• DOLAR 32.569
  • EURO 34.952
  • ALTIN 2437.059
  • ...
Muhatap halktır
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mustafa KARAKAŞ  / Doğruhaber 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın çözüm sürecinin yeni adının Milli Birlik ve Kardeşlik projesi olduğu yönündeki açıklaması sonrasında gazetemiz Doğruhaber`e konuşan AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner ile HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı ve parti sekreteri Mehmet Yavuz önemli açıklamalarda bulundular. Metiner, süreçte halkın tüm kesimlerinin muhatap alınacağını ifade ederken Mehmet Yavuz da yeni yöntemler ve yeni aktörlerle soruna nihai ve kalıcı bir çözüm sağlanması için bir an önce harekete geçilmesi gerektiğinin altını çizdi.

YENİ SÜREÇ EŞİT VATANDAŞLIĞA DAYALI BİR SÜREÇ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan`ın “Bu işe illa bir isim aranıyorsa, bunun adı artık “milli birlik ve kardeşlik sürecidir” ifadelerinden sonra tekrar kamuoyunun gündemine gelen çözüm süreci tartışmaları ile ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner, “Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci” Kürt kardeşlerimizin her türlü taleplerinin özellikle kimlik ve kültürel taleplerinin karşılandığı bir süreç… Kürtleri ötekileştiren bütün politikaların tarihe uğurlandığı, yani inkâra asimilasyona dair bütün izlerin silindiği, eşit vatandaşlığa dayalı bir süreç... Bu ülkede devletin, aynı ortamda yaşayan bütün kardeş halkların devleti haline dönüştürülmesi yani hem eşit vatandaşlık çerçevesinde hak ve özgürlüklerde herkesin eşitlenmesi süreci, aynı zamanda da tarihsel olarak kültürel kardeş olan halkların kendi devletlerine ve ortak vatanlarına sahip çıkma bilincinin pekiştirildiği bir süreç.” değerlendirmesinde bulundu.

HDP SADECE POSTACILIK YAPIYORDU, ARTIK MUHATAP HALKTIR

Milli Birlik ve Kardeşlik Sürecinde muhatabın Pkk ve HDP olmadığının altını çizen Metiner, “Çözüm süreci diye tanımlanan süreç Pkk`nın silahlarından arındırılmasıydı, düz ovaya indirilmesiydi. Silahlı mücadelenin tasfiye edilmesi, siyasal mücadelenin önünün açılmasıydı. Bu yüzden İmralı muhatap alındı, bu yüzden İmralı`dan Kandil`e; Kandil`den İmralı`ya mesaj tahsisinin HDP üzerinden yapılmasına izin verildi. HDP`nin de görevi zaten postacılık göreviydi. Yani İmralı`nın mesajlarını Kandil`e ileten, Kandil`in mesajlarını da İmralı`ya ileten bir postacılıktan öte bir görevi yoktu. Kandil çözüm sürecini sabote ettiğinde HDP de sırtını Kandil`e yasladığını yani silahlara yasladığını itiraf etti. Dolayısıyla bundan sonra çözüm süreci eskisi gibi olmaz ve hiç bir şekilde de Kandil silah bırakmadığı sürece çözüm süreci başlamaz. HDP de bu süreçte hiç bir şekilde aktör olarak kabul edilmez.” şeklinde konuştu.

PKK SİLAH BIRAKMADAN OLMAZ

Çözümün tek yolunun Pkk`nın silahları bırakması olduğunu belirten Metiner “HDP`nin süreçte tekrardan muhatap olarak alınmasında Kandil`in, silahlı güçlerini sınır dışına çekmesini silahlarını bırakarak düz ovaya inmesini ve kamu düzenine de kusursuz bir biçimde uymasını olmazsa olmaz şart olarak görüyoruz. Kandil bunu yapmadığı sürece HDP de Kandil`in bu politikalarına sırtını yasladığı sürece ne Kandil bizim muhatabımız olur ne HDP bizim muhatabımız olur.” ifadelerini kullandı.

YENİ SÜREÇTE MUHATAP TÜM KÜRTLER

Terörle mücadelenin kararlı bir biçimde sürdürüleceğinin altını çizen Metiner, yeni süreçte muhatabın STK`lar, kanaat önderleri ve Kürt halkının değer verdiği kişiler olacağını söyledi.

Metiner, “Pkk`nın Kürt halkı üzerinde oluşturmak istediği zulüm düzenini başlarına geçiririz. Terör unsurları üzerinden şehirlerimizin işgal edilmesine, kamu düzeninin bozulmasına asla izin vermeyiz. Gereken neyse kararlılıkla yaparız. Ama Kürt halkının eksik kalmış talepleri varsa bu taleplerin yerine getirilmesi için de demokratik reform sürecini hızlandırırız. Bu demokratik reform sürecinde bizim muhatabımız sahiden temsilcisi olarak gördüğümüz sivil toplum örgütleri olur. Kanaat önderleri olur. Kürt halkının değer verdiği kişiler olur.” şeklinde konuştu.

BÖLGE HALKI YATIRIMLARA SAHİP ÇIKSIN

Bölgeye yönelik yapılan yatırımların Pkk tarafından engellendiğine dikkat çeken Metiner, halkın yatırımlara sahip çıkması gerektiğini belirtti. Bölgeye diğer bölgelere göre daha çok yatırım yapıldığını ifade eden Metiner, “Şimdi bu yatırımları yok eden yatırımları sabote eden bir Pkk terörü ile karşı karşıyayız. Öncelikle bizim Kürt halkından bölge halkından beklentimiz şudur: Bölge için yapmış olduğumuz yatırımlara sahip çıkmaları… Terör örgütüne de yüreklice ses çıkarmaları… Çünkü biz yatırım götürüyoruz Pkk bunu sabote ediyor. Yol yapıyoruz müteahhit firmaları tehdit ediyorlar, dolayısıyla yatırımları zaten engelliyorlar. Bölge halkı evlatlarının geleceği için yapmış olduğumuz bu yatırımlara karşı Pkk`ya gereken cevabı vermezlerse yani bu yatırımlara kendileri bizzat sahip çıktıklarını ortaya koymazlarsa zaten yeni yatırım yapma zemini de ortadan kalkar.” diye konuştu.

BİR AN ÖNCE HAREKETE GEÇİLMELİDİR

Önceki sürecin uygulanma biçimine eleştirilerde bulunan Hür Dava Partisi (HÜDA PAR) Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Genel Sekreteri Mehmet Yavuz ise eski ve olumsuz tecrübeyi hatırlatacak hiçbir adımın atılmaması gerektiğini söyledi. Yavuz, “HÜDA PAR olarak geldiğimiz aşamada, ‘Çözüm Süreci`nin kendisinin de isminin de meşruiyetini yitirdiğini düşünüyoruz. 6-8 Ekim son nokta idi aslında, ancak Türkiye`deki politik alışkanlıklar kolay kolay değişmediği için hükümetin de bunu tam anlamıyla fark etmesi 7 Haziran seçimlerinden sonraya denk düştü. Bu saatten sonra eski ve olumsuz tecrübeyi hatırlatacak hiçbir adım atılmamalı, yeni bir isim, yeni bir içerik, yeni yöntemler ve yeni aktörlerle soruna nihai ve kalıcı bir çözüm sağlanması için bir an önce harekete geçilmelidir.” şeklinde konuştu.

TEMEL HAKLAR HİÇBİR ŞARTA BAĞLANMADAN VERİLMELİDİR

Cumhurbaşkanı`nın “Milli Birlik ve Kardeşlik Süreci” dediği bu ismin yeni olmadığını, süreci adlandırmada kullanılan eski isimlerden biri olduğuna dikkat çeken Yavuz şöyle devam etti: “HÜDA PAR olarak başından beri söylediğimiz bir şey var; “Kürt halkının sistem tarafından gasp edilen bazı temel hakları vardır ve bu temel hakların hiçbir şarta bağlanmadan ve hiç kimse ile pazarlık konusu yapılmadan bir an önce iade edilmesi gerekmektedir. Bundan hareketle silahı bıraktırma haricinde hiçbir meselenin tek başına Öcalan, PKK veya HDP ile görüşülmesini doğru bulmuyoruz; zira elinde silah bulunan PKK`dir. Öcalan da bu örgütün lideri, HDP ise siyasi kanadıdır.” ifadelerini kullandı.

ESKİ SÜRECİN BÜTÜN AKTÖRLERİ REVİZE EDİLMELİDİR

Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın dile getirdiği Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi`nde “muhatabın bütün halk olduğu” ifadesinin somutlaştırılarak ete-kemiğe büründürülmesi gerektiğini ifade eden Yavuz “Halkı temsilen hangi parti veya partilerin, STK veya sivil organizasyonların muhatap alınacağı, bunların nasıl bir usul ve takvim çerçevesinde hareket edecekleri bir an evvel belirlenmelidir. Süreç, her aşamada şeffaf olmalı ve kamuoyu düzenli ve belirli periyodlarla bilgilendirilmelidir. Muhataplık meselesinde sadece örgüt ve müzahiri kişi ve kurumlar değil, eski süreci yürüten ve başarısızlıkta payı bulunduğu kamuoyunca tespit edilen devlet ve hükümet kanadındaki aktörler de revize edilmelidir.” uyarısında bulundu.

HALKIN CAN VE MAL GÜVENLİĞİ SAĞLANMALI

Düzenlenen operasyonlar konusunda hukuktan ayrılmamak gerektiğini belirten Yavuz, “90`lı yılların güvenlikçi anlayışına dönülmeden halkın can ve mal güvenliği sağlanmalı, bu kapsamda yapılacak operasyonlarda kolluk güçlerinin hukuk içinde hareket edip etmedikleri sıklıkla kontrol edilmelidir.” dedi.

Süreç boyunca çok dikkatli olunması gerektiğinin altını çizen Yavuz, “Yüce Allah tarafından kullarına verilen temel hakların inkârı ve ihlalinin devam etmesi durumunda memlekette çatışma, kaos ve cerbezenin eksik olmayacağı iyi bilinmeli, sistemin bu konudaki direnç noktaları, doğru yönde oluşturulacak kamuoyu baskısı ile iyice zayıflatılmalı ve en nihayet etkisiz hale getirilmelidir.” dedi.

Bu haberler de ilginizi çekebilir