• DOLAR 32.592
  • EURO 35.045
  • ALTIN 2462.34
  • ...
İnzar gurubu umre kafilesi kutsal mekanlarda
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
MEKKE: Peygamber Sevdalıları Platformu 2013`te düzenlediği siyer sınavında dereceye giren 50 kişiyi ve beraberinde birçok insanı İnzar Hac ve Umre organizasyonu eşliğinde umreye götürdü. Umre vazifelerini yerine getiren umreciler, rehber hocaların eşliliğinde Mekke’deki kutsal mekânları ziyaret ediyorlar.
 
Başta Güneydoğu, Doğu ve Marmara bölgesinden uçaklarla kafile halinde Mekke’ye gelen umreciler, burada inzar turizm tarafından Mekke’de önceden hazırlanan Otellere yerleştirdiler. Umreciler umre vazifelerini tecrübeli hocaların eşliğinde buradaki manevi ortamda gerçekleştirdiler.
 
Umreciler, tecrübeli hocaların eşliğinden kutsal topraklarda bulunan yerleri ziyaret etmeye başladı: Başta yeryüzünün ilk ibadet yeri olan Kâbe ziyaret edilerek Kâbe’nin tarihçesi ve önemi hakkında Abdurrahman hoca tarafından bilgilendirildiler. Âlemlere rahmet gönderilen peygamber efendimizin doğduğu ev, Hz. Hatice annemizin ve birçok sahabenin mezarının bulunduğu Cenet-ül Mualla mezarlığı, peygamberimizin cinlerle buluştuğu cin mescidini ziyaret ettiler.
 
Daha sonra Mehmet Duyu hoca rehberliğinde sevr mağarasına giden umreciler, peygamberimizin Hz Ebubekir’le beraber Medine’ye yaptıkları hicreti umrecilere anlatıldı. Peygamber efendimizin hicret ettiği mübarek dağın eteklerindeyiz diye sözlerine başlayan Mehmet Duyu hoca, “Muhterem Müslümanlar, değerli bir Rehber muhacir ile şehidi bir elmanın iki yarısına benzetmiş. Bir elmanın yarısı demek ikisinin değerinin eşit seviyede olduğunu gösteren bir düşünce biçimidir. Burada şahsım olarak bu düşünce biçimini benimsiyorum ve kişiselleştirmişim ve el hak doğrudur diyorum. Muhacerette olan insan en az şehit kadar zorluk çekmektedir. Şehit şahadete ulaşırken rabbinin nimetleri ve güzelliklerine kavuşurken, muhacir zorluklar çekmeye devam ediyor. Aile özlemi ve sıla hasreti çekmektedir. Kimileri Anne ve babalarını görmeden ahirete göçmek zorunda kalıyorlar. Bu gün bizler yaşadığımız coğrafyada bunları yaşayarak buralara geldik. Peygamber efendimizin geldiği çağda insanlık ne hale gelmişti. Onları şimdi tek tek anlatmaya kalkışsak zamanımız yetmez. Peygamber (asv) Kur’an inzal edildikten sonra eziyet ve işkenceler başlamıştı Mekke denince ambargo akla gelir işkence akla gelir biz İslami şuurla şuurlandığımızda aslında Mekke’yi okuyarak şuurlandık.”dedi.
 
“Eğer Mekke’yi anlamasaydık yaşadığımız zorluklarla biz bu günlere belki gelmezdik” diyen Duyu hoca, “Mekke’nin işkencesini şahadet şerbetini anlayarak biz bu İslami çizgide bu seviyeye geldik Mekke’de zulüm ayyuka çıkmıştı müşrikler işkenceler ambargolarla yetinmeyip artık Rasulullah’ın canına kast etmişlerdi. Küfür düzeni Müslümanlardan o kadar korkuyorlardı ki peşlerinden Habeşistan’a kadar gitmişlerdi Necaşi İslam’ı kabul etmesin diye her türlü entrikalarla Necaşi’ye gittiler. Mekke’de başlamış oldukları iftira kampanyasını orada devam ediyorlardı peygamber (s.a.v.)hâşâ sihirbaz mecnun deli diyorlardı baba ile oğul arasına açıyor diyorlardı. Vel hasıl hep böyle yapıyorlardı neticede anlaşıldı ki güneş balçıkla sıvanmaz ne yapalım dediler bunu ortadan kaldıralım dediler. Peygamber (sav) öldürme planı yaptılar ama Allah peygamberini koruyordu bu durumu ona bir şekilde bildirildi peygamber (sav) Ebubekir sıdık efendimizle gece vakti çıktılar peygamber (sav) gece yatağına Hz Ali’yi bırakmıştı emanetleri yerine ulaştırmak için burada bile eminliğini gösteriyordu. Müşrikler hem el emin diyorlardı eşyalarını teslim ediyorlardı hem de mecnun diyorlardı insanlar kendi akıllarıyla düşünmüyorlardı toplumsal akıl çelinmiş akıl nefsin hükmünde kalmışlardı. Hem bu hükmü veriyorlar hem de diğer hükmü veriyorlardı. Peygamber (sav) hicret ederken normalde kuzeye gitmesi gerekiyordu ama peygamber (sav)önemli bir stratejisidir.
 
Peygamberimiz güney den geliyor Hz Ebubekir’in fedakârlığı ortaya çıkıyor bazen önünden bazen arkasında zikzaklar çiziyordu Rasulullah bunu sorunca Ebubekir ya Rasulullah düşmanın önünde geldiğini his ettiğimde öne geçiyorum arkaya bir ok varsa bana isabet etsin diyorum ayrıca bu dağda Hz. Ebubekir’in çobanı ayak izleri gitsin diye hayvanları otlatıyordu. Hz esma bu yüksek dağa üç gün boyunca yemek getirdi. Oğlu da Mekke’deki olan biteni aktarıyordu nihayet müşrikler yüz kişilik iyi izcilerle bu mağaranın önüne geliyorlar Allahın mucizesiyle şu gördüğünüz dağın eteğindeki mağaranın önüne bir kuş yuva yapıyor onlardan bir tanesi yüz yıldır kimse gelmemiştir diyor. Hz Ebubekir endişeleniyor aslında kendisi için değil Hz Rasulullah (sav) için endişeleniyordu. Peygamber (sav) Ebubekir’e söyle diyordu rahat ol ikinin üçüncüsü Allah olur endişelenme nasıl ki Rasulullah Mekke müşriklerine karşı bu kadar Allaha güveni tamdıysa bu gün bizlerde İslam davası için mücadele edenler en başta Allaha güvenimiz tam olmalı. Diğer tarafta Hz Ebubekir’in peygamberi koruduğu şekil bizlerde rehberlerimizi korumalı ve onlara her türlü desteğimizi malımızla canımızla vermeliyiz. Ayrıca şu anda dünyanın birçok yerine İslam davasını sahiplendikleri için hicret etmiş birçok Müslüman var bu mübarek beldelerde onlara bol bol dua edelim ki felaha kavuşsunlar rabbim hicret şuurunda olanlardan eylesin.” Dedi.
 
Ziyaretleri esnasında sık sık tekbir, salâvat getiren umreciler, kutsal mekânlarda yoğun duygulu anlar yaşıyor.
 
 
 
 
 

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir