İbrahim Edhem ile Günahkar Adamın Hikayesi
Bir gün eski Belh Sultanı İbrahim bin Edhem Hazretlerine bir adam geldi:
“Ey doğruluk ırmağı, dedi, ben günah işleyip duruyorum. Bana bir kurtuluş yolu göster ki, o belâdan kurtulayım.”
Velîler velisi tatlı bir tebessümle dedi ki:
“Madem günah işliyor, Rabbine isyan ediyorsun.
O halde Allahu Teâlâ'nın senin için vermiş olduğu rızıklardan yeme.”
Adam birden titredi:
“İyi ama dedi, Allah'ın bana verdiği rızıklardan yemezsem, nasıl yaşarım?”
“Madem öyle! Allah'ın senin için takdir ettiği sudan içme.”
“Bu hiç mümkün değil! Su içmeden yaşanır mı?”
“O halde, Allah'ın yarattığı havayı teneffüs etme.”
“Hayır, hayır! Buna da imkân yok!”
“Sana daha ne diyeyim? Madem Öyle! Allah'ın mülkünden çık git. Kendine bir başka mülk edin!”
Günahkâr adamın aklı uçacak gibi oldu ve dedi:
“Neler diyorsun ey Pîr? Allah'ın mülkünden başka mülk var mı ki, gidip oraya sığınayım?”
Büyük velinin yüzünde görülmemiş bir ışık:
“Peki, dedi, sana bir yol daha! Günah işlediğin zaman, suçunu Allah'ın görmediği bir yerde yap ve kendini ondan gizle. Seni hiçbir zaman bulamasın.” Günahkar adam:
“Buna da imkân yok, ey İbrahim! O'ndan gizlenmek, elinden kaçıp kurtulmak mümkün değildir. Beni kıpırdayamaz hale getirdin. Artık ben Rabbime isyan etmem. Tevbe, tevbe!”