• DOLAR 32.578
  • EURO 34.979
  • ALTIN 2448.142
  • ...
Esaretten Saâdet`e: Hz.Cüveyriye Binti Hâris(r.anhâ) - 1
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Hazreti Cüveyriye, esaretten sonra saâdeti, mutluluğu ve hakiki hürriyeti yakalayan genç bir annemiz... Esâretten kurtulma akçesini bizzat kendisi Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem'den isteyen ve sonra Müslüman olup Efendimizin aileleri arasına katılan, mü'minlerin annesi olma şerefini elde eden bahtiyarlardan... Kendisini esâretten kurtarmak için Medine'ye gelen babası Hâris'e karşı; "Ben Rasûlullah'ı tercih ediyorum" diyen kahraman mücâhidelerden... İbadet ve zikre düşkün, çok namaz kılan, çok oruç tutan, âbîd, zâhid, hayırsever bir İslâm hanımefendisi... Mü'minlerin annesi...

Huzaa kabilesinin Beni Mustalik kolunun reisi Hâris ibni Ebî Dırar'ın kızıdır. Asıl adı Berre idi. İlk evliliği amcasının oğlu Müsâfi ibni Safvan ile oldu. Hicretin beşinci yılında Beni Mustalik Gazvesinde kocası öldü. Kendisi de esir düştü. İslâm'la şereflenişi ve Rasûlullah (sav) efendimizin aile halkasına dâhil oluşu şöyle oldu:

Medine'de kurulan İslâm devleti, gün geçtikçe büyüyordu. Müslümanların sayısı devamlı artıyordu. Müşrikler bu durumu bir türlü hazmedemiyorlar ve İslâm nurunu söndürebilmek için çareler arıyorlardı. Ben-i Mustalik kabilesi reisi Hâris ibni Ebî Dırar da kendi başına bir takım hazırlıklar yapıyordu. Sözü geçen yahudi kabilelerini etrafına toplayarak bir ordu teşekkül ettirip Müslümanlara karşı savaşmayı plânlıyordu. Bu gayesini gerçekleştirmek için at ve silâh satın almaya başladı.

İki Cihan Güneşi efendimiz bu İslâm düşmanı reisin hazırlıklarını duyunca ashabıyla istişare etti. Hep birlikte Beni Mustalik kabilesi üzerine sefer düzenlenmesine karar verildi. Sevgili Peygamberimiz 700 kişilik bir ordu hazırlayıp yola çıktı. Bunlardan otuz kadarı süvari geri kalanı ise piyâde idi. İslâm ordusu bu fitneyi yerinde söndürebilmek için süratle hareket etti ve Mustalikoğulları toprağına girdi. Müreysî kuyusu başında karargâhını kurdu. Âniden Müslümanları karşılarında bulan Mustalikoğulları ne yapacaklarını şaşırdılar. Hazırlıksız yakalandılar. İki Cihan Güneşi Efendimiz istese anî bir baskınla hepsini kılıçtan geçirebilirdi. Fakat o rahmet peygamberiydi. Onların hidâyete ermesi, kendisini daha çok sevindirirdi. Cihadın gayesi de insanları kurtuluşa davet etmekti. Kan dökmek değildi. Yahut kötülüklerine engel olmaktı. Ezmek değildi. Bu sebebten Fahr-i kâinat (sav) efendimiz, Hz. Ömer (r.a.)'dan onları İslâm'a davet etmesini istedi. Fakat onlar bu davete oklarıyla karşılık verdiler. Savaşı kendileri başlatmış oldular. Bunun üzerine Müslümanlar nefsi müdafaa durumunda kaldı ve hücuma geçtiler. Kısa zamanda şiddetli bir çarpışmadan sonra zafer elde edildi. Birçok ganimet ele geçirildi. Beni Mustalik Yahudilerinin çoğu esir alındı. Sadece reisleri Hâris İbni Dırar kaçmaya muvaffak oldu. Kızı Berre esirler arasında kaldı.

Berre bir kabile reisinin kızıydı. Şerefini nasıl kurtaracağını düşünüyordu. Bir müddet sonra esirler ganimet malı olarak bu gazveye katılan askerler arasında taksim edildi. Berre, Sabit İbni Kays İbni Şemmas'ın hissesine düştü. Onunla kitabet sözleşmesi yaptı. Hürriyetine kavuşmak için bir miktar para karşılığında mükâtebe yoluyla anlaştı. Bu parayı ödediğinde serbest bırakılacaktı. Fakat bunu ödeyebilecek durumda değildi. Çare olarak, Fahr-i Kâinat (sav) efendimizden yardım dilemek aklına geldi. Birgün onun huzuruna çıktı ve:

"Ya Muhammed! Ben, Beni Mustalik reisi Hâris İbni Dırar'ın kızıyım. Bildiğin gibi, esir düştüm. Sâbit İbni Kays İbni Şemmas'ın esiriyim. Dokuz ukıyye altın karşılığında azâd olmak üzere onunla anlaştım. Ödemek zorunda bulunduğum bu fidye için senden yardım dilemeye geldim." dedi.

Şühada Şayık

Bu haberler de ilginizi çekebilir