Silahların Gölgesinde Yaşamak İstemiyoruz
Siverek Barış Platformu düzenlemiş olduğu basın açıklaması ile son olarak Siverek`te 5 kişinin hayatını kaybettiği üzücü olayların son bulmasını isteyerek "Silahların Gölgesinde Yaşamak İstemiyoruz. Silahsız Bir Siverek İçin El Ele" dedi
ŞANLIURFA - Şanlıurfa`nın Siverek ilçesinde bir araya gelen her düşünceden 20`ye yakın Sivil Toplum Örgütü ve Sendikalar oluşturmuş oldukları Siverek Barış Platformu adına Siverek Kanlıkuyu meydanında saat 13.00`te basın açıklaması okudu.
Okunan basın açıklamasında son olarak Siverek`te iki aile arasında çıkan silahlı çatışmada 5 kişinin hayatını kaybettiğine vurgu yapılarak, "Silahların gölgesinde yaşamak istemiyoruz. Silahsız bir Siverek için el ele" dedi.
A. Uğurlu-İLKHA
BASIN AÇIKLAMASI TAM METNİ
Yaşadığımız ülke, bölgeler arası ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel farklılıklar nedeniyle her bölge,kendi özgün koşulları sonucu olarak çok önemli sorunlar yaşamaktadır.Özellikle bölgeler arası ekonomik kalkınmışlıktaki eşit olmayan gelişim düzeyi bazı bölgelerde 21.yüz yıl dünyasında kabulü ve izahı mümkün olmayan olayların yaşanmasına neden olmaktadır.Bu normal olmayan süreç, bütünsel olarak toplumun tüm kurumlarını olumsuz etkilediği gibi,bu toplumun bireylerini de olumsuz bir yaşamsal ikilimin içerisine doğru itmektedir.Ülkemiz insanı yaşanan her bireysel ya da sosyal olayda ciddi ekonomik kayıplara uğramaktadır.Ekonomik kayıpla birlikte ciddi bir insan kaybı da yaşanmaktadır.
Ülkenin ekonomik kaynakları, insanların temel ihtiyaçları olan eğitim, sağlık ve yaşama hakkının sağlanmasına dönük olması gerekirken maalesef geliştirilen yanlış politikalarla insan yaşamı, tamamen bireyin hukuki olmayan yol ve yöntemlerle kendisini korumasına yol açmış bulunmaktadır. Bu durum dönem dönem arzu etmediğimiz ve de görmek istemediğimiz trajik olayların yaşanmasına yol açmıştır. İlçemiz Siverek`te yaşanan son aşiret kavgasında beş vatandaşımızın hayatını kaybettiği, yine bir o kadar kişinin da yaralı olduğu bilinmektedir. Nedeni ne olursa olsun hiçbir şey insan yaşamının üstünde bir değere sahip değildir.
Bu ve benzer olayların olmaması için ilçemizin ekonomik, sosyal ve siyasal iklimi; çağdaş, demokratik, eşit, adil ve hukukun üstünlüğü ilkesinin toplumdaki tüm bireyler tarafından kabul görüldüğü bir ortama dönüştürülmelidir. Artık insanların kendi aralarındaki sorunları hukuksal zeminde çözme anlayışının geliştirilmesi sağlanmalıdır.
Bölgemizde yaşanan feodal yapılanmanın sonucu olarak ve birilerinin beslendiği ama biz aydın insanların adeta kanayan yarası olan kan davasının halen tüm sıcaklığıyla 21. yüzyıl Türkiye`sinin özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde devam etmesinin bizce kabul görülür yanı yoktur. Sivil ve Demokratik kitle örgütlerinin toplum üzerindeki etkisinin artırılıp; çağdışı kurumların tasfiyesinin sağlanması ve modern dünyanın sivil inisiyatifi öncelediği, sivil demokratik kurumların zeminin güçlü bir şekilde oluşumunun yolları açılmalıdır.
Dünyanın 16. büyük ekonomisi ve de kişi başı ulusal gelirin 15 bin dolarlar seviyesinde olduğunun iddia edildiği, çağdaş, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye`de, halen insanların kendi aralarındaki sorunlarını modern yol ve yöntem olan hukuksal yolların dışında; bizce kabul görülmesi mümkün olmayan bireysel şiddete dayalı yol ve yöntemlerle çözmeyi tercih etmesi anlaşılır ve de kabul edilir yaklaşım değildir.İlçemizde yaşanan bu olay elbette lokal ve de günlük öfkelerin sonucu da değildir.Bu ve benzeri olayların nedeni bölgemize dönük yıllardır uygulanan yanlış politikaların sonucu olduğunu düşünmekteyiz.
Bunun için sivil ve demokratik kitle örgütlerine çok önemli görevler düşmektedir. Siverek`teki sivil toplum örgütleri ve sendikalar olarak gerek ülkemiz ve gerekse de yaşadığımız ilçenin ekonomik, sosyal ve siyasal olarak çağdaş değerlerle donanmış bir özgür ortama kavuşmasının mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.
Biz Siverek`teki sivil toplum örgütleri ve sendikalar olarak çağdaş dünyanın uygulamakta olduğu özgür ve demokratik yaşamın tüm ilkelerinin uygulanması halinde bu üzüntü verici trajik olayların yaşanmayacağına inanmaktayız.