Üstad Bediüzzaman memleketinde coşkuyla anıldı
BEST-DER'in düzenlediği ve Doğru haber gazetesi yazarlarından Özkan Yaman'ın konuşmacı olarak katıldığı "Üstad Bediüzzaman'ı anma ve anlama programı" memleketi Bitlis'te coşkuyla gerçekleştirildi.
BİTLİS- BEST-DER’in düzenlediği ve Doğru haber gazetesi yazarlarından Özkan Yaman’ın konuşmacı olarak katıldığı “Üstad Bediüzzaman’ı anma ve anlama programı” memleketi Bitlis’te 100. Yıl Ortaokulunda saat 15.00’te coşkuyla gerçekleştirildi.
Program Erdal Tunçtan’ın okuduğu Kur’an- Kerim tilavetinin ardından Üstadın hayatını anlatan sinevizyon gösterimiyle başladı.
Programda, Bingöllü ilahi ses sanatçısı Hikmet Kıyamçiçek’in seslendirdiği bir birinden güzel ilahi ve ezgilerle coşku doruğa yükseldi. Programda açılış konuşmasını yapan başkan BEST-DER yardımcısı Mahmut Dalga, katılımcılara teşekkür ederek derneğin kuruluş amacı, çalışmaları ve faaliyetleri hakkında bilgi verdi.
Bu memlekete insanca ve Müslüman’ca yaşıyorsak, Bediüzzaman ve şeyhlerin vasıtasıyladır
Programa konuşmacı olarak katılan Doğru haber gazetesi yazarlarından araştırmacı yazar Özkan Yaman konuşmasına, “Şu memlekete, belde ve şehirlerde insanca ve Müslüman’ca yaşayacaksak, kalacaksak, neslimizi sürdüreceksek, bunun, Bediüzzaman’ı ,Muhammed Küfrevi hazretlerini, Şeyh Abdurrahman-ı Tağı hazretlerini, Norşin de Şeyh Ziyaeddin-i, Oxin’den Şeyh Fetullah’ı, Şeyh Abdülhakim-i Kasriki gibi hazretleri anmakla mümkündür.” sözleriyle başladı.
Her şehrin ve beldenin manevi değerleri ve temelleri olduğunu, Bitlis’in temelinde de Bediüzzaman’ın, şeyhlerinin, alimlerinin ve ulemaların olduğunu belirten Yaman, “Geçen yıl burada yine sizlere hitap ederken demiştik ki, ‘Neden bir okulumuza, caddemize, sokağımıza Bediüzzaman’ın ismi verilmesin.’ Bu gün bunun dikkate alınarak bir okulumuza üstadın isminin verilmesi güzel bir gelişmedir. Devlet tarafında işaret-ül icaz eseri basıldı. Bu güzel bir gelişmedir. Diğer eserlerinde, külliyatında devlet tarafında basılarak çoğaltılacağını umut ediyoruz. Çok yakın bir gelecekte devlet dairelerinin en başköşeleri üstad Bediüzzaman’ın köşesi olacak. Okullarda ve kurumlarda üstadın sözleri yazılacak. Okullarda ve kurumlarda şunun bunun köşesi diye yazılanlar yarın değişerek üstadın köşesi olacak. Tüm resmi kurumlarda üstadın şu sözleri yazılacak. ‘Din hayatın hayatı, nuru esası; ihya-i din ile olur şu milletin ihyası’ yazılacak. Okullarda çocuklara bunlar öğretilecek. Çok yakın bir zamanda çocukların ders kitabı Risale-i Nurdan olacak. Onların derslerinin arasına, sözler, lemalar, mektubatlar girecek. Bunlar çok yakın bir zamanda olacak. Bundan hiçbir şekilde şüpheniz ve endişeniz olmasın inşallah bunları göreceğiz” ifadelrini kullandı.
Devletin üstad Bediüzzaman’a iadeyi itibarda bulunması lazım
Devletin üstad Bediüzzaman’a iadeyi itibarda bulunarak daha önce savcılarının, hâkimlerinin, memurlarının kendisine yaptığı zulümden ötürü özür dilemesi gerektiğini ifade etti.
Devletin sadece Bediüzzaman’a iadeyi itibarda bulunmakla yetinmeyip onlarla itibar kazanacağına dikkat çeken Yaman, “Devlet, Bediüzzaman Said-i Nursi ile şeyh Said ile Şeyh Selim Efendiler ile itibar kazanacak. Bunu eğer bugün bu devlet ve rejim dahi yapmasa bu Avrupa’nın eliyle olacak. Hollanda’nın, Almanya’nın, Danimarka’nın, Fransa’nın, İspanya’nın eliyle olacaktır. Bir gün diyecekler ki, siz böyle bir değere sahipsiniz. Biz size onu bırakmayız diyerek Bediüzzaman’a sahip çıkacaklar. Ya onun layık olduğu makamlara çıkarsınız ya da sizinle olan anlaşmalarımızı gözden geçiririz” diyerek Avrupa’nın üstada sahip çıkacağını ifade etti.
Dindar bir nesil yetiştirmenin en kolay ve kestirme yolu Risale-i Nuru okutmaktır
Dindar bir nesil yetiştirmenin en kolay ve kestirme yolunun risale-i Nuru okumakta ve anlamakta geçtiğinin altını çizen Yaman, sözlerine devamla “Gençlerimizin gayesi, iddialı, saygısı, edebi, ahlakı yok, efendim dünyanın mal makamına gözlerini dikmişler, internet bağımlısı olmuşlar, madde ve uyuşturucu bağımlısı olmuşlar;bunu nasıl düzeltir ve ihya ederiz diyorsanız? Bunun en kolay ve kestirme yolu risale-i nur’u okutmaktır. Gençlerimize, kendimize Kur’an-ı okutmak mı istiyorsanız, peygamberi sevdirmek mi istiyorsanız? Bunun en kısa ve sağlam yolu onları risaleyle tanıştırmaktır. Anne ve babasına hürmet eden, eşinin hakkını ve hukukunu gözeten, çocuğuna güzel terbiye veren bir nesil istiyorsanız? Bunun yolu risaleyi Nur’u okumak ve okutmaktır” diyerek Risalenin önemine dikkat çekti.
Rejim, ezanları susturdu; Kur’an-ı yasakladı
Üstadın geldiği dönemde her türlü zulüm ve hakaretin olduğuna işaret eden Yaman, “ Üstad hakkı zalimlere karşı haykırdığı zaman, ülke üzerinde Müslümanlara yönelik her türlü zulümler mevcuttu. O zaman halk şeriat ayakta dursun, ezanlar susmasın diyerek, canlarını, mallarını ve evlatlarını feda etmekten biran geri durmadılar. Fakat halka ve onun kutsallarına hakaret eden rejim, ezanı Türkçeye çevirdi. Kur’an-ı yasakladı. Medreseleri kapattı. Alimleri darağacına çıkardı. İslam için mücadele edenleri ya şehit etti ya da sürgünlere ve zindanlara mahkum etti. Ama üstad bunların hiçbirinden usanmadı ve yılmadı. Her türlü dünyevi teklifleri elinin tersiyle iterek zulme baş kaldırdı”sözlerine yer verdi.
Program BEST-DER’in hazırladığı tiyatro gösteriminin ardından Emrullah Uysal Hoca’nın yaptığı dua ile son buldu. (Şükrü Tontaş-İLKHA)