• DOLAR 32.345
  • EURO 34.925
  • ALTIN 2396.556
  • ...
‘Değil 529 onbinler bu uğurda feda olmaya hazırız`
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Mısır’ın darbe yönetimi mahkemesinin öldürme kararı verdiği 529 kişiye yönelik tarihi hukuk skandalına dünyanın dört bir yanından tepkiler çığ gibi. Gazetemize konuşan Cumhurbaşkanı Mursi’nin Basın Danışmanı Ahmet Abdülaziz; İhvan Rehberlik Konseyi Üyesi ve Türkiye Temsilcisi Dr. Eşref Abdülgaffar; Mısır Cemaati İslami Türkiye Temsilcisi İslam el Ğamri; Sudan İhvan Lideri Ali Çaviş; Ürdün Stratejik Araştırma Müdürü Cevad el Hamad; HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin; Ak Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Aktay; Özgür Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya; Özgür Kudüs Platformu Başkanı Mehmet Eşin, önemli açıklamalarda bulundular.

MEHMET ÖZCAN / DOĞRUHABER
Darbe yönetimi, Mısır’da yaşattığı vahşetengiz katliamlar sonrası tarihi bir hukuk skandalına imza attı. Cunta yönetimine bağlı Minye Mahkemesi, darbe karşıtı 529 kişi hakkında "şiddete teşvik ve karakollara saldırı suçlamasıyla" öldürme kararı verdi. 20 dakika süren mahkemede dakikada 26 ölüm kararı verilmiş olması bile tek başına yaşanan hukuksuzluğu açıkça gözler önüne seriyor. Ülke tarihinin ilk şeffaf seçimiyle işbaşına gelen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye yapılan darbe sonrası 6 bin civarında insanı meydanlarda kameralar karşısında vahşice katleden cunta yönetiminin şimdi de insanlık dışı bu öldürme kararları kabul edilebilir bir durum değil.

Mahkeme, dosyaları nihai onay için müftüye gönderdi. Ancak Müftülük onay vermese dahi mahkemenin öldürme kararını onama yetkisi bulunuyor. Haklarında öldürme kararı verilen 529 kişiden 397`si sözde kaçak konumunda, ikisi ise vefat etmiş durumda. Evet, yanlış okumuyorsunuz, cunta mahkemesi, nihai bir araştırma, sanık, şahit ve avukat savunması almadığından vefat edenler için de öldürme kararı vermiş bulunuyor.

Hiçbir suç işlemedikleri halde darbe karşıtlarına ölüm kararı veren Minye Mahkemesi Hakimi Said Yusuf Sabri`nin 15 Ocak 2013`te yapılan bir duruşmada ise, 25 Ocak devrimi sırasında Beni Suveyf ilinde göstericilerin öldürülmesi suçlamasıyla yargılanan Beni Suveyf Emniyet Müdürü, 3 yardımcısı ve 7 subay için beraat kararı verdiği öğrenildi.

Ölüm kararları başta Mısır olmak üzere dünyanın dört bir yanından büyük tepkilere neden oldu. Türkiye`de, Avrupa`da ve Amerika`da bulunan sivil toplum kuruluşları kararı kınayan açıklamalar yaptı, halk sokaklara döküldü. Mısır’da ‘Meşruiyeti Destekleme Milli Koalisyonu’ tarafından yapılan açıklamada “Kurtulmak İçin Beraberce” sloganıyla organize edilecek olan eylem için, Rabia, Nahda ve Tahrir Meydanlarını ele geçirme çağrısında bulunuldu. ABD, Avrupa Birliği(AB) ülkeleri ile Birleşmiş Milletler(BM) ve uluslararası insan hakları kuruluşlarının cılız kınama açıklamaları ise, darbe ve katliamlar yapan Mısır cuntasıyla danışıklı hareket edildiğinin bir göstergesi olarak yorumlanıyor.

Cunta mahkemesinin hukuk skandalı ölüm kararlarını gazetemize değerlendiren Cumhurbaşkanı Mursi’nin Basın Danışmanı Ahmet Abdülaziz; İhvan Rehberlik Konseyi Üyesi ve Türkiye Temsilcisi Eşref Abdülgaffar; Mısır Cemaati İslami Türkiye Temsilcisi İslam el Ğamri; Sudan İhvan Lideri Ali Çaviş; Ürdün Stratejik Araştırma Müdürü Cevad el Hamad; HÜDAPAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin; Ak Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Aktay; Özgür Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya; Özgür Kudüs Platformu Başkanı Mehmet Eşin, önemli açıklamalarda bulundu.

İşte gazetemize özel açıklamalarda bulunan Siyasi parti ve Sivil Toplum Kuruluşu yöneticilerinin öne çıkan tepki dolu değerlendirmeleri…

FİRAVUNİ BİR KARAR
Ak Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Aktay: Mısır mahkemesinin kararı darbenin hukuki açıdan rezilliğini gösteren bir durumdur. Bu bir hukuk nasyonuna ve vizyonuna sahip olmadığını da gösteren bir durumdur. Telaş ile alınmış bir karardır. İhvan’ı bastırmaya, yok etmeye dönük firavuni bir refleksle alınmış bir karardır. Bu karar dünyaya aslında darbenin ne kadar akıldışı vicdan dışı, insaf dışı bir şey olduğunu gösteren bir durum ortaya çıkarmıştır. Yani iki gün içerisinde bir mahkemede alelacele 529 kişinin ifadesi bile alınmaz. Ancak 529 kişiye idam verilmesi katliam kararının mahkeme yoluyla verilmesi anlamına geliyor aslında. Bu karar vicdanlarda büyük yara açacaktır. Ancak aynı zamanda Mısır içerisindeki şiddeti de, öfkeyi de artıracaktır.

NE ZİNDANLAR NE DE İDAMLAR MÜSLÜMANLARIN İKTİDARA GELME- LERİNİ ENGELLEYEMEYECEKTİR

Özgür Kudüs Platformu Başkanı Mehmet Eşin: Askeri darbe ve zulme karşı durmaktan dolayı 529 yiğit insana bir oldubittiyle ve komedi misali idam cezası verilmesi kabul edilemez. İnsanlık adına, hukuk adına, kanun adına tam bir vahşet ve zulümdür. Sadece bu karar bile askeri darbe ve darbecilerin çirkin yüzünü ifşa etmeye yeterlidir. Maalesef İslam ülkelerinden ve kendilerini insanlık havarisi ilan eden Batı’dan ses seda yok. Esas korkulacak ve endişelenecek durum, bu haksızlığa karşı var olan tepkisizlik ve ölüm sessizliğidir. İnanıyoruz ki ne zindanlar, ne idamlar ne de katliamlar Müslüman halkların direnişini ve iktidara gelmelerini engelleyemeyecektir.

HERKESİN ‘ACABA BİZ NE YAPABİLİRDİK’ DİYE DÜŞÜNMESİ GEREKİR
Özgür Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya: Darbecilerin arka arkaya yaptıkları cürümleri düşündüğümüz zaman hangisi diğerinden daha az zalimce, vahşice açıkçası kıyas yapamıyoruz. Sokaklarda canlı yayınlarla katliamlar yaptılar, camide katliam yaptılar. Tutukladıkları insanları öldürdüler. Yani vahşi bir rejim… Fakat verilen idam kararının şöyle bir özelliği var ve dünya tarihine de geçebilecek bir karar ki; bir taraftan mahkeme kuracaksınız. Bir taraftan da 20 dakikada 529 kişiyi idama mahkum edeceksiniz. Yani buna tiyatro bile denemeyecek iğrenç, alçakça bir durum var ortada. Burada darbecilerin utanmasını beklememek lazım, utansalardı darbe yapmazlardı. Ancak bu mahkeme kararının bütün dünyanın ve biz Müslümanların utancı olduğunu düşünüyorum. Eğer bu zalimlere gereken tepki gösterilmiş olsaydı bunlar bu kadar cüretkar davranamazdı. Başta İslam ümmeti olmak üzere adaletten yana vicdandan yana herkesin acaba biz ne yapabilirdik de bu zalimleri en azından daha zor durumda bırakabilirdik diye sormamız gerektiğini düşünüyorum.

‘VAZGEÇMEZSENİZ ÖLDÜRÜLÜRSÜNÜZ’ MESAJI VERİYORLAR
Cumhurbaşkanı Mursi’nin Basın Danışmanı Ahmet Abdülaziz: Biz bu kararı bir mahkeme kararı olarak görmüyoruz. Bu tamamen darbeci Sisi’nin doğrudan verdiği karardır. Gerisi senaryodur. Bu kararla darbeciler darbe karşıtlarını caydırmak istiyorlar. Onlara ‘vazgeçmezseniz öldürülürsünüz’ mesajı veriyorlar. Ancak bu korkutmalar darbecilerin hedefine ulaşmalarına yetmeyecektir. Şu anda Mısır’da sadece İhvan değil, halk da darbeye karşıdır. Bir bütün olarak da halkı korkutup caydırmak da mümkün değildir.

DEĞİL 529 ONBİNLER BU UĞURDA FEDA OLMAYA HAZIRIZ
Mısır Cemaati İslami Türkiye Temsilcisi İslam el Ğamri: Bu tamamen korsanca bir karardır. Darbeciler Mısır’ı korsanların ele geçirdiği bir gemiye benzetiyorlar. Mısır halkına rehin gözüyle bakıyorlar. Adeta halka şunu söylüyorlar; ‘Ya bizi kabul eder bize uyarsınız. Ya da öyle ya da böyle sizi öldürürüz. Fakat bunların hiçbir yaptırımı fayda sağlamayacaktır. Zindanda idama mahkum edilen bu kardeşlerimiz bize şu mesajı gönderiyorlar; ‘Sakın ola ki bizi düşünerek rehavete kapılmayasınız. Mücadelenizden vazgeçmeyin. Önemli olan Müslümanların ve Mısır’ın galibiyetidir. Biz bu uğurda idam dahil her türlü bedeli ödemeye hazırız.’ Bu kararlarla Mısır halkını hedefinden vazgeçireceğini düşünen darbeciler büyük bir yanılgı içindedir. Eğer bu halk korkuyla, zindanla, ölümle sindirilseydi Rabia Meydanı’ndaki katliamdan sonra mücadeleden vazgeçerdi. Ancak herkesin gördüğü üzere Rabia ve Nahda katliamlarına on binlerce yaralı ve esire rağmen mücadele devam ediyor. Biz şunu net ve açık bir şekilde belirtmek istiyoruz. Biz zaten bunu bekliyorduk. Değil 529 kişi on binlerce kişiyi bu uğurda feda etmeyi göze aldık. Onun için darbeciler asla başarıya ulaşamayacaktır. Biz kazanacağız.

KARAR, İSTİKLAL MAHKEMELERİ DÖNEMİNİN ÜÇ ALİ’LERİNİN KARARINA BENZİYOR
HÜDA PAR Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin: Mısır’daki idam kararı, darbe sonrası katliam gerçekleştirmiş cunta yönetiminin atamış olduğu darbe yargıçlarının vermiş olduğu bir karar. Türkiye’deki İstiklal Mahkemeleri döneminin Üç Ali’lerinin kararına benzer bir karar. ‘Sanıkların idamına, delillerin bilahare toplanmasına’ şeklinde çok hızlıca yani 20 dakikada 529 kişi hakkında verilmiş bir karar. Tabi bu kararla bir taraftan Müslüman kardeşler teşkilatının Mısır’daki varlığını bitirmeye yönelik bir darbedir. Meydanlarda silahla darbeler yapılırken mahkeme kararlarıyla da siyasi anlamda darbe yapılıyor Müslüman Kardeşlere. Tabi bir taraftan da Avrupa birliği, emperyalizmin egemen olduğu uluslararası teşekküllerin kınama şeklinde cılız tepkileri var. Tabi bu da aslında darbede taraf olmuş yakın geçmişin kirlenmiş imajını temizlemeye yönelik danışıklı bir söylemi de ortaya koymuş bulunuyor.

İNTİKAM HIRSIYLA ALINMIŞ BİR KARARDIR
İhvan Yönetim Kurulu Üyesi Ve Türkiye Temsilcisi Eşref Abdülgaffar: Bu karar tamamen siyasidir. Bunun hukuki açıdan değerlendirilecek bir tarafı yoktur. İntikam hırsıyla alınmış bir karardır. Yoksa bir hakimin 529 kişinin dosyasını 48 saat içerisinde karara bağlamasının başka bir izahı var mı? Bu acelecilik ancak bir kin ve düşmanlığın bir neticesidir. Biz bu kararların kesinlikle Mısır’daki mücadeleyi olumsuz etkileyeceğine inanmıyoruz. Aksine devrimcilerin azim ve kararlılığını daha da artıracaktır.

ZALİMCE KARAR BOZULMALI
Ürdün Stratejik Araştırma Müdürü Cevad el Hamad: Siyasi ve hukuki bütün gözlemciler bu kararın son derece zalimce olduğunu ve bunun hukuki bir karardan ziyade siyasi bir karar olduğunu söylüyor. Bazıları bu kararın sorumluluğunu ‘çılgın’ bir yargıca yüklese de aslında bu tamamen Mısır yargı sisteminin bir sorunudur. Çünkü Mısır yargısı, bile bile böyle sabıkalı birini mahkeme başkanı yaparak aslında daha önceden bunun hazırlığını yapmıştır. Bu nedenle sorumluluğunun sadece bu hakime yüklenmesi tamamen işin senaryosudur. Bu kararın mutlaka bozulması ve bu kararı alan yargıcın görevden alınması gerekir.

 

 

 

MISIR DEVRİMİ ASLINDA YENİ BAŞLAMIŞTIR
Sudan İhvan Lideri Ali Çaviş: Bu zalim karara karşı biz bütün Müslümanları ve insanlığı harekete geçmeye çağırıyoruz. Çünkü bu, insan hak ve onurunu çiğneyen bir karardır. Bir sorun insan onuruyla alakalı olduğunda vicdan ehli herkesin buna karşı durması gerekir. Bizler de Sudan’da hükümetin ve kamuoyunun bu karara karşı tavır alması konusunda gayret sarf ediyoruz. Bu kararlar Mısır halkını caydırmaya yöneliktir. Ancak Mısır mücadelesi sınırları aşarak diğer mazlum halklara karşı da ilham kaynağı olmuştur. Kanaatimce Mısır devrimi aslında yeni başlamıştır. Ve bu tür kararlar Mısır devrimini güçlendirmekten ve yayılmaktan başka bir işe yaramayacaktır.

 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir