Çatılardan Haykırmak İstiyorum
&`;Rabbimin bir tek Allah olduğunu, egemenliğin kayıtsız şartsız O`nun olduğunu” haykırmak istiyorum. Büyük ve küçük tüm müstekbirlere ve onların uşaklarına &`;taptıkları hiçbir ilahın tapılmaya layık olmadığını, kendi elleriyle oluşturup, çağdaş isimler taktıkları ve herkesi onlara tapınmaya zorladıkları tüm putlarını reddettiğimi, her yere heykellerini diktikleri tanrılarını sevmediğimi, ithal ettikleri laiklik dinlerini kabul etmediğimi” haykırmak istiyorum.
Dinsiz düzenin kulları! Gözlerinizin nasıl da fal taşı gibi açıldığını görüyorum. Karanlıkta dahi kimsenin bunları dile getiremeyeceğini sanıyordunuz ama artık aydınlıkta söylüyorum.
İşte söylüyorum: Ben inandığım ve taptığım Rabbimin düzenini istiyorum. Sevmiyorum sizin tanrınızı ve dininizi. İğrenç zulümlerinizden dolayı saygı da duymuyorum size...
Sesler duyuyorum.
“Susturun şunu. Konuşturmayın bu asiyi” diyen cehennem kütükleri en başta davranıyor. Neye uğradığımı şaşırmıyorum. Bunu, tüm hak davetçilerine söylemişlerdi çünkü.
Yargıç; “Bunlara vereceğim ceza çarmıha gerilmek olacak. Ama hayır o eskide kaldı. İyisi mi ağırlaştırılmış müebbet vereyim” diyor. “Ardından zindanlarda sürgün ederim” diye ekliyor.
Kraldan daha kralcı ayak takımı, ağızlarından nefret döküyorlar üzerime. “Öldürün onu!, öldürün onu!” diye bağırıyorlar sürü halinde. Hem putlara kulluktaki samimiyetlerini hem ruhlarının ne kadar çürüdüğünü de ispat etmeye çalışıyorlar.
Ama hayır. Putların baş koruyucusu beni öldürüp efsaneleştirmek istemiyor.
“Ona öyle bir ceza vereceğim ki; yaptığına da anasından doğduğuna da pişman olacak” diyor. Akla gelmedik kara propagandalarla başlıyor beni mahvetmeye.
Yahudi kılıklı din adamları görüyorum. Nasıl da yanaşıyorlar put sahiplerine. Menfaat beklentileri ve can korkusuyla yılışıyorlar. Üstüne bir de çirkin yüzlerini açığa çıkaran gerçek müminlere duydukları kin de eklenince; nasıl da salyaları akıyor.
Tek tanrıya inanmadığı halde “size bunları yaptıran tanrı herhalde büyük bir tanrıdır.” diyen, vicdanlı insanlar arıyorum. Benim gibi, Allah’a ve Onun elçisine inandığını iddia ettiği halde; aleyhimde fetva verenler görüyorum.
Bilge adamlar; yarı tanrı, seçilmiş, kanun koyucular serbest bırakmadığı halde, tanrılarını inkâr etmemi yanlışlık buluyorlar. Davranışlarımı onların inançlarına göre düzenlememi mi bekliyorlar? Eğer öyle yapacaksam, onlardan ne farkım kalacak?
Bana dost görünenler görüyorum. Bir yandan “yanlış anlaşıldığımı” iddia ediyorlar, beni kurtarmak için. Bir yandan da bu dinden vazgeçmemi, af dilememi tavsiye ediyorlar ısrarla.
Hayır, hayır. Doğru duydunuz.
Marksizme, ateizme, kapitalizme, laisizme; yerli ve yabancı tüm putlara“La” diyorum.
Müstekbirlere sesleniyorum. Ben sizin sahte tanrılarınızı sevmek zorunda değilim. Neden özgür irademi sınırlıyorsunuz? Neden sizin gibi inanmam için beni kanunlarınızla korkutuyorsunuz? Herkesin serbest bir şekilde dinine çağırdığı bir ortamda ben neden hala dinime çağıramayayım? Neden insanları, en yüce olan Allah’ın en güzel düzenine davet etmeyeyim? Ne zamana kadar susmamı bekliyordunuz?
Hevanıza göre oluşturup, işinize geldiği gibi yonttuğunuz ve insanları ona inanmaya zorladığınız anayasanızı da kabul etmiyorum. O kitabınızın ne ilk ne de son ayetine inanmıyorum. Benim anayasam Allah’ın koruması altındaki evrensel kitap Kur’an-ı Kerim’dir. Ben Ona inanıyorum ve sizin de okumasını kısmen serbest bırakmış olduğunuz O kitabın hükmünü istiyorum. Yoksa onu da mı yasaklıyorsunuz?
Diğer emirlerini yasakladığınız gibi emrettiği namazı da yasaklasanıza. Kitabıma ait ilimlerin öğretildiği yerleri kapattığınız gibi, camilerimizi de kapatsanıza. Sizin ve “ilahçık”larınızın gücü buna yetmedi, değil mi? Ne kadar acizsiniz ve ne kadar da aciz tanrılara tapıyorsunuz.
“Hala neden bu adamı dinliyorsunuz, susturun onu” sesi, hiç durmayan ”öldürün onu, öldürün onu” seslerine karışıyor.
Dinlerinde mantık olmayanlar, mantığa hitabeti hazmedemezler. Hakikati dinlemeye ve dinletmeye tahammül edemezler.
Hakikati söylüyorum. Benim Rabbim; hem göğün hem de yerin yegâne ilahı olan Allah’tır. Hüküm ve hikmet yalnız O’na aittir. O’nun hükmü dışındaki bütün hükümler batıldır.
Size soruyorum. Hidayetten sonra dalaletten başka ne vardır?
Edip Akar. / İnzardergisi - Ekim 2011