Gıybet kelime manası olarak kötüleme, yerme, çekiştirme demektir. Kur`an-ı Kerim ise durumun vahametini ortaya koymak için "Hanginiz ölü kardeşinizin etini yemek ister" gibi bir tabir kullanmıştır. Din, örf ve adetlerimizde kendine yer edinemeyen gıybet modern çağın silahı olarak kullanılmaktadır.

Çok geniş boyutlu düşünmemize gerek yok. Sadece günümüze ve yaşadığımız ülkeye baktığımızda bile silahtan kasıt olarak neyi dediğimizi anlayabiliriz. Hepimiz biliyoruz ki insanlara bir şeyleri en kolay medya yolu ile empoze edebiliriz. Bu zamana kadar zenginliğin cazibesi, fakirliğin ezikliği, dinin gerileticiliği gibi birçok şey beyinlerimize empoze edildi. Özellikle son iki senedir ise beyinlerimize gıybetin eğlenceli bir şey olduğu empoze edilmeye çalışılıyor. Sürekli canı sıkılınca gıybet eden ve bunu çok güzel bir şeymiş gibi lanse eden karakterler. Müşterileri için ev tanıtırken onlara gıybet alanları oluşturmaktan büyük keyif duyan müteahhitleri vs. Vs...  Peki bunun farkında mıyız? Orası muamma...

Bunu bir silah olarak ele alıyorsak zararlarını söylemekte borcumuzun borcudur...

İlk olarak gıybet iman ve ahlakimizi zedeler.  Kardeşlerimizle aramızda ki saygı ve sevgiyi önler, insanların birlik ve beraberliklerine mani olur... silah olarak kullanılır çünkü kendi din kardeşleriyle birlik olamayan insanları yenmek, etkilemek, parçalamak daha rahat olacaktır...

Gelin dünya ve ahiretimiz için, kardeşliklerimizin ömürlük olması için en önemlisi zalime fırsat vermemek için gıybet gibi çekici bir elmasın, aslında pis maddelerden meydana geldiğini görelim... Son olarak ise İbn Asakir`in gıybet tanımını aklımızdan hiç çıkarmayalım "Din kardeşinin yüzüne söylemekten hoşlanmayacağın şey gıybettir."                                

 RUMEYSA ÜLSEN