• DOLAR 32.244
  • EURO 34.861
  • ALTIN 2419.53
  • ...
Kırım Müslümanlarının  durumu ne olacak?
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

RİYAD MAKAYEV / DOĞRUHABER / ANALİZ

Rusya’nın iç ve dış politikasının Kırım’da elde etmiş olduğu üstünlük gerçek bir vakıa olarak ortada duruyor. Kabul etsek de etmesek de bu böyledir. Ancak, sonraki gelişmerle ilgili sorular ortaya çıkmaktadır. Batı’da belli çevrelerin bu olayı lehlerine çevirmek için ellerinden geleni yapacakları konusunda hiçbir şüphe yoktur. Batı’nın yarımada için yapacağı girişimlerin sosyal, siyasal ve dini motifler üzerinde, toplum arasında şüphe ve karışıklık saçmaktan ötesi olmayacaktır. İster istemez şöyle bir soru akla geliyor: Kırım’ın Rusya’ya bağlı olmak veya AB’ye bağlı olmak arasında ne fark olacak ki? Eğer bir halkın menfaati için düşünenler varsa hadi bunlara bağımsız ülke kurmaya yardımcı olunsun...

Kırım’da durumu kaosa çevirmek için bir "beşinci kol" statüsü vererek sözde yıkıcı faaliyetler için seçenekler arasında Kırım Müslümanlarını kullanmak için uğraşan bazı güçleri görmek mümkündür. Yarımadanın nüfusun yaklaşık yüzde 12`sini temsil eden yaklaşık 300 bin kişi olan Kırım Müslümanları yerel toplumun nispeten küçük bir nüfusuna sahip. Ancak, yarımadada toplumun en aktif bir parçası olan Kırım Müslümanları politik olarak önemli ölçüde güçler dengesini etkileyebilir. Kırım Müftüsü Hacı Emirali Ablaev "İslam dini, tarihsel sorunlar ve testlerin karşısında Kırım Müslümanlarının demir ayağı oldu”ğunu vurguladı.

İslam dini yarımadadaki Müslümanların dram dolu hayat hikâyelerinin içinde yatmaktadır. Bu nedenle Kırım Müslümanlarının hemen hemen her iktidara karşı temkinli tutumu anlaşılabilir. Batı, Kırım Müslümanlarını kullanmak için İslami faktörü kullanabilir. Ancak, Rusya bu faktörü şimdiden ele almış ve Kırım Müslümanlarına Müftüler vasıtasıyla “vaaz” vermeye başlamışlar bile.

Rusya Müftüler Konseyi Başkanı Şeyh Ravil Gaynuddin, Kırım Müslümanlarının tarihi trajik olaylarla ilişkili olduğunu hatırlattı. Müftüler Konseyi Başkanı Gaynuddin, "Birincisi, onlar Kırım Hanlığı’nı kaybetti. İkincisi, İkinci Dünya Savaşı sırasında Kırım Müslümanları vatanlarından sürüldü. Buna ek olarak, halkının yarısını sürgüne giderken kaybetti. Ve Sovyet yetkililer onlara vatanlarına dönmelerine izin vermesinden sonra bile, onlar topraklarını geri alamadılar” dedi. Rusya müftüsü Rusya’ya girmekle Kırım Müslümanlarının kendi istedikleri özgürlüğe kavuşacaklarını ima etmek için uğraştı. Ancak bir şeyi unutuyor: Kırım Müslümanlarının sürgün kararını alanlar şu anda Rusya iktidarını elinde tutan zihniyettir. Yani Rus zihniyetidir.

Ukraynalı yetkililer, Kırım Müslümanlarına topraklarını geri vermemek için her türlü engeli oluşturdu. Cami inşaatına izin verilmiyordu. Ancak yine de bu engeller Sovyetler Birliğinin başkenti Moskova merkezli kararla yapılıyordu. Sovyetler Birliği zamanında alınan kararlar ve uygulamalar, Ukrayna bağımsız olduktan sonra da devam ediyordu Kırım’da. Kırım Müslümanlarına yönelik zulmün başlangıcı yine Ruslardan gelmektedir. Ancak Rusya Kırım’da yapılan referandum sırasında tüm yaşanan trajedilerin Ukrayna yüzünden yaşandığına dair bir propaganda yürüttü.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Batı’dan gelecek tehlikeyi görerek Kırım Müslümanlarına bir mesaj verdi. Putin, Rusya’nın Duma milletvekilleriyle Kırım konusunda gönderdiği mesajda şunları kaydetti: "Ben, Kırım Tatar halkının rehabilitasyonu işlemini tamamlamak için tüm gerekli siyasi ve hukuki çözümler ve Kırım Tatarlarına tam haklarını ve gerçek iyi ismini geri vermek için kararlar alınması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Kırım Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı Timergalieva göre, Kırım Tatarlarına daha önce bölgede imkânsız olan yeni hükümette birkaç bakanlık verilecek. Kırım`a giden delegasyona Rusya Müftüler Konseyi Başkanı Ravil Gaynuddin başkanlık etti. Ziyaretin derin bir içsel anlamı "Ümmet birleşik olmalıdır" tezi oldu. Rusya, “Ümmet birleşik olmalı” tezi altında yarımadadaki Müslüman toplumu Rus toplumla konsolidasyona, Müftülerin yardımıyla başlamış oldu.

Her ne kadar BM ve ABD ile AB referandumu kabul etmese bile, Rusya bölgede resmi iktidarını kurmaya başladı. Müslümanlar olarak Kırım Müslümanları için Rusya’nın hegemonyasına veya Batı’nın hegemonyası altına girmek arasında herhangi bir fark yoktur. Müslüman kendi toprağına sahip ve bağımsız olmalı. Fark etmez, gayrimüslim iktidar ne kadar iyi konuşsa konuşsun, zaman içinde Müslümanlara yönelik sömürü ve zulüm yine başlar.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir