• DOLAR 32.34
  • EURO 34.676
  • ALTIN 2390.507
  • ...
Batının Pkk eliyle başlattığı bu savaş bizim değil
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

MEHMET ÖZCAN / ANALİZ

30 yılda 50 bine varan insan ölümleri bir anda durmuştu. Ne asker, ne de Pkk`li cenazesi gelmiyordu ve artık analar ağlamıyordu. Gözyaşı ve kan bıçak gibi kesilmişti. Çatışmasızlık süreci başlamıştı, Çözüm olacaktı. Ama yanlış aktörle yola girilmişti. Devlet, 30 yıldır katlettiklerinin yarısının Kürt olduğuna bakmaksızın sanki Kürtlerin temsilcisiymiş gibi Pkk`yle masaya oturdu. Fikir babası şimdiki Cumhurbaşkanı Erdoğan`dı. Niyeti halisaneydi, gerçekten bu akan kanın durmasıydı gönlünden geçen. Sonuçta bir Müslüman olarak o da çok çekmişti cumhuriyetin despotik uygulamalarından ve 28 Şubat`ın İslam düşmanı zihniyete sahip paşa/medya uşaklarından…

Ancak şeffaf olmayan bir yol haritasıyla ve ehil olmayan menfaatperest ilişkilere sahip dirayetsiz kişiliklerin Ankara`dan sürdürdüğü süreç, bölgenin bağrından feryatlarla uyarılmalarına rağmen yapılan yanlışlardan dönülmedi. Sonuç, süreç öncesi eli mâhkum elli parçaya bölünmüş Pkk`nin muhatap alınmasıyla güçlenen, birleşen, silahlanan ve artık devletle boy ölçüşeceğine inanan bir pozisyonda kendini gören bir Pkk yapılanmasının ortaya çıkmasına sebep olundu.

PKK`NİN MUHATAP ALINMASININ KÜRT HALKINDA OLUŞTURDUĞU ALGI

Bu durumun Kürt halkında oluşturduğu algı ise daha korkunç bir boyuttaydı. O güne kadar sağlam bir İslâmi inanca sahip, örfü, adeti ve geleneğiyle İslâm kültürüyle özdeş yaşayan Kürt halkında ise, cumhuriyet döneminden bu yana haklarını gasp etmiş devletten, muhatap alınan Pkk ile ancak tüm haklarına kavuşacağı algısı oluştu. Bu yanlış ve bir o kadar da tehlike doğuran algı, Kürt halkını HDP`yi desteklemeye doğru bir sürece götürdü. Derken desteklediği partinin görüşünü savunmaya, onlar gibi giyinmeye ve onlar gibi yaşamaya başladı. Kürt halkının belli bir kesimi dilini savunurken yavaş yavaş dinini kaybetmeye başladı. Kürt halkının önemli bir kesimine de baskı yapıldı, tehdit edilerek oyları gasp edildi.

CUMHURİYET REJİMİYLE BAŞLAYAN DİL ASİMİLASYONU HDPPKK`YLE BU KEZ DİN ASİMİLASYONUNA DÖNÜŞTÜ

Cumhuriyet rejimiyle başlayan dil asimilasyonu HDPPkk`yle bu kez din asimilasyonuna dönüştü. Öyle ki bu din düşmanlığı HDP`li vekilleri bile ‘doğuda laikliğin teminatı biziz` diyecek derecede batıya mesaj vermeye itmişti. Bu ahlak ve erdem asimilasyonu projesi, geçmişte Pkk ve siyasi uzantısını görünmez bir elle kontrol eden şer güç siyonist-haçlı ittifakı batıya aitti. Dinine ve namus olgusuna, ölümüne bağlı bir millet olan Kürt halkının bu kesiminin önce dini asimile edildi, sonra kızı dağa çıkarılarak namusu iğfal edilerek erdem ve ahlaki değerlerinden uzaklaştırıldı.

PKK, SİYONİST-HAÇLI ZİHNİYETİN BÖLGE ÜZERİNDEKİ KİRLİ PROJESİNİ UYGULUYOR

Pkk ve siyasi uzantısı parti üzerinden Müslüman Kürt halkını dinsizleştirmeye götüren süreçte kaydedilen aşama, son gelişmelerle birlikte batılı şer güçleri Pkk üzerinden bölgede siyasi, bir o kadar da stratejik projeler yürütmeye sevk etmiş görünüyor. Irak ve Suriye`nin parçalanmasıyla batının Ortadoğu`daki emellerine ulaşma hayali, Türkiye`nin de karıştırılmasıyla mümkün olacaktır ki bu da Pkk eliyle mümkün hale getirildi. Bugün özerklik ilan ederek sözde emellerini gerçekleştirme hevesi güden Pkk, aslında siyonist-haçlı zihniyetin bölge üzerindeki kirli projesini uyguladığının belki de farkında bile değildir.

Pkk`nin devlete yönelik saldırı hamlelerine dikkat edilirse Pkk`nin sürekli halkı sokağa çağırma ya da özerklik ilan ederek devletin halka yönelik şiddet kullanmasına yol açacak adımlar atıldığına şahit oluyoruz. 90`larda, devletin Pkk ile mücadelesinde suçlu suçsuz ayırımı yapmaksızın müdahale etmesi, suçsuzların da mağdur edilerek devlete karşı Pkk`nin safında yer almalarına sebep oluyordu. Pkk, geçmişteki bu kirli tecrübeyi kullanarak devleti halka karşı güç kullanmaya hatta katliamlar yapmaya zorluyor. Böylelikle akıtılacak kan üzerinden meşru bir hak arama peşinde olduğunu iddia etmeyi tasarlıyor. Ancak asker ve polis, bölgede Pkk`nin bu kirli oyunlarına kanarak ya da bahane ederek suçlu suçsuz ayırımı yapmama gibi bir lükse sahip değildir, kesinlikle olmamalıdır.

AJİTE EDEN SALDIRILAR VE BAŞARI GETİRECEK HAMLELER

Bölgede devam eden çatışmalarda Pkk`nin süreçle şehirlere yığdığı silahlar ve dağa kaldırıp üç aylık bir eğitimle şehirlere gönderdiği kandırılmış gençlerin yapabileceklerinin en üst ve son perdesini izlemekteyiz. Dağlıca`da mayın temizleyen 16 asker ve Iğdır`da servis aracındaki 13 polisin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan halkı ajite edebilecek ancak stratejik olmayan saldırı hamleleriyle üstünlük ve kazanım elde edeceğini sanan Pkk, anaların gözyaşı ve ağıt yakmasına sebep olmaktan başka bir şey başarmamıştır. Diğer yandan devletin Pkk`ye yönelik operasyonlarında şimdiye kadar iki bin civarında Pkk`linin etkisiz hale getirilmesiyle örgütü dağıtmayı düşünen devlet de dağa sürülen militanları öldürerek Pkk`yi bitirebileceğini zannediyorsa yanılıyor. Bir davaya, bir ideale inanan bir toplumun bireyleri öldürülmekle bitirilemezler, yenileri o boşlukları doldurabilir. Ancak o topluluğu yöneten karar alıcıların etkisiz hale getirilmesiyle başarı oranı yükselebilir.

DEMİRTAŞIN ALACAĞI TALİMAT VE KARAYILAN`IN VERDİĞİ İPUCU

Devletin Pkk ile masaya oturmayı kabul etmemesi halinde Pkk`nin, kaotik durumu en fazla seçime kadar sürdürmesi mümkündür. Ancak HDP`nin bölge belediyelerinin zaten özerklik ilan ettiği düşüncesiyle seçime katılmayı reddederse ki, bu da bir süredir Avrupa turunda olan Demirtaş`ın uluslararası güç odaklarından aldığı/alacağı talimatlar ışığında hareket etmesiyle rengini belli edecektir.

Aslında bunun ipucunu geçtiğimiz günlerde Kck eş başkanı Murat Karayılan verdi. Karayılan, yaptığı bir açıklamada kendilerinin kontrolünde olacak bir özerklik çatısı altında Hizbullah cemaatinin de bulunabileceğini söyledi. Ancak Hizbullah`ın bunu kabul etmemesi halinde kendilerine engel olmaması gerektiğini dile getirdi. Tabi bu açıklamanın bir geçmişi var elbette. Pkk, 90`larda da bölgede yaşayan Müslümanlara ya kendilerine katılmalarını, ya bölgeyi terk etmelerini ya da öldürülecekleri tehdidinde bulunuyordu. Şimdi ise Pkk, bunu 6-8 Ekim`de yaptıkları katliamla denedi, ama yine başaramadı.

İSTİHBARAT, 6-8 EKİM SERHILDANINI YANLIŞ OKUDU

Bölgede 6-8 Ekim olaylarında Pkk`nin hedefi asker polis değildi. Pkk çetelerinin hedefi Müslümanlardı, bölgede varlığını sürdüren Hizbullah cemaatiydi. İstihbarat raporları, Pkk`nin bu kalkışmasını genel bir serhıldan provası olarak nitelendirecek kadar bir yanlış okumada bulunmuştu. Oysa dikkat edilirse polis ve askerin hedef alınmadığı, Işid bahanesiyle özellikle HÜDA PAR camiasının hedef alınarak ileride yapacakları özerklik ilanıyla (yani bugünlerde) engel oluşturabilecek tehlikenin bertaraf edilmesiydi amaç. Ancak bu kirli hesapları bozan Allah zülcelal buna izin vermedi.

SONUÇ OLARAK SÜRECİN ÇÖZÜMÜ

Bölgeye dair sorunların halli için temel başlıklardan birkaç örneği maddeler halinde sıralayacak olursak:

1-Kürt sorununda tüm taraflar muhatap alınmalıdır.

2-Pkk ile silahın bırakılması üzerine müzâkere edilerek sorun ivedilikle sonuçlandırılmalıdır.

3-Siyasi tutuklulara genel af çıkarılmalıdır.

4-Kürt halkının gasp edilmiş tüm hakları iade edilmelidir.

BUNLARDAN BİRKAÇI:

• Anadilde eğitim zorunluluğu getirilmelidir.

• Kürtçe, ikinci resmi dil olmalıdır.

• Darbe anayasası derhal değiştirilmelidir.

• ‘Türkler ve Kürtler bu ülkenin kurucu iki halkıdır` ibaresi anayasaya işlenmelidir.

Hükümetin bölgeye dair yeniden çizmek zorunda kalacağı yol haritasında; halkın korku ve baskı sonucu yanında durmak zorunda kaldığı Pkk`nin sürekli yakıp yıkarak bozan yapısıyla değil de, bölgenin yapıcı rolünü üstlenen dindar kesimi muhatap almasıyla Kürt sorununa çözüm bulması mümkün hale gelebilir. Pkk ile ancak silahını bırakması noktasında müzakere edilmelidir. Çünkü hükümetin bundan sonra Pkk`yi muhatap kabul etmesi demek Kürt halkında Pkk için, ‘devleti bile dize getirdi` düşüncesi hasıl olacağından dolayı bu hamle Pkk`yi olduğundan çok daha güçlü bir hale getirecektir. Bu minvalde öncelikle çatışmalı sürecin Pkk`ye üstünlük kazandırmayacak şekilde derhal son bulması sağlanmalıdır ve süreç yeni muhataplarla devam edilerek çözüm aranmalıdır.

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir