MARDİN - HDP/BDP çeverlerinin Silopi ve Mazıdağı’nda kadına özgürlük adına yaptığı açıklamalarda çarşafa yaptığı hakaret Mardin’de faaliyet yürüten DOST-DER tarafından yapılan kitlesel basın açıklamasıyla kınandı.

Yenişehir`de yapılan basın açıklamasına gelenler “Toplumsal kâbustur HDP/PKKK”, “kadının örtüsü kadını kimliğidir”, “Örtü bizim değil Allah’ın emridir”, “Örtü özgürlüğün simgesi köle ruhlular ne anlar”, “Ey tağut bilki, çarşafım sana rahatsızlık veriyorsa bundan gurur duyarım” pankartları taşıdıkları görüldü.

Basın açıklamasını araştırmacı yazar Metin Tekin okudu.
HDP ve bileşenlerinin, çarşafa hakaret ettiklerini hatırlatan Tekin, “Mazıdağı ve Silopi`de çarşafı zincire vuran HDP/BDP`liler çarşafı esaretin sembolü olarak bilinçaltına yerleştirmeye çalışmış, tesettüre olan kin ve düşmanlıklarını açıkça sergilemişlerdir. Bununla da yetinmeyen HDP’liler; Van’da “toplumsal kâbustur namus” şeklinde caddelere branda asarak, namus kavramını ayaklar altına almış, namus mefhumu, toplumun kâbusu gibi gösterilmeye çalışmıştır.” ifadelerini kullandı.

"Tesettür özgürlüğün ta kendisidir"
Tesettürün köleliğin sembolü olmadığını bilakis özgürlüğün ta kendisi olduğunu söyleyen Tekin, “Tesettürün tarihi insanlık tarihi ile eşdeğerdir. Hz Âdem’den Hz. Muhammed`e (sav) kadar Allah tarafından gönderilmiş bütün peygamberler, fahşa ve münkerle mücadele etmiş, hayâ ve edep tesis etmişlerdir. Tesettürün kadın için önemini, kadına verdiği vakarı ve en önemlisi kadının özgürlüğünün simgesi olduğunu vurgulamak için, İslam’dan önceki cahiliye dönemi kadınlara bakmamız yeterlidir. Nitekim cahiliye döneminde dahi hür kadınlar örtülü, cariyeler ise başı açık gezerdi. Buradan da anlıyoruz ki; tesettür, köleliğin sembolü değil bilakis özgürlüğün ta kendisidir.” diye konuştu.

"Küfrün İslam’la en büyük savaşı tesettür üzerinden olmuştur"
Küfrün İslam’la en büyük savaşının tesettür/örtü üzerinden olduğuna dikkat çeken Tekin, “Çıplaklık şeytanın en büyük silahıdır. Şeytanın ilk eylemi, ilk insanı yanıltarak günah işlemesini ve açılmasını sağlamak olmuştur. Bu gün de modern kavramlarla tesettüre el uzatanlar şeytanın taşeronluğunu, şeytanın askerliğini yapmaktadır.

Tesettür yüce Allah’ın emri ile hür, iffet ve namus timsali hanımların bir alamet-i farikası olarak yerini almıştır. İslam’ın, kadının tesettürüne verdiği önemi; yeri geldiğinde uğruna orduların teçhiz edilmesinde görüyoruz. Nitekim Peygamber efendimiz (sav),Beni Kaynuka Yahudilerine saldırmak üzere orduya cihat emri vermesinin tek sebebi, kadının örtüsüne el uzatılmış olması idi. Medine’den sürülen Beni Kaynuka Yahudilerinin zihniyetinin, bugün maalesef Mazıdağı, Silopi ve Van başta olmak üzere bölgemizin farklı yerlerinde yine HDP’lilerin şahsında tezahür ettiğine şahit oluyoruz.” ifadelerini kullandı.

"Tesettür, şeytan ve avenelerinin korkulu rüyasıdır"
Namusun kadını kadın yapan en üstün erdem olduğunu vurgulayan Tekin, “Kadını kem gözlerden sakındıran, kapitalizmin tüketim ve reklam aracı olmaktan kurtaran tesettür, tabi ki şeytan ve avenelerinin korkulu rüyası olmuştur. Her seferinde İslam ve İslam’ın şiarları ile alay eden HDP ve bileşenleri eylemlerinde Allah’ın emri olan tesettüre hakaret etmiş, taşıdıkları pankartta “toplumsal kâbustur NAMUS” ve “em ne namusa kesine” Biz kimsenin namusu değiliz diyerek, her seferinde bunu itiraf etmişlerdir. Oysa namus kadını kadın yapan en üstün erdemdir. İşte bundan dolayı Allah’ın ayeti olan tesettür ve çarşafla alay edilmiş, hatta esaret ve kölelik olarak gösterilmiştir. İslam’ın mukaddesatına saldırmayı kendine iş ve görev edinmiş batı uşağı, Kemalizm’in iz düşümü olan bu zihniyet, dün olduğu gibi bugün de İslam’a ve İslam’ın şiarlarına hakaret etmektedirler. Ezanla alay eden, namaza hakaret eden, camide namaz kılanları kurşunlara dizen, Kur’an-ı Kerimleri yakan, kurban eti dağıtan gençleri vahşice katleden bir zihniyet, aslında yine kendilerine yakışanı yapmışlardır.” diye konuştu.
Kale olan tesettüre yediden yetmişe sahip çıkacaklarını ve İslam düşmanlarının korkulu rüyası olmaya devam edeceklerini sözlerine ekleyen Tekin, “Allah’ın izni ile annelerimiz, bacılarımız, eşlerimiz tesettürü nesilden nesile taşıyacaklardır. Çarşaflarıyla, feraceleriyle, mantolarıyla, başörtüleriyle, tesettürleri ile özgürce yaşayacaklardır. Hiç kimse onları bir daha cahili hayata, açıklığa-saçıklığa, batılıların emellerine ve menfaatlerine köle olmaya zorlayamaz. Kalemiz olan tesettüre yediden yetmişe sahip çıkarak İslam düşmanlarının korkulu rüyası olmaya devam edeceğiz. Tüm bu yaşananlar ve daha önce de İslam’a karşı hakaretlerinden vazgeçmeyenlere, Müslüman halk olarak da deriz ki; Siz ne yaparsanız yapın, asla bu toplumu İslam’dan uzaklaştıramayacaksınız. İslam, hayatımızın her alanını süsleyip şereflendirecek ve sizlerin şeytanlara hizmet edip bunalım geçiren köhnemiş zihniyetiniz ise gün be gün zayıflayacak ve yok olacaktır. Bu zihniyetiniz kaybetmeye ve yok olmaya mahkûmdur.” dedi.