Polisten İslami STK`lara Hukuksuz Baskın
Diyarbakır`da Aytaç Baran`ın uğradığı silahlı saldırı sonrası başlayan olaylarla ilgili yapılan operasyonlarda Yasin Börü ve arkadaşlarının üyesi olduğu STK`lara da baskın düzenlenmesi tepkiye neden oldu.
Diyarbakır`da Yeni İhya-Der Başkanı Aytaç Baran`ın uğradığı silahlı saldırı sonucu katledilmesinin ardından başlayan olayları fırsat bilen polis, Yasin Börü ve arkadaşlarının da üyesi olduğu birçok İslami Sivil Toplum Kuruluşlarına şafak operasyonu düzenledi.
Yasin Börü ve arkadaşlarının da üyeleri olduğu derneklere yapılan baskında kapılar kırılırken, derneğe ait eşyalar da tahrip edildi.
Yeni İhya Der'in de üyesi olduğu Peygamber Sevdalıları Platformu üyesi STK`ların üye ve gönüllüleri, Aytaç Baran'ın taziyesinde bulundukları sırada derneklerinin basılmasına anlam veremedi.
Basılan Mustazaflar Cemiyeti Genel Başkanı Avukat Abdulgani Organ, kendi derneklerinin yanı sıra aralarında Kur`an Kursu ve yardım kuruluşlarının da olduğu STK'lara yapılan baskınların hukuka aykırı olduğunu söyledi.
“Basılan STK`larda hiçbir suç unsuruna rastlanmadı”
Aytaç Baran`a yapılan saldırının planlı bir suikast olduğunun altını çizen Orhan, Baran`ın STK`lar arasında etkin bir isim olduğunu ve olaylarla ilgili Baran`ın etkili olduğu STK`lara operasyonların yapılmasına anlam veremediğini belirtti.
Kendilerinin Aytaç Baran`ın taziyesi ile meşgul oldukları sırada İslami derneklerin polisler tarafından kapıları kırılarak basıldığını ifade eden Avukat Orhan, “Bunlardan birisi de Aytaç Baran`ın başkanlığını yapmış olduğu Yeni İhya Der isimli dernektir. Bu dernekte Baran, çocuklara Kur`an dersi verirdi. Yapılan baskınlarda da zaten bir şey olmadığı anlaşıldı. Bu dernekler insanlara yardımlar yetiştiren kuruluşlardır. Selam-Der, İlim-Der, Cami-Der, Yusufi-Der ve Köy-Der 6-8 Ekim olaylarında saldırıya uğramış. Köy-Der`in önünde Yasin Börü ve arkadaşları katledilmiş. Turan Yavaş katledilmiş. Bu derneklere operasyon yapıldı. Taziye nedeniyle kimse derneklerde bulunmuyordu. Buralarda hiçbir suç unsuruna rastlanmadı. Aytaç Baran`ın cenazesi yerde iken derneğine baskın yapılıyor. Bizim aklımıza ciddi şüpheler uyanmaya başladı.” dedi.
“Polis ne yapmaya çalışıyor”
Genel başkanlığını yaptığı Mustazaflar Cemiyetinin genel merkezinin dahi basıldığına dikkat çeken Avukat Orhan, binanın giriş kapısının dahi paramparça edildiğini ve kapıcının operasyondan haberdar edilmediğinin altını çizdi.
“Hukuk ayaklar altında”
Avukat Orhan,“Kapıcının zilini çalsaydılar, kapıcı onlara binanın kapısını açardı. Kırmalarına gerek yoktu. Derneğin kapısını da kırmalarına gerek yoktu. Ben onlara kapı açardım. Burası bir yardım derneğidir. Polis ne yapmak istiyor? Biz sesimizi çıkarmadıkça derneklerimizi basıp insanlarımızı rahatsız mı edecekler?” ifadelerini kullandı.
Polisin hukukun dışına çıktığını söyleyen Avukat Orhan, “Polis, 90lı yıllardaki gibi hukuku mu çiğneyecek? Hükümet artık kendisine gelmeli. AKP, kendisine gelmeli. Polis ve vali kendisine gelmeli. 6-8 Ekim olaylarında sokağa çıkmayan polislere karşın açıklama yapan Vali, ‘Sokağa çıkarsak, kan akar.` demişti. Şimdi de Emniyet Müdürü, ‘Bizi, şiddetin içine çekmeye çalışıyorlar` diye bahane ile kendini savunuyor. Eğer sen devletin güvenlik amiri isen suçun önüne geçmek zorunda değil misin? Katilleri yakalamak zorunda değil misin? Ancak, sen elini kolunu sallayarak sokakta gezen katillerin peşini bırakıp katledilen halkla uğraşıyorsun. Onların bağlı oldukları derneklere operasyon yapıyorsun. Bunu yaparken bile hukuku çiğniyorsun. Maske düşmüştür." dedi.
“Artık Maske düşmüştür”
Kim neyi isterse istesin bölgede 90`lı yılların yaşanmayacağını belirten Orhan, "Hukuka uygun olarak ben suç işlememişsem eğer, emniyet gelip beni alsın. Suç işleyen kim ise, ona karşı gereğini yapılsın. Ama suç işlemeyen birini mağdur etmeye kimsenin hakkı yok.
Bakın YDG-H/PKK saldırıyor, katlediyor. Ardından polis saldırmaya başlıyor. Halk artık bunu saldırı olarak görüyor. Hukuka uygun yapılırsa hiçbir sorun kalmayacak. Savcılık, Valilik ve emniyet de hukukun dışına çıkmasın. Eve baskın yapmanın da hukuki yolları vardır. Ben avukatım, iyi biliyorum. Muhtarı getirirsin. Orada kapıcıyı alırsın bina sakinlerinden birisini alırsın. Kimse yoksa kapıyı çilingir ile açarsın. Ama bizim 24 saat boyunca telefonlarımız açıktır. Beni iyi biliyorlar. Ben dernek başkanıyım. En azından beni arayıp derneğiniz kapısına geldiklerini söyleyebilirlerdi. Biz de gider anahtarımız ile açarız arama yapsın suç unsuru varsa bulsunlar gereğini yapsınlar. Kimseye haber vermeden saldırgan gibi içeriye girip terör estirmeleri yanlıştır. Bunun artık görülmesi gerekiyor. Herkes hukuka uysun. Suç işlemeyenler mağdur edilmesin." diye konuştu. (M. Sıddık Bilge/Emrah Deniz - İLKHA)