• DOLAR 32.482
  • EURO 34.817
  • ALTIN 2440.958
  • ...
Kâbe`nin Yeniden İnşa Edilmesi Ve Hacer`ül Esved Anlaşmazlığı
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Yusuf Toprak / Doğruhaber

Kureyş kabilesi Kâbe`nin yeniden inşa edilmesi için kolları sıvamıştı. Kâbe duvarları yıkılacak, yeniden örülecekti. Yağan yağmurlar ve oluşan seller nedeniyle duvarlarda kısım kısım çatlaklar meydana gelmiş, bu eski yapının yıpranmasına neden olmuştu. Bir de ateş yakan bir kadının elindeki ateş, Kâbe`nin örtüsünü tutuşturup yanmasına sebep olunca; Kureyş`in yapacağı başka bir şey kalmadı.

Kâbe yeniden inşa edilecekti. Ama nasıl? İşte Kureyş bunun istişaresini yapıyor, neyin nasıl yapılacağı tartışılıyordu. Mekke, inşaat için gerekli malzemelerin temin edilebileceği bir yer değildi. Bu konular zihinlerini meşgul ederken Bizans`a ait bir gemi Cidde mevkiinde karaya oturdu. Gemi bir yük gemisiydi. İnşaat malzemeleri taşıyordu.

Mekke`den bu haber alınır alınmaz hemen bir heyet gönderildi. Aradıklarını bulmuşlardı. Konuşuldu, anlaşıldı ve gemide kendileri için gerekli olan malzemeler satın alındı. Gemide bulunan Bakum isimli bir mimar ile de Kâbe`nin yapımı için anlaştılar.

Kâbe`nin inşaası hemen başladı. Duvarların örülmesi kabileler arasında pay edildi. Kâbe`nin Hıcır tarafı, Yemen ve Hacer`ül Esved köşesi, ve Safa ve Ecyad ile bitişik olan Yemen cephesi, Mahzumoğulları, Teymoğulları, Abdi Menafoğulları, Zühreoğulları, Şehm, Cümah ve Amiroğulları arasında taksim edildi.

Kâbe duvarları kabile mensupları tarafında yıkılıyor, herkes harıl harıl çalışıyordu. Duvarların dibine inildiğinde Hazreti İbrahim`in attığı temele gelindi. Daha aşağı inmek için harekete geçtiler. Aralarında biri elindeki kazma ile temele bir darbe indirdi. O anda bütün Mekke o vuruşla sarsıldı. Heryer titredi. Bu bir işaretti. Onlar da daha ileriye gitmediler, oradan sonrasını kazmadılar.

Sırada duvarların yeniden örülmesi vardı. Her kabile yıktığı duvarı yeniden örüyor, Kabe yeniden yükseliyordu. Herşey bitti bitecekti. Sırada Hacer`ül Esved`in yerine konulması vardı. Mekke`de ki her kabile böyle bir şerefi diğer bir kabileye bırakmak istemezdi. İşte bu durum kabileler arasında anlaşmazlığa sebebiyet verdi. Anlaşmazlık kızıştı, hadise büyüdü. Biraz daha ileri gidilse kılıçlar konuşacaktı. 

Gerginlik sürüyordu. Kabileler arasında bir kavganın çıkması an meselesiydi. Günler boyu Kâbe`de taş üstüne taş koyulmadı. Herkes kafaları kurcalayan suale bir cevap bekliyordu. Hacer`ül Esved`i yerine kim yerleştirecekti?

Aralarından Huzeyfe bin Muğire herkese şu teklifte bulundu:

  “Ey Kureyş topluluğu! Anlaşamadığınız şu işte, Benî Şeybe kapısından ilk girecek zâtı aranızda hakem yapın; o kişi bu işte karar versin!”

Bu teklifi herkes kabul etti ve taraflar sükunetle beklemeye koyuldu. Herkesin nefesleri tutulmuş, gözleri Beni Şeybe kapısında kilitlenmişti.

Kapıdan ilk giren kişi herkesin tuttuğu nefesi sevinçle bırakmasına vesile oldu. Herkes sevinçle bağırışıyordu. “El-Emin o! Muhammed o! Onun aramızda vereceği hükme razıyız!” diyorlardı. Çünkü adalaetinde hiçkimsenin en ufak bir şüphesi yoktu.

Efendimiz (asm)`ın ise bu bekleyişten haberi yoktu. Efendimiz (asm)`a durum anlatıldı. Efendimiz (asm) hiç beklemeden bir örtü getirilmesin emretti. Örtü getirildi. Yere serildi. Efendimiz (asm) Hacer`ül Esved`i örtünün üzerine koydu. Her kabileden bir kişinin örtünün bir ucundan tutmasını söyledi. Söylenen harfiyen yerine getiriliyordu. Örtü kaldırıldı. Hacer`ül Esved`in konulacağı yere kadar yükseltildi ve Efendimiz (asm) kendi elleriyle Hacer`ül Eved`i yerine yerleştirdi. Bazı rivayetlerde Efendimiz (asm)`ın örtü yerine kendi ridasını kullandığı da geçmektedir. Efendimiz (asm) bu çözüm ile kabileler arasında meydana gelebilecek olası bir savaşın önüne geçmiş, kızışan bir meseleyi suhuletle tatlıya bağlamıştır. Bu hadiseden sonra Kâbe`nin yarım kalan inşaası da devam etmiş ve tamamlanmıştır.

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir