka götürülerek, bir referandum yapılması suretiyle Türkiye'nin Batı`ya karşı tavrının netleştirilmesi gerektiğini söyledi.
Son olarak Yavuz, "Avrupa ile her türlü ilişkilerimiz olabilir. Ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkiler olabilir ama içimize ve işlerimize bu kadar müdahil olmayı kendisinde bir hak olarak gören Batı'ya dur demenin vakti gelmiştir. Bunun altını özellikle çiziyoruz. Bu duruş ve Batı ile hesaplaşma halkın inanç ve değerleriyle barışık yerli bir anayasanın yapımından tutun da Batı'nın hemen her alanda, bütün kurumlarımıza siyaset eden vesayetini tamamen reddederek ortadan kaldırarak gerçekleşebilir." ifadelerini kullandı. (İLKHA)