• DOLAR 32.455
  • EURO 34.829
  • ALTIN 2438.673
  • ...
PAKİSTAN İZLENİMLERİ - 2
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Müslümanların yalnız bıraktığı, müstekbirlerin ise zalimce sömürdüğü; YALNIZLIĞA TERK EDİLEN İSLAM ÜLKESİ PAKİSTAN

 

Dr. Ali Yıldız

 

Pakistan’da Türkiye’den farklı olarak müşahede ettiğim en önemli hususlardan birisi de düşünce biçimiyle, yaşam biçimiyle, giyim kuşamıyla, şeriatıyla İslami anlayışın, bütün kesimleriyle halkın tümü tarafından tamamen kabul edilmiş olmasıdır.

Özellikle gerçekten de hayran kaldığım hususlardan biri yediden yetmişe herkesin hiçbir endişe ve komplekse girmeden giydiği ve İslam elbisesi diye adlandırdıkları milli elbiseleriydi. İklimin sıcak olmasından da kaynaklanan sebeplerden dolayı iç elbiselerin giyilmediği Pakistan’da diz hizasına kadar uzanan yandan iki yırtmacı bulunan uzun bir gömlek ve geniş bir şalvardan oluşan bu elbiseyi zengin-fakir, genç-yaşlı, erkek-kız, memur-köylü, öğrenci-öğretmen, doğduktan mezara kadar herkes giyiyor. Bu yüzden elbiseye bakarak insanlar arasında bir ayırım yapılmasının mümkün olmadığını gördüğüm bu durum benim gıpta ile müşahede ettiğim durumlardan biriydi.

İSLAM ELBİSESİ DİYE ADLANDIRDIKLARI MİLLİ ELBİSELERİYDİ

Elbette bizim gibi gömlek, pantolon, ceket, kravat giyen resmi insanlar vardı ama bu insanlar, toplumdan ve özlerinden kopuk ve halk tarafından çok ta iyi karşılanmayan genelde Batı değerlerini benimsemiş ve halka da bunları benimsetmek için görevlendirilmiş, çok azınlık ve elit bir kesimdi. Ve bu insanlar toplum tarafından hem görünüşleri hem de fikirleri açısından kabul görmemiş çok küçük bir kesimdi. Bu yüzden biz oraya gittiğimizde o insanlar ile iyice kaynaştıktan sonra bize ilk sordukları husus, onlarla aynı fikirleri paylaştığımız halde neden İslam elbisesi giymediğimizdi. Tanıştığımız ve kaynaştığımız arkadaşlardan biri, bana ve veteriner arkadaşıma birer elbise hediye etti. Bu elbise, parlak ve sert beyaz bir kumaştan yapılma bir elbiseydi ve ne yazık ki bize çok garip geldiği için giyemedik ve çok ta beğenmemiştik kumaşını işin doğrusu. Ancak bir okul açılışında eyalet başbakanının üzerinde aynı kumaş ve renkten yapılma elbiseyi görünce işin aslını anlamıştık. Bu tip elbiseyi çok özel insanlar çok özel günlerde giyiyorlardı ve oradakiler bizi çok özel görüyorlardı.

BİZE ÇOK ÖZEL DAVRANIYOR, ‘SAAB’ DİYORLARDI

Evet, gerçekten de daha sonra o kaynaştığımız ve konuştuğumuz insanlar elbise ve görünüşümüzden dolayı bize başlarda çok şüphe ve kuşku ile bakan o insanlar, onlarla aynı saflarda beraber namaz kıldığımızı, onlarla aynı düşünceleri paylaştığımızı, onların dertleriyle sadece Allah rızası için ilgilendiğimizi, Amerika ve israil’in zorbalıklarına karşı onlarla aynı düşüncede olduğumuzu görünce bizi çok sevmiş, bizi özümsemiş ve bağırlarına basmışlardı. O yüzden bize çok özel davranıyorlar, bize ‘Saab’ diyorlardı. Sahip anlamındaki Saab kelimesi sömürge zamanında sömürülen insanların kendilerini sömüren insanlara karşı kullanmak zorunda kaldıkları bir nevi kölenin efendisine Efendim demesi tarzında çok özel bir kelime idi ve şimdi bu hitabı kelimeyi çok saygı duydukları kişilere karşı kullanıyorlardı.

BATIYA BÜYÜK BİR BEYİN GÖÇÜ YAŞANIYOR           

Orada bulunduğum süre içerisinde müşahede ettiğim en önemli husus belki de şuydu: Batılılar tarafından çok iğrenç muamele gören ve sömürüden dolayı bütün İslami değerleri ve benlikleri ayaklar altına alınmış, bunun yanında kendi vatanlarında bütün maddi kaynakları da sömürüldüğünden ve kendi ülkelerinde çalışma ve üretme imkanları kalmadığı için Batıya büyük bir beyin göçünün olduğu tabiri caizse beyinsiz bırakılan bu mazlum ve Müslüman halkın kaybettikleri değerlerine kavuşmak için şiddetli bir özlem içinde oldukları ve bizi bu yüzden bir kurtarıcı gibi görmeleriydi.

PAKİSTANLILAR ÇOK ZEKİ İNSANLAR

Gerçekten de Pakistanlılar çok zeki insanlar ama ülkesinde kalmak isteyen Pakistanlı beynin ne yazık ki üretim imkanı neredeyse sıfır ve heba olmaya mahkum. Pakistan’da aylık 30 dolara 100 dolara köle gibi çalışmak zorunda kalan bu insanlar, Batıya çok ucuz beyin olarak göç etmek mecburiyetinde kalmaktadır. Daha sonraları Mekke’de gördüğüm 21 sene Newyork’ta üniversitede İngilizce eğitmeni olarak çalışmış ve şu an Kral Suud Üniversitesinde İngilizce bölüm başkanı olarak görev yapan mütevazi beyefendi ile Medine yolunda bir otobüste tanıştığım Londra’da bir üniversitede Nükleer Fizik profesörü olarak çalışan beyefendi bu durumun benim bizzat müşahede ettiğim kanıtlarıydı. Şu an Amerika ve Avrupa’da bu medeniyetleri ayakta tutan binlerce belki de yüzbinlerce Pakistanlı, Hindistanlı, Bangladeşli Müslüman bilim adamı mevcuttur ve ne yazık ki bu insanların ülkelerine dönüş yolları tamamen kapatılmış durumda.

Bu haberler de ilginizi çekebilir