• DOLAR 34.544
  • EURO 36.627
  • ALTIN 2920.152
  • ...
Şehid Hacı Adem
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Mahsum Erden / Feyzullah Zerey
Hacı Adem Akın, 1930 yılında Mardin’in Mazıdağı ilçesine bağlı Xane (Arı köy)’de dünyaya geldi. Hacı Adem, üç erkek ve bir kız kardeşinin en büyüğüdür. 16-17 yaşlarına gelince babası vefat etti, bunun üzerine ailenin yükü omuzlarına bindi. Bir süre sonra kız kardeşi vefat etti. Kendisi babasının vefatından iki sene önce dayısının kızı Cemile ile evlenmişti. Kardeşleri Sadık ve Hamit’i zor şartlar altında evlendirdikten sonra askere gitti. Hacı Adem,  köydeki bir takım husumetlerden dolayı 1975 yılında beş çocuğuyla Mardin’in Kızıltepe ilçesine yerleşti. Mahalle arasında açtığı bakkaliye dükkanı ile geçimini sağlamaya çalışan Hacı Adem, zaman zaman mevsimlik işçi olarak Batı taraflarına gidip geldi. 1986 yılında çok arzuladığı hac vazifesini icra etti.

EŞİ CEMİLE TEYZE’NİN DİLİNDEN
Allah’a şükür ben eşimden hep iyilik ve şefkat gördüm. Eşim helal rızık peşinde koşardı. İslam’ı dert edinen şuurlu Müslümanları tanıdıktan sonra daha fazla ibadetlerine önem verdi. Artık sünnet oruçlarını kaçırmaz, az uyur ve hep Müslümanlara dua ederdi. Elhamdülillah benim eşim Allah için vuruldu ve ben ondan razıyım, Rabbim de ondan razı olsun inşallah. 

OĞLU SELİM’İN DİLİNDEN

Babama köy muhtarlığı teklif edildi lakin kendisi sorumluluk ve hassasiyet gerektiği için bu işi kabul etmedi. Babam, köyde ve köyde veya arasında bir kavga veya bir tartışma olduğu zaman hemen aralarına girip onları barıştırma adına yemek yapıp davet ederdi. Köylüler ve civardakiler onu sever ve saygı gösterirlerdi. Yanına gelen fakir ve dilencileri akşamleyin evine misafir ederdi. Meyve aldığı zaman mahalledeki çocuklara dağıtıp öyle eve gelirdi. Kendisine, “Baba! Sen bize meyve almamış mıydın” diye sorduğumuzda şöyle cevap verirdi; “Oğlum! Mahalledeki çocuklar önüme geldiler,dayanamadım onlara dağıttım.”

Mahallede kimsenin bakmadığı bir yetim çocuk vardı, babam ona bakıp sahip çıkardı. Tüm çocuklar büyük küçük herkes ona baba derdi. Kendi çocuklarına karşı çok şefkatli ve merhametliydi. Akrabalar arasında herhangi birisi hastalandığı zaman hemen onun ziyaretine giderdi. O her zaman pazartesi ve perşembe günleri oruç tutardı. Hemen hemen her gece teheccüd namazına kalkardı. Bazen gecenin yarısında kalktığım zaman bakıyordum babam namazdadır ve o kadar ağlıyordu ki sanki bir ölünün arkasından ağlıyor gibiydi. Gece namazlarında çok dua ediyordu.

YEĞENİ ABDULKADİR DAĞLI’NIN DİLİNDEN 
Dayım Hacı Adem, Köyde herkes tarafından çok sevilirdi. İki kişi kavga etse mutlaka onları barıştırırdı yoksa rahat etmezdi. Dayım Hacı Adem, akrabalarına şefkat ve sevgisi çoktu, akrabalarından her hangi birisi hastalanır veya sıkıntıya düşse bütün imkanlarını seferber ederdi. Dayım, şahsına yapılan hakareti affederdi. Onun hayâsı, terbiyesi, ahlakı, huyu Hz.Osman’ın hayatına benzerdi. Dayım, bütün dünya Müslümanlarına dua ederdi.

YEĞENİ FESİH DAĞLI’NIN DİLİNDEN
Dayım Hacı Adem, şehid olmadan önce bir dükkan açmıştı. Şehid olacağı gün evden ayrılınca ailesine; bu gün dükkanı açıp bir daha açmayacağını söyledi, sanki şehid olacağını biliyordu. O gün oruçluydu ve kanlı elbiseleriyle şahadet şerbetini içerek Rabbine kavuştu.

Dayım Hacı Adem, dindar insanlarla oturup kalkar, İslami sohbetlere katılırdı. Bu yaşantısı mürted örgütün zoruna gitti ve örgüt tarafından tehdit edildi ama o bu tehditlere aldırış etmedi, İslami kimliğinden taviz vermedi. Örgüt tarafından takibe alındı ve nihayetinde 3 Ocak  1993’te dükkândan eve dönüşü sırasında Perşembe günü oruçlu iken PKK’nin iki kurşunuyla başından vurularak şehit edildi. Şehit olduğu gün onu tanıyan bütün Kızıltepeliler o akşam babaları gibi sevdikleri Hacı Adem için yas tutup ağladı. Allahu Teala onun şehadetini kabul etsin ve bizleri onun şefaatinden mahrum etmesin, amin.        

OĞLU EMİN AKIN’IN DİLİNDEN
Rahmetli babam küçüklüğünden beri İslami duyarlılığı ve hassasiyetiyle bilinen adil ve hiç kimseyi incitmeyen kişiliğiyle biliniyordu. Gençliğini köyde geçirdikten sonra Kızıltepe’ye yerleşmiş, daha sonraları ailesini alarak yıllarca Batı illerinde orman işlerinde helâl rızık kazanma peşine düştü. Babam bütün çocuklarına yedi yaşından itibaren namaz kılmayı ve temel dini bilgileri öğretti. Kendimi bildim bileli hep sünnet oruçlarını tutuyor ve gece namazlarını kılıyordu. Bize güzel örnek oluyordu.

Babamın başka bir özelliği de fakirlere düşkünlüğü ile biliniyordu. Sokaklarda bulduğu fakirleri eve getirerek onlara yiyecek, giyecek verip akşam da onları misafir ederdi. Hatta hiç unutmuyorum, bir gün sokakta bulduğu bir fakiri evimize getirmişti. Fakir adam babama, “ben hastayım” demişti. Babam da ona ilaç getirip sabaha kadar başında beklemişti.

Babam çarşıdan eve gelince cebinde bolca bozuk para bulundurur önüne gelen çocuklara para verirdi. Bütün çocuklar ona “baba” diyorlardı. Bu yönleriyle bütün mahallenin gönlünü almıştı. Hatta çevremizdeki PKK’lılar dâhi onu çok seviyorlardı. Şehit edildiği gün birçok PKK’lı evimize gelerek “babamızı şehit ettiler” dediler.

Babamın başka bir yönü de komşularla olan ilişkileriydi. Komşuları bir emanet olarak görür onlara kendi evine baktığı gibi bakardı. Muhakkak akşam yemeklerini onlarla paylaşırdı.  Kısacası bir şehitte bulunan bütün özellikler ondaydı.             
Her gün evden çıkınca sanki geri gelmeyecek şekilde çıkıyordu. Bazen vedalaşıyordu bazen de buruk olarak ayrılıyordu. Şehit olacağı gün de sanki kendisine ayan olmuştu.

YAKIN DOSTU DAVUT ASLAN’IN DİLİNDEN

Şehid; dürüst, ahlâklı, hiç kimseyi kırmayan, karıncanın dahi ondan rahatsız olamadığı bir ahlâka sahipti. Misafirperverdi. Her zaman insanlar arasında sulhu isteyen birisiydi.

Hatta bir seferinde şöyle demişti:
“İnsanlar bana ateş etseler de vurulmasam da onlara diyeceğim sadece; “haydi gidin gidin” olacaktır” demişti.
Şehid her zaman Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutardı. Ayrıca şehid olacağı gün de oruçluydu. İftar için kendisine altı pide ekmeği almıştı. Aldığı pide ekmekleriyle orucunu açacaktı (şehid düştüğünde, pide ekmekleri kanlar içindeydi). Rezzak olan Allah onun şehadetle orucunu açmasını diledi ve şehadet şerbetiyle orucunu açtı. Rabbimiz bizi onun şefaatinden mahrum etmesin.

KARDEŞİ HACI HAMİD AKIN’IN DİLİNDEN
Abim Hacı Adem, biz daha Xane köyünde iken babam vefat ettiğinden babalık sorumluluğunu üstlenmişti. Bize çok iyi ve şefkatli davranıyordu. Abim köyde herkes tarafından seviliyordu. Abim adeta meleklerin ahlakına sahipti. Zararsız ve herkese hayır duasında bulunan birisiydi. Biz Kızıltepe’ye geldikten sonra bile bütün ailevi kararları ona danışmadan almazdık. Şehid oluncaya kadar ben bir kardeş olarak hep abimden razıydım. Şehid olduktan sonra bile akrabalar ve köylüler hem şaşırıp hem üzülmüşlerdi. Çünkü Hacı Adem bir karıncayı bile incitemez iken nasıl mermiyle şehid edilirdi.

YENGESİ FATMA HANIM’IN DİLİNDEN

Hacı Adem, bana ve aileme karşı oldukça babacan davranırdı. Biz ondan hep iyilik görürdük. Asla katı ve kaba değildi. Ona ne kadar haksızlık yapılsa da o hep affederdi.

TORUNU ABDULLAH AKIN’IN DİLİNDEN

Şehadet günü ve şahadet anını anlatayım. 03.01.1993 Pazartesi günü dedem her zamanki gibi oruçluydu. Zaten dedem haftanın pazartesi ve perşembe günleri oruçlu geçirirdi. Bunu bir vird hâline getirmişti. Sabah erkenden dükkânı açmıştı. Ben de okuldan geldim. Zaten her gün dükkâna gidip ona yardım ederdim. Yine öyle bir gün akşam ezanına yarım saat kala dükkânı kapatıp bizim ev komşumuz aynı zamanda dedemin beraber hacca gittiği arkadaşı “Hacı Hatip’ i ziyaret edelim” dedi. Hacı Hatip’ i ziyaret ettikten sonra ben, dedem ve Hacı Hatip beraberce eve doğru yürüyorduk. Eve 500 metre kala mürted örgüt elemanı dedeme iki el ateş edip kaçtı. Baktığımda dedem yerdeydi ve kanlar içerisindeydi. Ben dedemin üzerine kapanıp ağlamaya başlamıştım ve dedemin kanı üzerime sıçramıştı. O zamanlar 9 yaşında olduğum için şok geçirdim ne yapacağımı bilmiyordum. Dedem oruçlu bir şekilde ruhunu Rahman’a teslim etmişti. Dedemin başını kaldırdığımda yüzünde bir gülümseme ifadesi vardı, dedem gülümsüyordu. Yüce Allah şehadetini kabul etsin, bizi şehitlerin şefaatinden mahrum eylemesin.



Şehid Heci Adem
Ey ixtiyârê xwedyê ğiret u şerefê
Ey Heci Adem xwedyê wan muye vek berfê
Şehidi li wan muyê tey sipi pirozbê
Me soze bi wan muwara na hêlin wê heyfê
Li ber neyarê İslamê te kişand xiret
Bi wê ixtiyariyê li ber wan nekir minnet
Hetta şehid buyî li Kiziltepe bi ‘izzet
Me soze em vê dünyê li düjmin bikin wek şevê
Heci Adem bi dinê Xwuda ra sadık bu
Bi hizba Xweda ra heval u muwafık bu   
İnsanek hekkî ji şehidyera aşik bu
Rojeki ji xayina nekir e tirs u xewf ê
Bira  xayin bi zanibin ümmeta Muhammed
Da’va İslam u Qur’an ê bernadin bi ebed
Vê tebliğ u cihad kin hetta biminin yek fert
Ji kafir u xayina ra na hêlin ve keyfê   
Bi mêr u jin u zarok u kal u ciwana
Mizgin disa seri hildane Müslümana
Li kafira teng kirine ‘erd u asimana
Teqandin hebana wayi püf dayi ji puffê   

 (Şehid-7)
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir