144 Hanne ve 144 Meryem
Nice kızların çeyiz sandıklarını el işleriyle doldurdukları dönemlerde kızlarımız ahiret sandıklarını; öğrendikleri hadislerle, İslami hükümlerle, fıkhi bilgilerle doldurdular. Ne mutlu onlara ki çeyizlerini Arapça harfleriyle işlediler.
Arzu Demir / Nisanur Dergisi
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…
Bu ay Batman`da tarihe altın harflerle kaydedilmesi gereken bir olay yaşandı. Türkiye`nin ve hatta dünyanın birçok yerinden ilim öğrenmek üzere gelen 144 kızımız icazet belgesi alıp âlime oldular. Rabbime hamdolsun ki ilim öğrenip icazet alanlardan birinin annesi olmayı bana da nasip etti. Yüce Allah`a ne kadar şükredersek bize verdiği bu nimet karşısında az olur. Birçok insanın imrenerek baktığı “Keşke benim kızım da içlerinde olsaydı, keşke ben de bu Alimeler arasında olsaydım” dediği bir tabloydu.
Doğrusu bu portrenin oluşması pek de kolay olmadı. Yaklaşık 4-5 sene gibi bir eğitim süreci yaşandı. Her türlü zorluğa, sıkıntıya rağmen biz anneler, babalar ve kızlarımız bu süreci atlattık. Allah’ın, çocuklarına ilim öğreten veya ilim öğrenmesi için çocuğunu teşvik eden anne ve babalara verdiği mükâfatı düşünerek -zorlukları noktasında- teselli bulup azmettik. Çünkü bazı rivayetlerde şu şekilde geçer:
“Kıyamet gününde çocuğuna İslami ilimleri öğreten, uygulama noktasında ona yardımcı olan veya ilim öğrenmeye gönderen anne ve babalara bir taç giydirilir. Onun ışığı güneşin ışığı gibidir. O kadar nurla parlar ki mahşer meydanında insanların dikkatini çeker. Onun anne ve babasına iki elbise giydirilir ki, dünya malı boy ölçüşemez. Mahşer meydanında bulunanlar ‘Bunlar acaba ne amel işlemişler ki bu şekilde mükâfatlandırılmışlar’ diye birbirlerine sorarlar ve karşısında şöyle bir cevap bulurlar: ‘Bunlar dünyada çocuklarına ilim öğreten -veya teşvik eden- anne ve babalardır’ denir. Mahşer halkı; ‘Keşke bizler de dünyada bunu yapsaydık da bu mükâfatlardan bize de verilseydi’ derler.”
Rabbim bizleri bu mükâfatları alanlardan eylesin. (âmin)
Kızlarımız da dünyanın kötülüklerinden korunmak ve “Ya âlim, ya öğrenci ya da dinleyici olun ya da bunları seven biri olun! Yoksa helak olursunuz” (Beyhaki) hadisini...
Bu ay Batman`da tarihe altın harflerle kaydedilmesi gereken bir olay yaşandı. Türkiye`nin ve hatta dünyanın birçok yerinden ilim öğrenmek üzere gelen 144 kızımız icazet belgesi alıp âlime oldular. Rabbime hamdolsun ki ilim öğrenip icazet alanlardan birinin annesi olmayı bana da nasip etti. Yüce Allah`a ne kadar şükredersek bize verdiği bu nimet karşısında az olur. Birçok insanın imrenerek baktığı “Keşke benim kızım da içlerinde olsaydı, keşke ben de bu Alimeler arasında olsaydım” dediği bir tabloydu.
Doğrusu bu portrenin oluşması pek de kolay olmadı. Yaklaşık 4-5 sene gibi bir eğitim süreci yaşandı. Her türlü zorluğa, sıkıntıya rağmen biz anneler, babalar ve kızlarımız bu süreci atlattık. Allah’ın, çocuklarına ilim öğreten veya ilim öğrenmesi için çocuğunu teşvik eden anne ve babalara verdiği mükâfatı düşünerek -zorlukları noktasında- teselli bulup azmettik. Çünkü bazı rivayetlerde şu şekilde geçer:
“Kıyamet gününde çocuğuna İslami ilimleri öğreten, uygulama noktasında ona yardımcı olan veya ilim öğrenmeye gönderen anne ve babalara bir taç giydirilir. Onun ışığı güneşin ışığı gibidir. O kadar nurla parlar ki mahşer meydanında insanların dikkatini çeker. Onun anne ve babasına iki elbise giydirilir ki, dünya malı boy ölçüşemez. Mahşer meydanında bulunanlar ‘Bunlar acaba ne amel işlemişler ki bu şekilde mükâfatlandırılmışlar’ diye birbirlerine sorarlar ve karşısında şöyle bir cevap bulurlar: ‘Bunlar dünyada çocuklarına ilim öğreten -veya teşvik eden- anne ve babalardır’ denir. Mahşer halkı; ‘Keşke bizler de dünyada bunu yapsaydık da bu mükâfatlardan bize de verilseydi’ derler.”
Rabbim bizleri bu mükâfatları alanlardan eylesin. (âmin)
Kızlarımız da dünyanın kötülüklerinden korunmak ve “Ya âlim, ya öğrenci ya da dinleyici olun ya da bunları seven biri olun! Yoksa helak olursunuz” (Beyhaki) hadisini...