AGD Denizli Şubesi İdlib`deki kimyasal saldırıyı kınadı
Anadolu Gençlik Derneği Denizli Şubesi yaptığı açıklama ile rejim güçlerinin İdlib`in Han Şeyhun bölgesinde onlarca sivili katlettiği kimyasal saldırıyı telin etti.
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Denizli Şubesi, rejim güçlerinin İdlib`in Han Şeyhun bölgesinde onlarca sivili katlettiği kimyasal saldırıya ilişkin bir açıklama yaparak saldırıyı telin etti.
AGD Denizli Şube binasında düzenlenen basın açıklamasını Şube Başkanı Hamza Öztürk, okudu. Öztürk, açıklamasında tüm Müslümanlar için tek çıkar yolun Siyonizm'e ve oyunlarına karşı birlik olmak olduğunu vurguladı.
Küresel güçlerin karar vericilerinin, ölümlerin bombardımanla mı yoksa kimyasal saldırıyla mı olduğunu konuştuğunu aktaran Öztürk, "Savaş haritasının editörleri klavye başında el değiştiren bölgelerin renk değişimiyle meşguller. Haber ajansları en sarsıcı fotoğraf karesini servis etmenin peşindeler." ifadelerini kullandı.
BM'ye yönelik eleştiriler yönelten Öztürk, " Yedi yıldır Suriye savaşını, yetmiş yıldır İslam coğrafyasında olanları bazen seyreden bazen de tetikleyen Birleşmiş Milletler acil toplanıyor. Yetmiş yıldır Birleşmiş Milletler toplanıyor ve bu zamana kadar, hak ve adalete dair, Müslümanların lehine tek bir karar çıkmadı. Irkçı emperyalizmi, Siyonizm`i, Büyük Ortadoğu Projesi`ni komplo teorileri kapsamında değerlendiren çevreler Birleşmiş Milletlerden çözüm bekliyor." diye belirtti.
"Yitip giden umutlara rağmen mezhepçilik büyütüyorlar"
Öztürk, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Bezirganlar dökülen kana, parçalanan bedenlere, yitip giden umutlara rağmen mezhepçilik büyütüyorlar. Etnisite tutkunlarının stratejisi ölenin diline, rengine, ırkına göre değişiyor. Basireti bağlanmış kadın ve erkekler, silah ticaretinin en çok kazananlarından, ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin`den barışa dair adım atmalarını bekliyor. ABD, AB, İngiltere ve İsrail`in kanatları altında geliştirilen politikalarla akan kanın durdurulacağını umanlar var."
"Büyük İsrail`e giden yolda, ısmarlama bir savaş yüzünden, çocuklar, kadınlar, yaşlılar ölüyor." Diyen Öztürk, "Alemlerin Rabbinden bir kurtarıcı isteyen kadınlar ve zayıf bırakılmış erkekler ölüyor. Kendilerine Suriye`ye ateş taşıma misyonu verilmiş çevreler kabul etmek istemese bile, irili ufaklı silahlı grupların yedi yıldır savaşabilmesine destek veren güçler Suriye`yi merhametsiz ve vicdansız bir kıyıma sürüklüyor. İsrail`in varlığı teminat altına alınıyor, genişleyebilmesinin önü açılıyor."
"Stratejiler onların, kararlar onların; boğazımızda düğümlenen acılar bizim, yitip giden canlar bizim"
Öztürk, "Halep`te, İdlib`de, El Bab`da, Menbiç`de, Cereblus`da, Kobani`de, Kamışlı`da, Rakka`da, Şam`da yaşanılan acıların Brüksel`de, Paris`te, Londra`da, Washington`da, Tel Aviv`de planlandığı görmezden geliniyor. Stratejiler onların, silahlar onların, kararlar onların; boğazımızda düğümlenen acılar bizim, yitip giden canlar bizim, kaybolan umutlar bizim." ifadesini kullandı.
Daha fazla insanın ölmemesi için öncelikle emperyalist tuzağı görmek gerektiğini vurgulayan Öztürk, ABD, AB, İngiltere ve İsrail ile birlikte hareket edilerek bir çözüme varılamayacağını kaydetti.
Birleşmiş Milletlerden, NATO`dan ya da benzeri küresel oluşumlardan da medet umarak akan kan durdurulamayacağını sözlerine ekleyen Öztürk, Müslüman ülkelerin birbirini suçlamasıyla, Müslümanlar arasında mezhep ya da etnisite kavgalarıyla da bir netice alınamayacaktır. Konuşarak çözüm aramak yerine meselelerin kan dökerek çözülebileceğini düşünmek aymazlıktır."
"İslam Ülkeleri enerjilerini Müslümanların birlikteliğine kullanmalıdırlar"
Suriye`de 7'inci yılına giren savaşın, Afganistan`da, Irak`ta, Sudan`da, Libya`da ve Yemen`de olup bitenlerden bağımsız olmadığına işaret eden Öztürk, şu çağrıda bulundu: "Başta Türkiye, İran, Suudi Arabistan ve Körfez Ülkeleri olmak üzere, sürecin içerisinde olan tüm İslam Ülkeleri enerjilerini Müslümanların birlikteliğine kullanmalıdırlar. Ankara, Bağdat, Şam ve Tahran, barışın tesisi ve adalet ekseninde ortak bir gelecek için mutlaka bir birliktelik tesis etmelidirler. Siyasetçiler, alimler, kanaat önderleri, düşünürler, sivil toplum kuruluşlarının öncüleri, yardım kuruluşları, akademisyenler, sanatçılar, yazarlar barışa aracılık eden kelimeleri taşımalıdırlar."
"Tüm Müslümanlar için tek çıkar yol Siyonizm`e ve oyunlarına karşı birlik olmaktır"
Öztürk, açıklamasına şu sözlerle son verdi: "Irak`ı parçalayan, Suriye`yi karıştıran elin Türkiye ile İran`ı da karıştırmanın ve kapıştırmanın peşinde olduğu görülmelidir, oyuna gelinmemelidir. Kimsenin adil olmayan rejimleri ve yönetimleri savunduğu yoktur. Ancak kuklacıları görmezden gelip kuklalara tavır alanların da iplerinin kimin elinde olduğu bellidir. Cepheleri ve çatışmaları artırarak masum insanların acılarını dindirmek mümkün olmayacaktır. Tüm Müslümanlar için tek çıkar yol Siyonizm`e ve oyunlarına karşı birlik olmaktır." (İLKHA)