İrem Gültekin / Doğruhaber

Hind binti Amr (r.anha) Rasulullah`a (sav) hicretten sonra biat eden örnek hanım sahabilerdendir. Allah ve Resulüne (sav) imani bir aşk ile teslim olmuş, malını canını feda etmekten tereddüt bile etmeyen, metanetli bir anne…

Yüreklerimizi yakan imanımızı coşturan karelerle bizlere yol gösteren, Uhud savaşı ve nice yiğit şehidler… Hind binti Amr (r.anha) Uhud`ta gösterdiği metanet ve Allah Resulüne (sav) olan muhabbetiyle bahtiyar hanımlardan…

Uhud Savaşında Müslümanlardan ilk şehid olan Abdullah İbni Amr (r.a) kız kardeşidir. Çok hadis rivayet etmesiyle meşhur bir sahabe olan Cabir İbni Abdullah`ın (r.a) halası olur. Hind binti Amr (r.anha) cömertliğiyle ve putlara aşırı bağlılığı ile bilinen Amr İbni Cemuh ile evlendi. Uhud savaşına ailecek katılan cesaretli metanetli bir aile… Hind binti Amr (r.anha) Uhud günü Müslüman yaralıların tedavisinde hizmet etmek üzere savaş meydanına hiç çekinmeden canlarını pahasına giden hanımlardandır.

Hind binti Amr (r.anha) oldukça zeki kendine güvenen düşmanları karşısında imani zırhla sabır ve metanetini kaybetmeyen cengaver bir hanım… Uhud Savaşında Şehid düşen eşini, kardeşini ve oğlunu Medine`ye nakletme sırasında sergilediği tavırla kalbinin Allah ve Resulünün (sav) muhabbetiyle kuşandığını bizlere gösteren bir hanımdır. Uhud Savaşı sonrası şehid düşen ailesinin mübarek cesetleri başında içten içe ağladı; ama isyan etmedi. Acısını içine gömdü, sabırla Rabbin`den gelen bu imtihana dayandı. Sadece “Rasulullah (sav) sağ olduktan sonra hiçbir felaketin bir önemi yoktur.” diyerek kendini teselli etti.

İbretlik bir hadise olarak Hind`in başından geçen bir olay şöyle anlatılır;

Hind binti Amr (r.anha) Uhud savaşında Şehid düşen ailesini bir devenin üstüne yükleyerek defnetmek için Medine`ye doğru götürmeye hazırlandı. Yolda Hz. Aişe annemiz ile karşılaştı, annemiz ona;

-“Geride ne haber var?” diye sordu.

Hind zeki bir hanımdı, annemizin merakını gidermek gönlünü ferahlatmak için metanetle: “Resulullah (sav) sağ olduktan sonra hiçbir felaket önemli sayılmaz.” dedi. Bu nasıl bir muhabbetti ki bir bayanın evinin direği, canından olan oğlundan kardeşinden bile vazgeçirmişti. Sonrasında Hz. Aişe annemizin gözü deve üstündeki cesetlere takıldı, onları göstererek.

-“Bunlar kimdir?” dedi.

Hind (r.anha) hüzünlü; ama metanetli bir sesle:

-“Eşim, oğlum ve kardeşimdir” dedi. Hz. Aişe annemiz: “Onları nereye götürüyorsun?” dedi.

Hind (r.anha): Onları Medine`ye Baki kabristanlığına defnetmek istiyorum.” dedi. Fakat Hind (r.anha) develeri Medine yönüne sürüyor develer çöküyor. Tekrar kaldırıp Uhud yönüne doğru sürünce koşmaya başlıyordu. Hind hemen bu garip durumu Efendimiz (sav) yanına varıp anlattı. Efendimiz (sav):

“Deve görevlidir. Eşin Amr sana bir şey söylemiş miydi? Onun her hangi bir vasiyeti var mıydı? Diye sordu. Hind de: Topal olduğu için Bedir Gazvesine katılamayan kocasının Uhud`a giderken şöyle dua ettiğini söyledi: “Allah`ım bana şehid`lik nasip et! Beni mahrum bir vaziyette; şehidliği kaybetmiş olarak zillet içerisinde ailemin yanına döndürme!” dediğini söyledi. Efendimiz buyurdu: “Ey Hind! Kocan Amr sadıklardandır. O şehid edildiği andan itibaren melekler Kanaatlarıyla üzerine gölgelik yaptılar. Nereye defnedilecek diye bakıp durdular.” Rabbim onlardan razı olsun bizleri de sabırda metanette öncülerden eylesin…