• DOLAR 32.328
  • EURO 35.169
  • ALTIN 2301.724
  • ...
SON DAKİKA
Zeyd`in Sevgisi
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Yusuf Toprak / Doğruhaber

Efendimiz (asm)`ın kutlu davetine ilk iman edenlerden biri de Zeyd bin Harise`dir. Küçü yaşlarda Mekke`ye getirilmiş, Efendimiz (asm)`ın hane-i saadetinde yaşama bahtiyarlığına erişmiştir. Kelb kabilesinden olan Zeyd bin Harise çocuk yaşlardadır. Annesiyle beraber ziyarete gittikleri bir yerde, düşman kabilenin saldırısına uğrarlar. Zeyd bin Harise kaçırılır ve esir pazarında satılır. Bu sırada sekiz yaşındadır. Zeyd`i alan kişi Hazreti Hatice`ni yeğeni Hakim bin Hizan`dır. Zeyd`i alır ve Hazreti Hatice`ye hediye eder.

Hane-i saadete geldiğinde Efendimiz (asm), Zeyd`i Hazreti Hatice`den ister. Hazreti Hatice Zeyd`i Efendimiz (asm)`ın bu isteğini kabul eder ve Zeyd`i O`na (asm) verir.

Efendimiz (asm) Zeyd`i alır ve kölelikten azad eder. Hürriyetine kavuşturur. Efendimiz (asm) annesinden hür doğan insanın köleleştirilmesine her zaman karşı çıkmıştır. Zeyd bin Harise`de Efendimiz (asm)`ın azad ettikleri arasındadır. Özgürlüğünü elde etmiş olmasına rağmen Efendimiz (asm)`ın yanından ayrılmaz, onun hanesinde yaşamanın büyük bir saadet olduğunu bilirdi.

Öte yandan Zeyd bin Harise`nin anne babası biricik evlatlarının kaçırılmasıyla perişan olmuşlardı. Heryerde onu arıyor, izini bulmaya çalışıyorlardı. Kelb kabilesinden bir grup Mekke`ye geldiklerinde tevafuken Zeyd`i gördüler ve tanıdılar. Harise`nin evlat hasretiyle neler çektiğini anlattılar.

Zeyd bin Harise anlatılanları dinledi ve söylediklerinin anne babasına iletilmesini istedi.

“Ben, her ne kadar uzakta bulunsam da, haberiniz olsun ki Beytullah`ta hizmet ediyorum. Artık beni bulmak için gücünüzü harcamaktan, develerinizi koşturmaktan vazgeçin! Allah`a hamd olsun; ben şimdi öyle hayırlı bir aile içindeyim ki; Maad`ın sülbünden ve en şerefliler bu ailedendir!”

Harise bu haberden sonra kardeşini alıp Mekke`ye geldi. Aradı, taradı Efendimiz (asm)ı buldu ve, “Ey Kureyş`in Efendisi, Ey Kureyş`in efendisinin oğlu! Siz ki Harem-i Şerif`in komşususunuz! Beytullah`ın yanıbaşında esir ve köleler azad eder, karınlarını doyurursunuz! Bizim oğlumuz senin yanında imiş. Biz onun için geldik. Sen bize bir bedel söyle, biz onu verelim sende oğlumuzu bize ver.”

Efendimiz (asm), “Oğlunuz kim?” dedi.

“Zeyd, Zeyd bin Harise” denildi.

Efendimiz (asm), “Başka bir şey istiyor musunuz?” dedi.

“Hayır, başka isteğimiz yok” cevabını verdiler.

Efendimiz (asm), “Zeyd`i çağıralım. Dilediğini yapsın. Eğer sizi tercih ederse fidyesiz alın götürün; eğer beni tercih ederse vallahi ben, beni tercih edene, kimseyi tercih etmem!” buyurdu.

Harise bu durum karşısında memnun oldu. “Bize karşı çok insaflı davrandın” dedi.

Zeyd az sonra çıkageldi.

 Efendimiz (asm), “Bunları tanıyor musun?” diye sordu.

Zeyd, “Evet,” dedi. “Tanıyorum.”

Efendimiz (asm), “Sen, benim de kim olduğumu biliyorsun. Ya beni tercih eder, yanımda kalırsın; ya da onları tercih eder, gidersin.” buyurdu. Karar Zeyd`e aitti. “Gideceğim” dese kimse ona niçin gideceksin demezdi.

Zeyd bu iki tercihin arasında Efendimiz (asm)`a dönüp şu cevabı verdi:

“Ben hiç kimseyi sana tercih etmem! Sen benim için anne ve baba makamındasın!”

Oğlunun bu cevabı Harise`yi şok etmişti. Öfkelendi, “Yazıklar olsun! Demek ki sen köleliği hür olmaya, anne babana ve ev halkına tercih ediyorsun!”

Zeyd babasının öfkesine sakince cevap vermedi:  “Baba! Ben, bu zâttan öyle şeyler gördüm ki kendisine hiçbir zaman başka bir kimseyi tercih edemem!”

Zeyd tercihini yapmış, kararını vermişti. Mekke`de, Efendimiz (asm)`ın yanında, hane-i saadette kalacaktı.

Efendimiz (asm), Zeyd`in bu kararından sonra elinden tutarak, onu Kureyş`in oturduğu mevkiye götürerek şöyle bir hitapta bulundu:

“Ey burada hazır bulunanlar! Şahit olun ki bundan böyle Zeyd, benim oğlumdur. Ben ona vârisim, o da bana vâristir.”

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir