Hz. Safiyye, cesaretiyle, korkusuzca casus bir Yahudi`yi öldüren ilk mümine hanım. Cennet şehitlerinin efendisi Allah ve Resul`ünün aslanı unvanını elde etmiş Hz. Hamza`nın kız kardeşi, cennetle müjdelenen on kişiden olan Zübeyir B. Avvam`ın annesi… En önemlisi de Hz. Muhammed`in(sav) değerli halası Hz. Safiyye…

Hz. Safiyye akrabalık bağı olarak Peygamber Efendimiz (sav)`in hem halası hem de teyze çocuğu olur.  Ömürlerinin çoğunu beraber geçirmiş beraber büyümüşlerdir. Bu sebepten ötürü olsa gerek Âlemlerin Efendisini ayrı bir muhabbetle sever ve ona kol kanat gererdi.

Allah Resulü (sav) tebliğle görevlendirildiği zaman Yüce Rabbimiz “Önce yakın akrabalarını uyar” (Şuara: 214) ayeti kerimesini ferman buyurdu. Bunun üzerine Kutlu Nebi hemen akrabalarını topladı ve onları Allah`a ve Resul`üne iman etmeye çağırdı. İşte tam da bu zamanda beklenen oldu ve Hz. Safiyye davete icabet etti. Ve İslam`la müşerref oldu. Kendini her yönden yetiştiren ve etrafına faydalı olan mübarek hanımın, kısa zaman içerisinde kardeşi Hz. Hamza ve oğlu Zübeyir b. Avvam da Allah`ın yardımıyla onlar da İslam`la müşerref oldular.

  Ve Uhud savaşı… Tarihe acısıyla, fedakârlıklarıyla damga vuran, Hz. Hamza ve nice yiğitlerin şehadet şerbeti içtiği yürek yakan o gün…

  Hz. Safiyye Uhud savaşında biricik kardeşi Hz. Hamza`yı kaybeder, yüreği kanar, kardeşinin mübarek na`şı lime lime edilmiştir. Ve ağzından teslimiyet, sabır sözcüğü ( İnna lillahi ve inna ileyhi raciun)  ayeti dökülür Ve o sadece Muhammedî bir sevdayla yanan Allah Resulünün sağlığını düşünen Onu her şeyiyle koruyan bir dişi aslandı…

Ve Hendek savaşında yiğitçe imanın verdiği cesaretle bizlere en güzel örnek olan annemiz…

Uhud savaşından sonra müşrikler elbette ki durmadılar. Hendek savaşı hazırlıkları başladığı zaman Allah Resulü (sav), kadın ve çocukları, yaşlı ve savaşa katılamayanları, yenilmesi oldukça zor en güçlü kale olan Hasan b. Sabit`in kalesine yerleştirdi. Savaşın kızıştığı bir zamanda bir Yahudi bu kalenin etrafında casusluk yapıyordu. Bunu sezen ferasetli annemiz Hasan b. Sabit`e:

-           Ya Hasan! Şu Yahudi, gördüğün gibi kalenin etrafında dolanıyor. Kaleden in ve onu öldür, dedi. O da şöyle cevap verdi:

-           Ey Abdulmuttalip`in kızı, Allah seni esirgesin. Ben, Onun yanına inecek kadar kuvveti kendimde bulsaydım Resul-i Ekrem ile hendeğe gider ve müşriklerle savaşırdım.

Bu cevabı üzerine Hz. Safiyye eşarbını sıktı, elbiselerini beline topladı, bir erkek gibi oldu. Bir çadır direğini alıp kalenin kapısına kadar indi. Kapıyı sessizce araladı. Yahudi`nin görmesine fırsat vermeden ani bir saldırı ile elindeki direkle başına indirdi. Art arda indirdiği darbelerle Yahudi`yi oracıkta öldürdü. Elindeki bıçağıyla başını kesti ve getirip kalenin tepesinden fırlattı. Yuvarlanan baş, arkadaşlarından haber bekleyen diğer Yahudilerin önünde durdu. İçlerine korku düşen Yahudiler şöyle dediler:

-           Muhammed`in kadın ve çocukları koruyucusuz bırakmadığını kesin olarak öğrendik.

Hz. Safiyye, cesaretiyle, imanıyla, tebliğiyle bizlere en güzel örnek hanım sahabilerden olmuştur. Rabbim bizleri de onun yolunu sürdürenlerden eylesin… Amin                     

 İREM GÜLTEKİN