• DOLAR 32.455
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...
Sizi Evlenmeye Davet Ediyoruz!
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

İdeal aile röportajlarımızın “Nasıl bir evlilik” başlıklı bu haftaki bölümünü “Bekârlık benim düşmanımdır” diyen Doğruhaber Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Göktaş hocayla görüştük. Gençlere evlenme tavsiyelerinde bulunan Göktaş hoca ailelerden de evlenmek isteyen gençlere kolaylıklar sağlamalarını istedi.

Videosu için tıklayın

Hocam, sizin bekârlığa şiddetle düşman olduğunuzu biliyoruz. Evlilik konusunda çokça sohbetlerinizin olduğunu, karşılaştığınız bekâr gençlere çabucak evlenmelerini tavsiye ettiğinizi, hatta onları biraz fırçaladığınızı biliyoruz. Bu konu üzerinde bu kadar durmanızın sebebini açıklar mısınız?

Evliliğin terk edilmesinden veya geciktirilmesinden dolayı toplumsal hayatta tarih boyunca birtakım bozulmalar, ahlaki yozlaşmalar hep olagelmiştir. Fakat tarihin hiçbir döneminde evlilik müessesesine bugünkü kadar doğrudan hücum yapılmamış, evlilik ve aile kurumu bugünkü kadar büyük bir tehlikeyle karşılaşmamıştır. İblis, yeryüzündeki egemenliğinin önemli bir bölümünü aile kurumunu yıkarak gerçekleştirmekte, toplumsal hayatı kokuşturmaktadır. Bugün yeryüzünün egemenliğini elinde bulunduran güç odaklarının en büyük hedefleri nikâhtır, tertemiz yuvalardır ve nezih aile yaşantısıdır. Bu arada, Batı dünyasının tarih boyunca karşı karşıya olduğu en büyük tehlike, evlilik hayatının son bulma tehlikesi, kendi kendilerinin köklerini kazıyarak tarih sahnesinden çekilme tehlikesidir. Kendileri böyle olduğu gibi, işin kötüsü başkalarına da, bizlere de bu tehlikeyi dayatmalarıdır. Dikkat ederseniz, örnek almaları için gençlere idol olarak sunulan artist ve benzer sanatçıların önemli bir bölümü yuvasızdır, nikahsızdır ve rezilce bir yaşantıya sahiptirler. Şeytan ve dostları tarafından bilinçli bir şekilde evlilik ve aile hayatı düşmanlığı yapılmaktadır veya bunda başarılı olamazlarsa, bu defa evlilik hayatı geciktirilmektedir.

Dayatılan Zorlukları Tepeleyin

Ülkemizde evliliklerin geciktirildiği gözden kaçmıyor. Bunun mantığında ne var sizce?

Evliliğini geciktirenler bunu kendi iradeleriyle yaptıklarını zannediyorlar. Hâlbuki bu konuda kendilerine birtakım kurallar dayatılıyor.
-Üniversite bitirilmeden asla evlenilmez.
-Askerlik yapılmadan asla evlenilmez.
-İyi bir iş sahibi olmadan asla evlenilmez…
Peki, bu durumda yaş nereye varıyor biliyor musunuz, hiç hesap ettiniz mi? Lise biter bitmez dershaneye gitmeden güzel bir okul kazanan kaç kişidir. Yani liseden sonra en azından bir yıl dershane diyelim. Ardından dört beş yıllık bir üniversite hayatı. Bu arada askerlik de aradan çıkarılmalıdır. Askerlikten sonra iyi bir işe yerleşebilme. Sonra da beş on kuruş kazanıp biriktirme düşüncesi.  Şimdi hesap edin nereye varıyor evlilik yaşı. Toplumun çoğunun yaptığı bu değil mi? Bu arada yıllar geçtikçe insan olgunlaşıyor ve seçici oluyor, kendisi gibi olgun ve kusursuz bir eş arıyor. Yıllar geçtikçe geçiyor.

Peki, bunlar zorunlu değil mi hocam?

Kim diyor, nerede yazıyor illa ki böyle olacak diye? Kim koymuş bu kuralları? Gençlere sesleniyorum, gelin Allah için bu kuralları yıkın. Sizleri öğrencilik yıllarında evlenmeye çağırıyorum, üniversitedeyken, okulu bitirmeden evlenmeye çağırıyorum. Askerlik meselesini hiç beklemeden evlenmenizi tavsiye ediyorum. Özellikle işe girmeden evlenmeye çağırıyorum. Bu son mesele, yani işe girmeden evlenmek biraz riskli değil mi hocam? diyenler oluyor. Ben de zaten gençleri risk almaya çağırıyorum. Bu kesinlikle bir maceraperestlik olarak algılanmamalıdır. Ciddi bir işe girmeden önce evlenme konusunda ısrar ediyorum. Siz o zaman göreceksiniz, o zaman anlayacaksınız Allah Teala’nın Rezzak sıfatının ne olduğunu. Rızık kapılarının birbiri ardınca açılışını seyredeceksiniz. Garanticiler, risk alamayanlar kesinlikle baştan kaybetmişlerdir.

Hem erkekler için, hem bayanlar için, eş seçiminde nelere dikkat edilmelidir?

Ömrünüzün bundan sonrasını birlikte geçireceğiniz, çocuklarınızın annesi, yavrularınızın babası olacak, sizin soyunuzu yeryüzünde sürdürüp gidecek birini seçiyorsunuz? Ne kadar dikkatli olmanız gerektiği anlaşılmış olmalı.

İki iş ortağından birisi diğerine dert yanıyordu, ortağından gizleyemez boyutlara gelen aile problemini ona da açmak zorunda kalmıştı:
- Bizzat tanışarak, birbirimizi severek evlenmemize rağmen şu halimize bak, mutluluk adına hiçbir şeyimiz kalmadı. Hâlbuki sizler körü körüne, birbirinizi hiç görmeden evleniyorsunuz, fakat maşallah hiçbir probleminiz yok…
Ortağı dayanamadı ve konuştu:
- Bak kardeşim! Bunu ilk defa söylüyorum sana. Benimle ortaklık yapmak için beni kimlerden soruşturduğunu, kaç kişiye gidip benim hakkımda bilgi aldığını, kimlere telefon açıp beni dürüst olup olmadığımı öğrendikten sonra ortak olduğunu hatırlıyor musun? Peki, bu eşinle evlenirken kaç kişiye sordun? Hiç kimseye sormadın. Sokakta karşılaştın ve evlendin…
 Sözü uzatmayalım, her şeyde göze inanılır, fakat eş seçiminde kulağa inanılmalıdır. Elbiselerinin en güzelini seçerek senin karşına çıkan, kelimelerinin ve tavırlarının en iyisini sunarak karşına çıkan birisine inanmak yerine, onu yıllardır yakinen bilen komşusuna sorarak tanımalısın sana eş olacak kişiyi.


İyi Bir Eş İçin Çokça Dua Edin

Eş seçimi esnasında nelere dikkat etmeliyiz hocam?

Eş seçimi denilince Müslümanların aklına, hemen değişmez kural olan o meşhur hadisi şerif gelir: Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz buyurmuşlardır ki: “Bir bayan şu dört özelliğinden birisi için nikah edilir: Güzelliği için, malının çokluğu için, soyu için ve dini için. Siz, dini güzel olanını (takva sahibi olanını) tercih edin” (Müttefekunaleyh) Zaten Müslümanlar olarak biz bu konuyu tartışmıyoruz. Fakat buna rağmen birtakım yanılmalar veya kendi kendimizi aldattığımız olur. Güzelliği, zenginliği ve sülalesi bizim için daha cazip gelir, bizi aldatır, biz de kendimizi şöyle kandırırız: “Allah’ın izniyle evlendikten sonra ben onun takvasını, dinini tamamlarım, geliştiririm, İslami kültürünü, bilgisini artırırım…” Fakat hiç de öyle beklediğimiz gibi olmaz, bazı istisnalar hariç.

Eş seçiminde gözetmemiz gereken en önemli kural nedir biliyor musunuz? Dua, dua, dua.
Bu işin ciddiyetini baştan kavrayarak bize hayırlı bir eş nasip etmesi için durmadan Allah Teala’ya yalvarmalıyız, dua etmeliyiz. Bu işi Rabbimize havale etmeliyiz. Sonra duamızda samimi ve ısrarlı olmalıyız.

İman ve İrade Zaaflığı Boşanmaları Arttırıyor

Hocam, biraz da boşanmalara değinelim. İstatistiklerden öğreniyoruz ki, gün geçtikte boşananların sayıları artıyor. Sizce bu boşanmaların sebebi nedir, nasıl önlenebilir?

Toplum içerisinde normal bir seyirde gidiyorsa, aslında boşanmalar bazılarımızın zannettiği gibi korkulacak olaylar değildir. “Yuvaların yıkılması, ocakların sönmesi…” gibi benzetmelere katılmıyorum. Yanlış bir evlilik yapılmışsa veya evlendikten sonra eşlerden biri yanlış yapmaya başlamış ve bu yanlışı bırakmıyorsa, hiç kimse bunu ömür boyu çekmek zorunda değildir. Bu konuda Müslümanlara, özellikle Müslüman camialara büyük görevler düşmektedir. İnsanların evlenmelerine vesile oldukları kadar, yeri geldiğinde çarpık evliliklerin, dengesiz ve zulüm üzere sürüp giden evliliklerin son bulmasını sağlamalıdırlar. Daha sonra mağdur olan tarafa, özellikle bayanlara maddi açıdan destek olmalıdırlar. Ben şahsen bekârları evliliğe teşvik ettiğim gibi, aynı şekilde nice bayanlara ve bazen de erkeklere boşanmalarını tavsiye etmişim, yaptığımdan hiç de pişmanlık duymamışımdır.

Fakat sizin sorunuzdaki boşanmalarda görülen patlamalar gerçekten büyük bir problemdir ve apayrı bir olaydır. Eften püften sebeplerle yuvaların yıkılmasıdır. Zamanımızdaki boşanma furyasının sebepleri üzerinde iyice durulmalıdır, ezbere konuşmamız iyi bir şey olmaz. Fakat bizzat şahit olduğumuz boşanmaları göz önünde bulundurarak şunları söyleyebiliriz: Maneviyatsızlık, iman ve irade zaafından dolayı şahsiyet zayıflığı söz konusudur. Eşler birbirlerine çabuk parlıyorlar, birbirlerine tahammül edemiyorlar, sabır ve metanetten yoksunlar. Kendilerini birbirlerinin yerine koyarak düşünemiyorlar. Problemler ortaya çıktığında, geçimsizlik baş gösterdiğinde akil insanlar devreye sokulmuyor, yaşlı ve olgun çevre devreye girmiyor veya buna imkân tanınmıyor. Boşanmalarda en çok rol oynayan sebeplerin başında, maddi yönden doyumsuzluk, tatminsizlik ve gösterişe düşkünlük gelmektedir. Bu sadece evlilik hayatındaki problem değil, insanoğlunun hayatının bütünündeki en büyük problemdir. Zaten bunu halledemeyenler sadece evlilik hayatını kaybetme durumuyla değil, dünyasını ve ahretini tamamen kaybetmekle karşı karşıyadırlar.

Boşanma konusunu bir tarafa bırakıp biz yine evliliğe, evliliğin güzelliklerine dönelim. Her şeye rağmen evlilik çok mükemmel bir güzelliktir ve Allah’ın insanoğluna sunduğu bir lütuf ve ihsandır. Onun için biz gençleri erkence evlenmeye çağırıyoruz. Erken dedikse günümüzdeki uygulamalara bakarak erken diyoruz, yoksa normal vaktini kastediyoruz.
Evet, sevgili bekâr gençler, sizi evlenmeye davet ediyoruz!
Hemen, şimdi!

dogruhaber

Bu haberler de ilginizi çekebilir