Karakoçan ilçesinde Kutlu Doğum etkinliği
Elazığ'ın Karakoçan ilçesinde Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından düzenlenen kutlu doğum etkinliği yoğun bir katılımla gerçekleşti.
Peygamber Sevdalıları Platformu’na bağlı Yeni İhya-Der tarafından Karakoçan ilçesinde kutlu doğum etkinliği düzenlendi. Etkinlik Karakoçan Belediyesi Konferans ve Tiyatro Salonun’da yapıldı. Düzenlenen etkinliğe ilçe sakinlerinin yanı sıra çevre ilçe ve köylerden de katılım olduğu gözlendi.
Öğle namazından sonra düzenlenen etkinlik M. Şükrü Kılıç'ın okuduğu Kuran-ı Kerim tilavetiyle başladı. Ardından Karakoçan Yeni İhya-Der Temsilcisi Hayrettin Güray’ın selamlama konuşmasıyla devam etti.
Program da okunan Türkçe ve Kürtçe mevlitlerin ardından Grup Kervan sanatçılarının seslendirdiği ilahi ve ezgilerle devam etti. Daha sonra Sermin Kılıç Kürtçe bir konuşma yaptı. İhya-Der Kız İlahi Grubu’nun seslendirdiği ilahi ve ezgilerle devam eden program, Doğruhaber gazetesi yazarlarından Araştırmacı Yazar Menderes Yıldırım’ın konuşmasıyla devam etti. Ardından Hazreti Ömer’in kızını gömme olayının sahnelendiği tiyatro gösterimi ile devam edip Menderes Yıldırım’ın yaptığı dua ile son buldu.
Programda ayrıca Peygamber Sevdalıları Platformu tarafından düzenlenen siyer sınavında dereceye giren gönüllülere ödülleri takdim edildi.
“Allahu Teala sevgisini Resulullah’a itaat etmekle dile getirmiştir”
Programda Kürtçe bir konuşma yapan Sermin Kılıç, "Bugün toplanmamızın sebebi Hazreti Muhammed’i (s.a.v) hatırlamak değildir. O hiçbir zaman aklımızdan çıkmıyor zaten. Günde beş kere onu hatırlıyoruz. Günde en az beş vakit ona salat ve selam ediyoruz. Onu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmıyoruz. Ey Peygamber sevdalıları Hususen Müslüman kadınlar, anneler, bacılar eğer bugün hayatınızı ve yaşamınızı devam ettiriyorsanız bilin ki bu Peygamber Efendimizin (s.a.v) sayesindedir." Dedi.
Allah'ın sevgisini Resulullah’a itaat etmekle dile getirdiğini ifade eden Kılıç, "Eğer biz ona tabi olursak Allah vaat etmiştir ki sizin günahlarınız affederim. Biz ancak ve ancak Allah’a kul oluruz. Onun dışında kimsenin önünde başımızı eğmeyiz." İfadelerine yer verdi.
“Resulullah’ın dini atağa kalkmıştır”
Günün anlam ve önemine binaen bir konuşma yapan Doğruhaber gazetesi yazarlarından Menderes Yıldırım ise, davalarının peygamberin davasını oluğunu belirterek, "Bakın çok anlatırız az anlatırız, biliriz bilmeyiz, iyi anlatırız yetersiz anlatırız, fakat herkes şunu bilecek biz Resulullah’a (s.a.v) şunu demişiz: 'Sensin gönüller sultanı, getiren yüce Kur'anı, uğrunda tendeki canı, vereyim Ya Resulullah .' Biz bu sözü verdik herkes bilsin. Artık öyle İslam’ı konuşup geçme devri bitmiştir. Artık dünyanın her yerinde İslam uğruna bedeller ödeniyor. Resulullah’ın dini atağa kalkmıştır. Arap baharıyla kalkıp kalkıp düşmekteyse de yine kalkmaktadır. Müslümanların verecek kanı vardır. Bu gelecek asıl baharların müjdesidir." İfadelerine yer verdi.
“Aklımızı ferasetimizi başkalarına rehin etmeyelim.”
Müslümanlara Mekke’de dört yıl ambargo uygulandığını ifade eden Yıldırım, daha sonra "Bugün ise dünya küfrü Müslüman âlemine ambargo uyguluyor. Ve Müslüman başka bir Müslüman’a, bir başka kişiye,taifeye ambargo uyguluyor. Kardeşlerim! Artık bizim grubumuzdan olmayan, bizim cemaatimizden olmayan, taifemize katılmayan bir Müslüman’ın en az bizim kadar değerli olduğunu bilmemiz lazım. " diyerek birlik beraberliğe dikkat çekti.
Yıldırım konuşmasını şöyle sonlandırdı: " Mekke döneminde bildiğiniz gibi Resulullah ilk davetini yaptığı sıralar, müşrikler Allahın (c.c) nurunu söndürmek için başta Ebu Süfyan her yeri dolaşıp Resulullah’ın mecnun olduğunu yalancı olduğunu söyleyerek insanların Resulullah’a yanaşmasını engelliyorlardı. Bu gün ise kapı komşumuz olan, aynı mahallede, ilçede, aynı şehirde olduğumuz bir insanı başkasının sözüyle yargılıyoruz. İşte böyle İslam birliği olmaz. Müslümanlar birbirini anlamaz. Ve bu şekilde Canavar dağda değil Müslüman’ın yüreğinde oluşuyor. Lütfen! Kim ne derse desin, kim olursa olsun, Allah aşkına gidip herhangi bir davası olan bir Müslüman varsa yakınımızda ondan soralım kendimiz görelim kendimiz karar verelim. Aklımızı ferasetimizi başkalarına rehin etmeyelim." (İLKHA)