MUTLULUĞA AÇILAN KAPILAR ÖLÜM İLE KAPANMASIN

Bir zamanlar her gencin hayali olan evlilik, gelişen ve değişen kültürlerimizle beraber bir takım endişelere bırakıyor kendini. Bu endişelerin başında sorumluluktan kaçma, anlaşamama korkusu ve güven eksiliği yerini alıyor. Bu sorunları kendi içinde aşan çiftler evlilik yoluna giriyorlar. En başta her şeyin normal, morallerin yerinde olduğu bu evliliklerde bir süre sonra ihtiyaçların artması, çiftlerin birbirlerini tanımaları gibi nedenlerden dolayı evlilikler çatırdamaya başlıyor…

Nihayetinde ev içi şiddet sonrasında boşanmak isteyen bir kadın ve gururuna bunu yediremeyip boşamayan bir erkek karşımıza çıkıyor. Sonuçta şöyle bir algı vardır beyinlerimizde “ya benimsin ya kara toprağın”

Bu düşünce bizi nereye götürdü bir de ona bakalım. Açıklanan verilere göre 2016 yılında 328 kadın cinayeti işlenmiştir. Son 7 yılda ise kadına şiddet olayı 14 kat artmıştır. Ve bu sayılar gün geçtikçe artmaktadır.

Unutmamak gerekir ki boşanma hukuken olduğu kadar dinen de meşru bir eylemdir. Allah`ın eşlere, babalara emaneti olan kadınları dövmenin hiçbir bahanesi olamaz. Asrı saadette ki gibi kadınlara asıl değer ve haklarının verildiği, kadınların taciz edilip şiddete maruz kalmadığı bir zamanda yaşamak ümidiyle…        Rumeysa ÜLSEN

İSLAMİ HİZMETTE ROL MODEL ALINMASI GEREKEN BİR ŞAHSİYET; HZ. ZEYNEP BİNTİ HUZEYME

Rasulullah'ın  (sav) mübarek zevcelerinden, gönül zengini bir kadın... Allah yolunda her şeye rağmen ihlası ve hizmeti ile örnek alınması gereken bir hanım..

Arabistan`ın en güçlü kabilelerinden Amir bin Sa'saa kabilesine mensuptu. İlk evliliği Tufeyl bin Haris ile oldu. Ondan boşanınca Ubeyde bin Haris bin Abdulmuttalib ile evlendi. O da Bedirde şehit düşünce dul kaldı. Kocası Ubeyde şehit düştüğünde o da Bedir`deydi. Yaralılara yardım ediyor ve su taşıyordu. 'Kocasının şehit olduğu haberini aldığında bile yaralıları yardım etmeyi ve su taşımayı terk etmeyecek kadar hizmete aşık bir insandı. Kocasının şehit olması hizmetine mani olamamıştı. ‘Taki Müslümanlar girdikleri bu savaşta zafere ulaşıncaya kadar..

Evet, nübüvvet mektebinin bu ihlaslı hizmetkarları İslami hizmetin ne denli önemli olduğunu, İslam davasına ihlasla sarılmış, 'hizmet yolunda kendisine isabet eden toz ile cehennem ateşinin bir arada bulunmayacağına' yakinen inanmış ve bu yolda en kıymetlisini feda ederken bile ah-u vahlara kapılıp kendini harap etmek yerine hizmete devam etmiştir.

Allah (c.c) ve Resulü katında İslam`a hizmet ve bu yolda istikrarın şüphesiz kıymeti çok büyüktür. Nitekim bu konu ile alakalı olarak Rabbimiz, Nisa suresi 95 ve 96. Ayetlerde mealen;' müminlerden -özür sahibi olanlar dışında- oturanlar , Allah yolunda malları ve canlarıyla hizmet edenler bir olmaz. Allah malları ve canlarıyla hizmet edenleri , derece bakımından oturanlardan üstün kıldı. Gerçi Allah hepsine de güzellik vaat etmiştir; ama hizmet edenleri çok büyük bir ecirle oturanlardan üstün kılmıştır. O'nun tarafından dereceler, bağışlama ve rahmet vermiştir. Allah çok bağışlayıcı ve merhamet edicidir' diye buyurarak hizmetin kendi katında ne denli önemli olduğunu vurgulanmıştır. Efendimiz' de (sav) Allah yolunda hizmetin faziletine dair birçok hadis buyurmuştur. Bunlardan sadece bir tanesi ile iktifa etmeye çalışacağız inşallah. Şöyle buyurmaktadır ;sizden birinizin Allah yolunda çalışıp gayrette bulunması , evinde oturup yetmiş sene namaz kalmasından daha hayırlıdır. Allah'ın sizi bağışlanmasını ve cennete koymasını istemez misiniz?' Bu ayet ve hadislerden anlaşılacağı üzere Allah yolunda ihlasla yapılacak hizmet ve bu hizmette istikrar ve sabır bir nevi cennete ulaştıracak bir binek hükmündedir.. Ve  unutulmaması gerekir ki, 'ümmetin  efendisi; ümmetin hizmetçisidir'..

Hz. Rasulullah ile  validemizin izdivaçlarına gelince;  

Efendimiz (sav) İslâm'ı anlatmak için bir grup tebliğciyi Amir bin Sa'saa kabilesine göndermişti. Onlarda haince pusuya yatıp bu grubu şehit etmişlerdi. Bu hadiseden  mütevelli kabile ile Müslümanların arası bozulmuştu. Rasulullah (sav) bu büyük ve güçlü kabile ile düşmanlığın devam etmemesi için Zeynep binti Huzeyme' ye (dul kaldıktan sonra) evlilik teklifi gönderdi. O sıralar 60 yaşında bulunan validemiz çokça ibadet eder ve sadaka verirdi. Hatta İslamiyet`e girmeden önce de yoksul ve muhtaçlara çok şefkat gösterip yardım ettiği için kendisine 'Ümmül Mesakin' ( Fakirlerin annesi) lakabı takılmıştı. Bu mübarek validemiz , miladi 626 yılında Hakkın rahmetine kavuştu. Cenaze namazını bizzat Rasulullah (sav) kıldırdı. Ve Baki kabristanlığa defnedildi. Geride ihlas ve hizmet motifleriyle güzelleşmiş hayatından bizlere  örnekler bırakarak...

Allah Ondan Razı Olsun..    Meryem DEMİR

RİSALE

Cenab-ı hak, insana giydirdiği vücut libası (elbisesi) san`atına mazhar ediyor. İnsanı bir model yapmış; o vücut libasını o model üstünde keser, biçer, tebdil (değiştirmek) eder, tağyir eder, muhtelif esmasının cilvesini (görüntü) gösterir. Şafi ismi hastalığı istediği gibi, Rezzak ismi de açlığı iktiza (gerektirmek), ve hakeza (bunun gibi) “Mülkün maliki, mülkünde dilediği gibi tasarruf eder. (2.LEM`A/ 1. VECİH)

AÇIKLAMA: Allah`u Teâla kendi mülkünü insan üzerinde her daim göstermekte ve o model Allah`ın sanatını bizlere aktarmaktadır. Allah dilediği gibi değiştirme gücüne sahiptir, insana hastalık ve fakirlik verdiği gibi, Şafi ismiyle şifayı, Rezzak ismi ile de zenginliği verir, bizlere düşen her şeyin Allah`tan geldiğini bilerek, ve “kahrında hoş lütfunda hoş” diyerek şifayı da zenginliği de ondan istemektir, kavli duanın yanı sıra fiili duayı da yapmaktır. Mus`ab bin umeyr`in de dediği gibi;” Rıza yolunda biraz cefa gördük diye Rahman`a naz mı edeceğiz?”    İREM SUDAN

GÜNÜMÜZDEKİ GENÇ KIZLARIN SORUNLARI NELERDİR?

Gün geçtikçe daha çok sekülerleşen dünyada insanlığın sorunları artmakta buna paralel olarak özellikle genç kızlarımızın sorunları da derinleşmektedir. İlk olarak sünneti seniyyeyi hayatının baş köşesine koyması gerekirken kapitalist dünyanın debdebesine bilinçsizce kapılmış, yaratılış gayesini unutmuştur.  Televizyondaki sahte karakterleri ve hayatları model almış gerçek yaşamdan uzaklaşmış; ahiret yurdunu unutmuş sistemli ve etkili çalışmalar sonucu gaflete dalmış ve böylece hem insani hem de İslami değerlerinden uzaklaştırılmış bir gençlik gözler önündedir.( Süheyla Külter)

Hayatın neredeyse birçok lezzetine çabalamadan ulaştıkları için yaşama amaçlarını bulamıyorlar; bulamadıkları gibi bunu aramayı hedef edinmiyorlar ve bunu gereksiz görüp hayatlarını nefsani duygularla yönlendiriyorlar. Onlara yeni hedefler sunarak onları bu buhrandan kurtarabiliriz. Yaşadıkları ruhsal çalkantılar gençleri sigara, alkol, kötü sözler ve arkadaşlıklara yönlendirmektedir. Anne ve baba sevgisinin eksik olması onları sahte sevgilere sevk etmektedir. (Şehadet Atak)

Geçlerin büyüdükleri ortam günümüz gençlik için bir karşı tepki oluşturup onlarda gelişmesi gereken İslami bilinç ve çabayı zayıflatıyor ve bu da büyük bir sorun teşkil ediyor. Bu yüzden genç kızlarımızı tamamen sosyal medyadan uzaklaştırmak yerine bilinçli bir şekilde kullanmayı öğretebilir ve bu alanla İslami bir ruhla yetiştirmeliyiz. Özellikle kızlarda daha çok kıskanma duygusu olduğu için bu haslet terbiye edilmeli ve bu yönde eğitim verilmelidir.( Sena Bayır)             Rabia KÜLTER

KARPAL TÜNEL SENDROMU

El bileğini uzun süreli ve yanlış kullanmaya bağlı olarak bilekteki kanalın daralmasıyla oluşan ağrı ve uyuşmaya karpal tünel sendromu adı verilir.  Daha çok kadınlarda görülür.  Cam silme, bez sıkma tarzı bileği zorlayan hareketler bu duruma sebep olur.

Her iki bileği büküp birbirine doğru ittiğimizde ağrı ve uyuşukluk, karıncalanmada artış meydana geliyorsa bu sendrom akla gelir. Tetkikler neticesinde kesin tanı konulur. 

Kesin bir tedavisi bulunmamakla beraber hastanın elini istirahat ettirmesi gerekiyor. Zorlayıcı hareketlerden kaçınması ve ilerlemesini durdurması gerekiyor.  Aksi takdirde kanalı genişletmek için ameliyat olması dahi gerekebilir. İlk aşamada egzersiz programı oluşturulur bir fizyoterapist eşliğinde. Dayanılmaz ağrıların olduğu ilk üç gün 6 saat arayla 15 dakika buz uygulamakta ağrıyı hafifletir.  Bu gibi durumlarda istirahat ve kasların zayıflamasını engellemek için egzersiz çok önemli. Hekim tarafından uygulanacak ilaç tedavisi de ağrıyı azaltmaya yardımcı olur.    Sümeyra ÇİFTÇİ

 BEBEĞİNİZ İÇİN HANGİ OYUNCAK UYGUN?

Sevgili ebeveynler; oyun, yaşamın ilk yıllarında miniklerin eğlenmek ve çevreyi denetlemek için yaptığı davranıştır. Dolayısıyla bu hususta onlara ön ayak olmalısınız. Hangi oyuncak onun gelişimine katkıda bulunursa, oyunuzu o oyuncaktan yana kullanmalısınız. Peki, 0-6 aylık dönemde hangi oyuncaklar daha faydalıdır şöyle bir göz atalım:

  Bu dönemde görsel ve işitsel duyulara yönelik oyuncaklar minikler için oldukça uygundur. Özellikle yatağının üzerine asılan, sallanınca ses çıkaran renkli oyuncaklar. Ayrıca çıngırak, müzik kutuları, renkli halkalar onların mutluluğuna mutluluk katar. Zaten dişlerinin çıkması da yakın! Minikleriniz bu oyuncaklarla bir güzel damaklarını kaşır, salyalarını akıtır. Sizlerde sürekli giysilerini değiştirmek zorunda kalırsınız ama olsun. Onlar sizin kıymetlileriniz! Bir başka oyuncak çeşidi ise çeşitli boylarda olan renkli toplar, onları da kullanabilirsiniz. Bütün bu oyuncaklarla bebeğiniz ile beraber oynayabilir, onu daha çok eğlendirebilirsiniz. Bebeğinizle bebekleşin, pişman olmazsınız. Selam ve dua ile.     Hicret YEŞİLBUDAK