• DOLAR 34.599
  • EURO 36.209
  • ALTIN 2999.35
  • ...
Hizbullah Manifestosu`ndan Bazı Satır Başları
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Hizbullah, 17 Ocak 2000`de İstanbul Beykoz`daki bir eve düzenlenen operasyonda hayatını kaybeden cemaat lideri Hüseyin Velioğlu`nun 12. Vefat yıldönümünde, hareketin 37 maddeden oluşan manifestosunu basın kuruluşlarına gönderdiği bir bildiri ile duyurdu.
 
Basına gönderilen bildiride `Cemaatinin Kuruluşunu Hazırlayan Etkenler, Hizbullah Cemaatinin Haraket Metodu, Hizbullah Cemaatinin Kuruluşu` gibi alt başlıklarda da önemli bilgilere yer verildi.

 

Basına gönderilen bildiride Hizbullah`ın kuruluşunu hazırlayan etkenlere değinilirken, bunda İslam ümmeti genelinde ve özellikle Kürd coğrafyasında ilhadi ideolojilerin yaygınlaştırıldığına vurgu yapılarak şöyle denildi:
 
HİZBULLAH CEMAATİNİN KURULUŞUNU HAZIRLAYAN ETKENLER
"İslam ümmeti genelinde ve özellikle Kürdistan`da ilhadi ideolojilerin yaygınlaştırıldığı ve bunların moda gibi kitlelere sunulduğu, bu ideolojiler aracılığıyla Müslüman halkların, özellikle genç nesillerin İslam`dan uzaklaştırılıp Materyalist ideolojilerin pençesine düşürüldüğü, İslam`ın toplumsal, siyasal, ekonomik, hukuksal ve kültürel sorunlara çözüm getiremeyeceği, günümüzde toplumu idare edebilecek bir yönetim şekli olamayacağı, bin dört yüz yıl önce yaşanmış ve devrini tamamlayıp geride kalmış bir din olduğu, dinin afyon gibi kitleleri uyuşturduğu, bir ütopya ve üst yapı kurumu olup toplumsal ve siyasi hareketlere ve halk devrimlerine öncülük edemeyeceği şeklinde tezlerin ileri sürüldüğü, kültür emperyalizmi yoluyla sömürgeci güçlerin İslam`a karşı çok yönlü yoğun bir savaş yürüttüğü, Laik Kemalist rejimin bir devlet politikası olarak İslam`ı toplumsal hayattan uzaklaştırmak için tüm organlarını seferber ettiği o dönem ve şartlarda yaşanan bütün bu olumsuzluklar, Hizbullah cemaatinin kuruluşunu hazırlayan önemli etkenler olmuştur."

 

O dönemde İslami kesimin içinde bulunduğu kötü gidişat ve yaşanan sorunların ciddi olarak rahatsızlık verdiği ve cemaatleşme işinin, yerine getirilmesi gereken İslami bir fariza olduğundan, İslami bilinç ve sorumluluk gereği bu işe girişildiği ifade edilerek,"Cemaat rehberi ile Cemaatin kuruluş ve yapılanmasında öncülük eden ilk kadrolar başta olmak üzere, o zamanki İslami faaliyetler içerisinde aktif olarak bulunan şuurlu, sorumluluk sahibi ve samimi birçok Müslüman tarafından, İslami kesimin içinde bulunduğu kötü gidişat ve yaşanan sorunlar görülüyordu. O dönemde ciddi olarak rahatsızlık veren bu sorunlara çözüm bulmak ve o bunalımlı dönemi aşmak için hem düşünsel ve hem de pratik alanda yoğun çaba harcanıyordu. Müslüman kitlenin yaşadığı sorun ve sıkıntılarda, mücadelede takip edilen metod ve yöntemlerin de büyük tesirlerinin olduğu, mücadelede ve cemaatleşmede Peygamberimizin pratize ettiği Nebevi metoda uygun hareket edilmesi gerektiği hususunda ortak bir fikir ve kanaat oluşuyordu. Hepsinden önemlisi, cemaatleşme işi, yerine getirilmesi gereken İslami bir fariza olduğundan, İslami bilinç ve sorumluluk gereği bu işe girişilmeliydi.


Bu amaçla; Cemaatleşme süreci başlatılmadan önce, İslam dünyasında tarihi süreç içerisinde ortaya çıkan, varlığını sürdüren veya sürdüremeyen, aynı zamanda mücadele sahnesine yeni çıkmış olan İslami hareket ve gruplar hakkında araştırma ve incelemeler yapılıyordu. Bunun yanında yerel düzeyde var olan İslami grup ve cemaatlerin yapısal ve düşünsel durumları, davet ve mücadele yöntemleri, o güne kadar ortaya koydukları pratik uygulamalarındaki başarı ve zaafları araştırılıyordu. Bütün bu araştırma, inceleme ve gözlem neticesinde, yaşadığımız coğrafyada Müslümanların ihtiyaçlarına cevap verebilecek kapsamlı ve kuşatıcı bir hareketin olması gerektiği kanaatine varıldığından, böylesine ağır, hassas ve önemli bir işe inanç, güven, kararlılık ve ubudiyet bilinciyle girişildi.


Netice olarak; Müslümanların o dönemde yaşadıkları sorunlara çözüm olabilecek, İslami faaliyetlerin heba olmasını önleyecek, mevcut başıboşluk ve kargaşa ortamı nedeniyle birçok samimi insanın davadan uzaklaşmasının önüne geçebilecek, Müslümanları bu bunalım ve kargaşa ortamından kurtarıp sağlam İslami bir mücadele zeminine kavuşturabilecek yeni bir cemaatleşme süreci başlatılmış oldu. Bu inanç ve endişeyle atılan adımlar neticesinde, Allah`ın yardımıyla Hizbullah Cemaati mücadele sahnesine çıkmış oldu." denildi.

 

HİZBULLAH CEMAATİNİN KURULUŞU
Hizbullah`ın, 1979 yılında Hüseyin Velioğlu rehberliğinde Batman`da kurulduğu ifade edilen açıklamada, "Cemaatin öncüleri, o zamana kadar süregelen tartışmalardan, yanlış ve yetersiz çalışmalardan, içinde bulunulan kısır döngüden sıyrılarak, Müslümanların özlem ve beklentilerini karşılayacak, özgün ve bağımsız, her konuda İslami ölçüleri ve asr-ı saadet dönemini esas alan, sadece takva, fedakârlık, ihlas ve İslam kardeşliği temelinde bir araya gelen Müslümanların gönüllü birlikteliğinden oluşan bu cemaati kurmaya karar verdiler. Böylece Hizbullah Cemaati, 1979 yılında şehid Hüseyin Velioğlu rehberliğinde Batman`da kuruldu.


Çekirdek kadrolardan ve az sayıda ders halkalarından oluşan faaliyetleriyle işe başlayan bu Müslümanlar, süreç içerisinde sabırlı, ihlaslı, kararlı bir seyir ve direniş çizgisi takip ederek, iç içe geçmiş halkalar gibi birbirlerine kenetlenerek, yılmadan, yorulmadan, aşk ve heyecanla faaliyetlerini geliştirerek bugünlere kadar geldiler." denildi.

 

HİZBULLAH CEMAATİNİN HARAKET METODU
Hizbullah`ın, Hz Muhammed`in mücadelesinde bir metot ortaya koyduğuna inandıkları belirtilen açıklama, "İslami mücadelede takip edilecek metod meselesi eskiden beri Müslümanlar arasında tartışma konusu olmuştur. Dünyanın değişik yerlerinde mücadele eden Müslümanlar, içinde bulundukları ortam ve şartların da etkisiyle farklı yöntem ve metotlara başvurmuşlardır. Hizbullah Cemaati de, Resulullah aleyhissalatu vesselam`ın, mücadelesinde bir metot ortaya koyduğuna ve Müslümanların mücadelede bu metoda uygun hareket etmesi gerektiğine inanmaktadır. Bu akidesinin ve bakış açısının bir yansıması olarak, doğruluğuna ve gerekliliğine inandığı nübüvvet dönemini esas almış ve nebevi hareket metodunu kendisine model kabul etmiştir.


İslami mücadeleyi sürdürmek, toplumun İslami dönüşümünü sağlamak ve İslami hakimiyeti gerçekleştirecek bir yönetim hedefine ulaşmak için İslami nasslar, akıl ve çağın gerekleri, Peygamberin nebevi metodunu takip edecek İslami bir hareketi zorunlu kılmaktadır.


Hizbullah Cemaati; bidayetinde bu inanç, görüş ve bakış açısı doğrultusunda adım atmış ve mücadelesini bu güne kadar bu esaslar üzerinde sürdürmüştür." denildi.
 
İLKHA
 
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir