Gerçekten de kısa sürede diktatörler bir bir devrildi.

Suriye ve Yemen’de devam eden halk intifadası uzun vadeye yayılsa da diktatörlerin sonunu getirecek inşaallah. Diğer kral ve diktatörlerin de diken üstünde olduğunu söylememize gerek yok sanırım.

Mevsim değişse de diktatörlerin devrilmesi “bahar” olarak kabul edilmelidir. Gerçekten de Bin Alin`in, Mübarek’in, Kaddafi’nin bölge halkına reva gördüğü zulümlerin bitmesi bir tür baharın başlamasıdır.

Tunus diktatörü Zeynelabidin Binali’nin kaçması, Mübarek’in bir kafes ardında yargılanıyor olması ve son olarak Kaddafi’nin öldürülmesi…

Mazlum halk için diktatörlerin sonunu görmek elbette önemlidir; ama baharın içinde kışı çağrıştıran görüntüler içimizde buz kesen bir rüzgarın esmesine neden oldu.

Kaddafi, yakalandı ve kamera çekimlerine yansıdığı kadarıyla linç edildi.

“Katliamları ve zulümleri yaşamış olan halkın öfkesi” diyebilirsiniz.

Ama ölmüş cesedinin yanına gelip hatıra fotoğrafı çektirmek…

İşte bu bizim kültürümüze ait bir şey değil!

Bizim kültürümüzde ölüye saygı vardır.

O hatıra fotoğrafları bize Ebu Gureyb zindanında öldürülen Müslümanların cesetlerinin yanında hatıra fotoğrafı çektiren Amerikalıları hatırlattı. Onlar bu hareketleriyle tarihlerine bağlılıklarını göstermişlerdi. Katliam ve vahşetlerle dolu tarihlerine…

Öldürdükleri Kızılderililerin kafa derisinden koleksiyon yapıyordu Amerika’nın kurucuları. Zevk için hayvanları öldürüyor, su kaynaklarını kirletiyorlardı.

Onlar Kızılderili baharını kışa çevirmiş olan zalimlerdi.

Ve maalesef bizden birileri şimdi onlara özeniyor.

Hatıralarının arasına bir cesetle çektirdikleri fotoğrafı koyuyorlar.

Yazıklar olsun halkın baharını Batı kışıyla kirletenlere!

Hüseyin Kaya / doğruhaber