• DOLAR 32.501
  • EURO 34.786
  • ALTIN 2423.757
  • ...
ŞEHİD ABDULKADİR UDEH
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Feyzullah Zerey / Doğruhaber

1907 yılında Mısır Şirbîn’de fakir bir ailenin yuvasında dünyaya gelen Abdulkadir Udeh küçük yaşlarda ailesi ile birlikte Şam’a göç etti. İlk eğitimini burada “El-Medreset-ul Mansuriyye”de tamamladı.

Bir müddet ziraat işleriyle meşgul olan Şehid Udeh, daha sonra Kahire Ezher Üniversitesinde Hukuk bölümünden şeref derecesiyle mezun olup hâkimlik ve savcılık görevlerinde bulundu.

Abdulkadir Udeh öğrencilik yıllarında Filistin, Ürdün gibi Arap ülkelerini gezme fırsatı buldu. Hâkimlik yaptığı dönemlerde İhvan-ı Müslimin’in davalarına baktı ve önüne getirilen her dosyayı beraatla sonuçlandırdı. 1951 de İhvanın ısrarı ile resmi görevini bırakarak ihvan saflarında göreve devam etti.

MISIR ANAYASASINI HAZIRLAYANLARDAN BİRİ OLDU

1952. Mısır’da General Muhammed Necip askeri darbe yaptı. Abdulkadir Udeh, yeni Mısır anayasasını hazırlamak üzere kurulan komisyona üye olarak seçildi. Komisyon çalışmaları sırasında hürriyetleri savundu ve anayasanın İslami esaslara dayandırılmasını istedi. Bu konuda çok büyük gayretler gösterdi.  1953’te kendisine Libya anayasasını İslami esaslara göre hazırlama görevi verildi.

İHVAN-I MÜSLİMİNİ HER ZAMAN SAVUNDU

Abdulkadir Udeh, İhvan-ı Müslimin ve Cemal Abdunnasır arasında arabuluculuk yapıyordu. Cemal Abdunnasır onu İhvan’ın vekili olarak görüyordu. Abdulkadir Udeh, Cemal Abdunnasır’ın İhvana zarar vermemesini ve idarecilerini tutuklamamasını istedi. Her fırsatta bu hareketinin yanlış olacağını dile getirdi.

Cemaate bağlı gençlerin bu durumda farklı tepkiler gösterebileceğini anlatmaya çalıştı. Lakin Abdunnasır, cemaatı yok etmeye niyeti vardı. İhvan’ın sayısını öğrenmek istedi. Abdulkadir Udeh, “iki veya üç milyon” cevabını verince; Abdunnasır, “İhvanın sayısı yedi milyon olsa bile ben halkın üçte birini gözden çıkarabilirim” dedi. Bunun üzerine Abdulkadir Udeh, “Bir kişinin hayatına yedi milyon. Bu senin yanına kalmaz Cemal!” Cevabını verdi.

DOĞRULARI SÖYLEMEKTEN KAÇINMAZDI

Abdulkadir Udeh hukuki alandaki cesaretinin yanı sıra siyasi alanda da cesur idi. Siyasi baskılar ve maddi kaygılar hiçbir zaman onu hakikat yolundan engelleyememiş, doğruları söylemekten alıkoyamamıştır.

Ondan herhangi bir talepte bulunan kişi devletin en üst yetkilisi olsa dahi İslam ve Müslümanların aleyhine bir durum söz konusu olduğunda o talebi reddederdi. Abdulkadir Udeh hukuk alanındaki duruşunu şu şekilde ifade eder. “Ben tarafsız değilim. Hâkim nasıl tarafsız olabilir?...

Olup bitenlere karşı lakayt kalması istenir! Esarete düçar olan milletin hâkimi tarafsız olamaz! Her yönüyle anarşiye düşmüş bir milletin hâkimi tarafsız olamaz! Sanıklara, yaptıklarını ve yapmadıklarını zorla itiraf ettirmek için her türlü işkenceye müsaade edilen bir ülkenin hâkimi tarafsız olabilir mi? İtiraf ettirme gerekçesiyle sanıkların tırnakları çekilir, bayılıncaya kadar dövülür, vücutları ateşle dağlanır, kamçı ile renkleri değiştirilir, demirler ve odunlar arkadan sokularak ırz ve namusları çiğnenir, annelerine, ailelerine ve kız kardeşlerine aynı şeyin yapılacağı yönünde kendilerine tehditte bulunulursa böyle bir milletin hâkimi gerçekler karşısında nasıl susabilir? Din ve ahlaktan so yutlanan bir milletin hâkimi lakayt olamaz?

MÜSLÜMANLARIN MENFAATİNİ HER ŞEYDEN ÜSTÜN TUTTU

Abdulkadir Udeh, hak bildiği yolda taviz vermeyen cesur karakterli bir âlimdi. Hiçbir baskıya boyun eğmezdi. İslam’ın ve Müslümanların menfaatini her şeyden üstün tutardı. İngiliz işgaline zemin hazırladığı ve İngilizlerin çıkarlarını koruduğu için Cemal Abdunnasır ile İngilizler arasında imzalanan antlaşmaya karşı çıktı. Cemal Abdunnasır’ın antlaşmayı kanuni yönden inceleme isteğini ret etti. Onun bu tavırları Abdunnasır’ın kendisini gözden çıkarmasına sebep oldu.

MUKAYESELİ İSLAM HUKUKU VE BEŞERİ HUKUK

Abdulkadir Udeh’in en önemli eseri İslam Ceza Hukuku alanında yazılan “et-Teşriu’l-Cinaiyyu’l-İslami Mukarinen bi’l-Kanuni’l-Vaz’i” adlı eseridir. Bu eser “Mukayeseli İslam Hukuku ve Beşeri Hukuk” adıyla dört cilt olarak Türkçe’ye tercüme edilmiştir. Türkçeye tercüme edilen eserlerini şöyle sıralayabiliriz; İslam`da mal ve idare, İslam ve siyasi durumumuz, İslam ve yürürlükte kanunlar, Evlatların cehaleti ve âlimlerin acizliği karşısında İslam.

ŞEHADETİ

Abdulkadir Udeh, Cemal Abdunnasır’a suikaste teşebbüs suçlamasıyla yargılanarak idam cezasına çarptırıldı.   1954 yılında beş arkadaşı ile birlikte idam edilirken “ Ben Allah ile görüşmeye gidiciyim. Onun için ister yatağında ister savaş alanında, isterse esir veya hür olarak öleyim hiç mühim değil.” Daha sonra orada hazır bulunanlara dönerek : “Bana şehadeti nasip eden Allah’a şükrediyorum. Şunu bilin ki benim kanım sizin inkılâbınızı boğacaktır.” Demiştir

Kutu…

İhvan-ı Müslimin’in bereketli mektebinde yetişmiş İslam davetçilerinden olan Şehid Abdulkadir Udeh, İmam Hasan El-Benna, Şehid Seyyid Kutub, Üstad Mustafa Sıbai vs. ulemalar gibi, mücadele ve fikirleri ile çağa ışık tutmuş, İslam`ı tüm sadeliği ile insanlara aktarmış, Müslümanların teşkilatlı bir şekilde hareket etmelerini sağlamış, Mısır gibi firavun mizaclı yöneticilerin eksik olmadığı bir ülkede Musaca izzetli duruş sergilemiş son yüzyılın büyük İslam davetçilerinden biridir.

ABDULKADİR UDEH’İN KALEMİNDEN:

“Dünyanın her tarafında bulunan biz müslümanlar, İslam’a bağlıyız. İslam’a olan bu bağlılığa tutkunuz; Bu şerefli ve ilahi bağlılıkla da kıvanç duyarız. Fakat bizler- malesef- İslam hakkında çok şey bilmemekteyiz. Çoğumuz İslam gerçeklerinden haberdar değildir. İslam, dillerimiz ve sözlerimizde yer tutmakla birlikte, kalplerimizde ve amellerimizde hemen hemen hiç yer işgal etmemektedir.”

Bu haberler de ilginizi çekebilir