• DOLAR 32.205
  • EURO 35.116
  • ALTIN 2500.695
  • ...
BM`ye taşınan Filistin devleti
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Görünürde heyecan uyandıran Filistin’in devlet olarak tanınması girişimi, Başbakan Erdoğan’ın üzerinde durduğu ve çokça önemsediği bir mesele olsa da bu girişimin bünyesinde barındırdığı formülün hiç de yeni olmadığını belirtmiş olalım.

Zaten yeni bir formül olmadığı için bu mesele en çok Filistinli gruplar arasında heyecan uyandırması gerekirken HAMAS yetkililerinin peşpeşe yaptıkları uyarılar, devlet ilanı planının aslında siyonist oluşumun varlık-işgal hakkını Filistinlilere benimsetilmesini de beraberinde getiren iflas etmiş eski bir “Arap barış planının” Erdoğan’ın çabalarıyla tekrar gündeme alınmasından ibaret olduğudur.

Mezkur plana göre uluslararası sistem, bir devlet olarak Filistin’i tanıma karşılığında işgal edilmiş topraklardan feragat etmeyi, mültecilerin haklarının çarçur edilmesi, bunun yanında hiçbir gücü ve tesiri olmayacak yapmacık bir devletle Filistinlileri avutmayı öngörüyor.

Hafta içerisinde büyük hayallerle BM’ye giden Abbas’a bu anlamda uyarı üstüne uyarı yapılırken, son uyarı Filistin Meclis Başkan Yardımcısı Dr. Ahmed Bahr’dan geldi. Abbas’ın BM’ye yapacağı başvurunun Filistin’in tarihi topraklarının %80’inden vazgeçme anlamına geldiğini söyleyen Bahr, BM’ye gitmenin Filistin davasıyla mültecilerin sorununu ve 1948 yılında işgal edilmiş Filistin topraklarında yaşayan Filistinlilerin geleceğini yok edebileceğini belirtti. Bahr, BM’ye gitmenin Filistinliler için yeni bir Oslo süreci anlamına geldiğini belirterek, bununla Filistinlilerin birçok hakkından taviz verileceğini ifade etti.

Başbakan Erdoğan’ın başını çektiği Abbas’lı devletli çözüme itiraz eden sadece Dr. Bahr değildi. Geçen hafta bu sürece İsmail Heniye’nin yaptığı itiraz, medyaya her ne kadar “Heniye’den Abbas’a Uyarı” şeklinde yer aldıysa da aslında bu uyarı ve itiraz Abbas’ın şahsında Türkiye’nin iki devletli “çözüm” modeline dönük olmasıyla ilgiliydi.

Abbas’ın bu adımının Filistin halkının iradesini yansıtmadığını ve Arap dünyasında yaşanan uyanışın da aksi istikametinde yürümek olduğunu ifade eden Heniye, “Filistin hakkıyla oynamak isteyen hiçbir yöneticiye ve taviz verecek hiçbir kimseye yetki yok. Biz, siyonist işgal rejimini tanımama ve topraklarımızın bir karışından dahi taviz vermeden Filistin’in kurtarılan toprakları üzerinde bağımsız bir devletin ilanından yanayız.” açıklamasında bulundu.

Filistin devleti ilanı için Birleşmiş Milletler’e başvurmanın Arap dünyasındaki devrimlerle zor duruma düşen Amerika’yı ve siyonist işgal rejimini kurtarmak için atılan cankurtaran simidine benzeten Heniyye, Amerikalıların Filistinli müzakerecinin kendi kontrolleri altında olmasını istediklerini ifade etti.

Araplar ve Filistinliler arasında popülaritesi artan Erdoğan’ın öncülük ettiği Filistin’i devlet olarak tanımayı BM’ye taşımayı sıkışan Amerika ve İsrail için can simidine benzetmesi, zaten can simidi olarak imal edilen Abbas’ta pek de etki etmeyeceği açıktır. Ancak artan popülaritesine karşın Erdoğan’da nasıl bir etki bıraktığı/bırakacağı merak konusudur. Dahası, bunun Arap sokağı ile Erdoğan popülaritesinin geleceği üzerinde nasıl bir etki bırakacağı da yine merak uyandıran müstakbel meselelerden olsa gerek.

doğruhaber

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir