• DOLAR 32.449
  • EURO 34.759
  • ALTIN 2438.03
  • ...
`Üst akıl ABD ise, taşeronu Demirtaş`tır`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

7 Haziran'da yapılacak seçimlere bağımsız adaylarla girme kararı alan HÜDA PAR`ın desteklediği Bingöl Bağımsız Milletvekili adayı Sait Şahin,  Ülkede TV`de canlı yayınlanan “Akşama Doğru” programının konuğu oldu.

İlk olarak “HÜDA PAR`ın neden parti olarak seçime girdiği?” yönündeki soruyu yanıtlayan Şahin, “Aslında takdiri ilahi parti olarak girmemizi istedi. Yerel seçimde de genel seçimde de partilerin oy pusulası için kura çekilirken HÜDA PAR 1. çıktı. Fakat genel seçimde bu avantajı kullanamadık. Çünkü %10 seçim barajı parti olarak seçime girmemize engel teşkil ediyor… Mecliste olmamız gerektiği ihtiyacını göz önünde bulundurarak bağımsız adaylarla seçime girme kararı aldık. Yoksa parti olarak girmek elbette avantajlıydı” diye konuştu.

“Mecliste Müslüman milletvekilleri var ama, İslam`ın sesi çok yok”

HÜDA PAR`ın 9 bağımsız adayla seçime gittiğini hatırlatan Şahin, “Meclisin HÜDA PAR`ın anlayışına ihtiyacı var. Çünkü iktidar ‘benim yaptığım her şey doğrudur` diyor, muhalefet ‘senin yaptığın her şey yanlıştır` diyor, biz de diyoruz ki; siyaseti ahlak temelli yeniden şekillendirmemiz lazım. Doğruya doğru dememiz lazım, çünkü iktidarın yaptığı çok doğrular var ve bu doğruları desteklemek lazım. İktidarın yanlışları, eksiklikleri var, buna yanlış deyip, karşı çıkıp yanlıştan dönmesini sağlamak lazım. Bunun dışında ülkemizin çok ciddi manada sorunları var. Büyük ölçüde 90 yıllık cumhuriyetin bugünümüze taşıdığı sorunlardır bunlar. Bu sorunların bir kısmı giderildi, bir kısmı halen giderilmedi. Meclis ülkenin bütün renklerinin temsil edildiği bir yer olması lazım. Bunu şöyle sembolize ediyorum; Meclisin AK`ı var, Kara`sı var, Kırmızı`sı var, Sarı`sı var, Mor`u taşıyorlar ama Yeşil`i eksik. Yeşil biliyorsunuz İslam`ın sembolize edildiği bir renktir. Mecliste Müslüman milletvekilleri var ama, İslam`ın sesi çok yok…” ifadelerini kullandı.

“Ülkenin çok ciddi adalet sorunu var”

Mecliste söyleyecek çok sözleri olduğunun altını çizen Şahin, şunları kaydetti: “Adalet adına söyleyecek sözümüz var. 9 Adayla meclise girsek de iktidar olamayacağımızın farkındayız. Ama iktidarı etkileyecek, halkın sorunlarını meclise taşıyacak adalet temelli olarak siyaset üretecek bir pozisyon kazana biliriz. Bu ülkenin çok ciddi bir adalet sorunu var. Adalet derken sadece mahkeme kararlarının sonucu oluşan adaleti kast etmiyorum. O da çok önemli. Ülkemizde 12 Eylül, 28 Şubat, Balyoz, Ergenekon, JİTEM dedik, bugün bakıyoruz hepsi tahliye oldu ve sonrasında beraatlar gerçekleşti. Ama bunların mağdurları halen içerde. Halen mağduriyetler üretilmeye devam ediliyor. O açıdan mahkeme kararlarında adalet, personel alımında adalet, gelir dağılımda adalet, hizmette adalet diyoruz.”

“Üst akıl ABD ise taşeronu Demirtaş'tır”

6-8 Ekim saldırılarının azmettiricisi olduğu söylenen HDP EŞ Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın, 6-8 Ekim olaylarının “üst akıl tarafından organize edildiği” yönündeki görüşünün sorulması üzerine, HDP/PKK cenahından kendi camialılarına yönelik bugüne kadar yüzlerce saldırı gerçekleştirildiğini hatırlatan Şahin, “10 yıldır dernek faaliyetleri yürüyoruz. Bu faaliyetler sırasında pek çok defa saldırıya uğradık. 5 Mayıs 2011`de Yüksekova`da dernek çatışında bir kardeşimiz şehid edildi. Maalesef onun failleri yakalanmadı. Yüzlerce defa saldırıya uğradık, bu saldırıların hiçbirinin failleri yakalanmadı. HDP/PKK`liler, sıkıştıkları yerde hep karanlığa taş attırlar. Biz çok iyi biliyoruz ki, provokatörler dedikleri hep kendi içlerindendir. Evet bir üst akıl söz konusu. Ama bu üst aklın plan ve projelerini uygulamaya koyanlar maalesef kendi içlerinde, bir de en üst seviyede şahıslardır. 6-7 Ekim olaylarının oluşmasına sebebiyet veren çağrıyı yapan Selahattin Demirtaş`tır. 51 insanın ölümüne sebebiyet çağrıyı yapan da kendisidir. Amerikan döndüğü 2. gün bu çağrıyı yaptı. Üst akıl Amerika ise, taşaronu Selahattin Demirtaş`tır, HDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt`tür. Diyarbakır`da IŞİD`e destek veren 400 sivil toplum kuruluşu, dernek var diye hedef gösterirken, bunun arkasındaki üst aklın kimler olduğu da ortaya çıkıyor.” dedi. (Hürseda Haber)

Bu haberler de ilginizi çekebilir