`Masum halka karşı insanlık dışı uygulamalara imza atıldı`
Roboski katliamının faillerinin aradan 2 yıl geçmesine rağmen yargı önüne çıkarılmadığını belirten HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriyya Yapıcıoğlu, terörle mücadele adı altında sivil ve masum halka karşı sayısızca hukuk ve insanlık dışı uygulamalara imza atıldığının altını çizdi.
DİYARBAKIR - Hür Dava Partisi Diyarbakır İl Binasında yaptığı basın toplantısında konuşan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriyya Yapıcıoğlu, Roboski katliamını kınayarak, terörle mücadele adı altında sivil ve masum halka karşı sayısızca hukuk ve insanlık dışı uygulamalara imza atıldığını ifade etti.
"34 masum bombalarla parçalanarak katledildi"
İki yıl önce Roboski`de bir katliam yaşandığını belirten Yapıcıoğlu, "Çoğunluğu çocuk denecek yaşlarda 34 masum sivil, savaş uçaklarından atılan bombalarla parçalanarak katledildi. Bu katliamı bir insanlık suçu olarak değerlendiriyoruz. Bu katliam, Kürdistan`da yapılan ilk katliam değildi. Terörle mücadele adı altında sivil ve masum halka karşı sayısız hukuk ve insanlık dışı uygulamalara imza atıldığı bugün artık herkesin kabulüdür. Benzer bir katliam 25-26 Mart 1994 tarihinde yine Şırnak`ın Gever (Kuşkonar) ve Beysukê (Koçağılı) köylerinde yapılmıştı. İki köy savaş uçakları tarafından bombalanmış ve 38 masum Kürt köylü katledilmişti. Katliamın üzeri örtülmüş ve yapanların yanına kar kalmıştı." dedi.
İki yıl önce Roboski`de bir katliam yaşandığını belirten Yapıcıoğlu, "Çoğunluğu çocuk denecek yaşlarda 34 masum sivil, savaş uçaklarından atılan bombalarla parçalanarak katledildi. Bu katliamı bir insanlık suçu olarak değerlendiriyoruz. Bu katliam, Kürdistan`da yapılan ilk katliam değildi. Terörle mücadele adı altında sivil ve masum halka karşı sayısız hukuk ve insanlık dışı uygulamalara imza atıldığı bugün artık herkesin kabulüdür. Benzer bir katliam 25-26 Mart 1994 tarihinde yine Şırnak`ın Gever (Kuşkonar) ve Beysukê (Koçağılı) köylerinde yapılmıştı. İki köy savaş uçakları tarafından bombalanmış ve 38 masum Kürt köylü katledilmişti. Katliamın üzeri örtülmüş ve yapanların yanına kar kalmıştı." dedi.
Dersim katliamını hatırlatan Yapıcıoğlu, "1937 Dersim katliamında da savaş uçakları kullanılmıştı. Hatta katliamın ortaklarından Sabiha Gökçen Dersim`i bombaladığı için `Dünyanın ilk kadın savaş pilotu` unvanını almış ve 1956 yılında bir gazeteciye verdiği röportajda `Canlı ne görürseniz ateş edin emrini almıştık. Asilerin gıdası olan keçileri dahi ateşe tutuyorduk` itirafında bulunmuştur." diyerek Gökçen`in isminin daha sonra bir havalimanına verildiğini ifade etti.
"Failleri koruyanlar vahşice işlenen insanlık suçuna ortaktırlar"
Katliamın faillerini koruyup kollayanların işlenen suçun ortağı olduklarını ifade eden Yapıcıoğlu, "Roboski katliamının üzerinden 2 yıl geçti ve failleri belli olduğu halde diğer katliamlar gibi bugüne kadar yargılanmaları yönünde bir adım atılmadı. Katliamdan sonra özür bile dilenmemiştir. Katliamın adil bir şekilde soruşturulmaması, bu yönde bir iradenin de ortaya konulmamış olması acı vermeye devam ediyor. Sadece katledilen çocuk ve gençlerin ailelerine tazminat ödenmek suretiyle meselenin hallolacağını düşünenler o mazlumların ailelerine ve bütün Kürtlere hakaret ettiklerinin farkında mıdırlar? Kürtlerin kanı bu kadar ucuz mudur? Bu olayın unutulup gideceğini düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Bu katliam unutulmayacak, unutturmayacağız. Bu katliamın faillerini koruyup kollayanlar da vahşice işlenmiş bu insanlık suçuna ortaktırlar." diye konuştu.
Katliamın faillerini koruyup kollayanların işlenen suçun ortağı olduklarını ifade eden Yapıcıoğlu, "Roboski katliamının üzerinden 2 yıl geçti ve failleri belli olduğu halde diğer katliamlar gibi bugüne kadar yargılanmaları yönünde bir adım atılmadı. Katliamdan sonra özür bile dilenmemiştir. Katliamın adil bir şekilde soruşturulmaması, bu yönde bir iradenin de ortaya konulmamış olması acı vermeye devam ediyor. Sadece katledilen çocuk ve gençlerin ailelerine tazminat ödenmek suretiyle meselenin hallolacağını düşünenler o mazlumların ailelerine ve bütün Kürtlere hakaret ettiklerinin farkında mıdırlar? Kürtlerin kanı bu kadar ucuz mudur? Bu olayın unutulup gideceğini düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Bu katliam unutulmayacak, unutturmayacağız. Bu katliamın faillerini koruyup kollayanlar da vahşice işlenmiş bu insanlık suçuna ortaktırlar." diye konuştu.
"Roboski faillerini cezalandırın"
Sabiha Gökçen havaalanının isminin değiştirilmesi ve Roboski faillerinin bulunması için Başbakan`a seslenen Yapıcıoğlu, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi`nin 1994 yılında gerçekleşen katliam ile ilgili verdiği kararın ardından Adalet Bakanlığı olayın yeniden soruşturulacağını açıkladı. Geçmişte de türlü gerekçelerle halkına uçaklarla bomba yağdırmış bir devletin, gereği gibi bir soruşturma yapmak için Avrupa`da mahkûm olması beklenmemelidir. Hükümet yetkililerinin her vesile ile sıklıkla dile getirdikleri `AB istiyor diye değil, vatandaşımız hak ettiği için adımlar atıyoruz` şeklindeki tekrarın gerçeklerle pek uyuşmadığını bu iki katliam ile ilgili tavır ortaya koymuştur. Hükümet ve Sayın Başbakan`a sesleniyorum; Adalet hiçbir şeye feda edilemez. Partinizin ismindeki `adalet` kelimesini önemsiyorsanız, Sabiha Gökçen Havaalanının ismini değiştirin ve Roboski katliamının sorumlularının yargılanarak cezalandırılması için bir irade ortaya koyun" ifadelerine yer verdi.
Sabiha Gökçen havaalanının isminin değiştirilmesi ve Roboski faillerinin bulunması için Başbakan`a seslenen Yapıcıoğlu, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi`nin 1994 yılında gerçekleşen katliam ile ilgili verdiği kararın ardından Adalet Bakanlığı olayın yeniden soruşturulacağını açıkladı. Geçmişte de türlü gerekçelerle halkına uçaklarla bomba yağdırmış bir devletin, gereği gibi bir soruşturma yapmak için Avrupa`da mahkûm olması beklenmemelidir. Hükümet yetkililerinin her vesile ile sıklıkla dile getirdikleri `AB istiyor diye değil, vatandaşımız hak ettiği için adımlar atıyoruz` şeklindeki tekrarın gerçeklerle pek uyuşmadığını bu iki katliam ile ilgili tavır ortaya koymuştur. Hükümet ve Sayın Başbakan`a sesleniyorum; Adalet hiçbir şeye feda edilemez. Partinizin ismindeki `adalet` kelimesini önemsiyorsanız, Sabiha Gökçen Havaalanının ismini değiştirin ve Roboski katliamının sorumlularının yargılanarak cezalandırılması için bir irade ortaya koyun" ifadelerine yer verdi.
"Yargı silah olarak kullanılmıştır"
Emniyet ve yargının başta dindar insanlar ve İslami şahsiyetler olmak üzere birçok sistem muhalifine karşı bir silah gibi kullanıldığını ifade eden Yapıcıoğlu, Bakan çocuklarına yönelik rüşvet operasyonları ve emniyet müdürlerinin görevden alınmasının hükümet ile Gülen grubu arasında iyice ortaya çıkan çekişme ve gerginlik, siyasî hedeflere varma gayesiyle emniyet ve yargının bir silah olarak kullanıldığını kesin bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi.
Emniyet ve yargının başta dindar insanlar ve İslami şahsiyetler olmak üzere birçok sistem muhalifine karşı bir silah gibi kullanıldığını ifade eden Yapıcıoğlu, Bakan çocuklarına yönelik rüşvet operasyonları ve emniyet müdürlerinin görevden alınmasının hükümet ile Gülen grubu arasında iyice ortaya çıkan çekişme ve gerginlik, siyasî hedeflere varma gayesiyle emniyet ve yargının bir silah olarak kullanıldığını kesin bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi.
Hükümet ve Gülen grubu arasındaki çekişmesiyle emniyet ve yargı içerisinde oluşmuş paralel yapılanmanın ve siyasetin içerisinde yolsuzluğa bulaşmış kimselerin açığa çıkarılıp temizlenmesini ümit ettiklerini belirten Yapıcıoğlu, gerçekleştirilen operasyonların varsa dış bağlantılarının da deşifre edilmesi gerektiğinin altını çizdi.
"Yapıcıoğlu: Adalet hiçbir şeye feda edilmez"
Hür Dava Partisi olarak; Adaletin yeniden tesisini birinci hedef olarak ilan ettiklerini ve adaletin hiçbir şeye feda edilemeyeceğine inandıklarını söyleyen Yapıcıoğlu, "Zahiren şer gibi görünen son gelişmelerin hayırlı sonuçlara ulaşmak için bir fırsata dönüştürülebileceğine inanıyoruz. Yargının tarafsızlığını teminat altına alacak, hâkimlerin kendi ideolojileri ve siyasî görüşlerinden de bağımsızlığını sağlayacak düzenlemeler acilen yapılmalıdır. Yargılanan kişinin etnik, dini veya ideolojik aidiyetine veya sosyal statüsüne göre farklı kararlar veren, tarafsızlığını kaybetmiş olduğu verdiği kararlarla anlaşılan hâkimlerin meslek ile ilişkileri kesilmeli, sebep oldukları zararlar da tazmin ettirilmelidir. İdeolojik kararlarla mahkum ve mağdur edilmiş vatandaşların dosyaları yeniden ele alınmalı ve mağduriyetleri giderilmelidir." ifadelerini kullandı.
Hür Dava Partisi olarak; Adaletin yeniden tesisini birinci hedef olarak ilan ettiklerini ve adaletin hiçbir şeye feda edilemeyeceğine inandıklarını söyleyen Yapıcıoğlu, "Zahiren şer gibi görünen son gelişmelerin hayırlı sonuçlara ulaşmak için bir fırsata dönüştürülebileceğine inanıyoruz. Yargının tarafsızlığını teminat altına alacak, hâkimlerin kendi ideolojileri ve siyasî görüşlerinden de bağımsızlığını sağlayacak düzenlemeler acilen yapılmalıdır. Yargılanan kişinin etnik, dini veya ideolojik aidiyetine veya sosyal statüsüne göre farklı kararlar veren, tarafsızlığını kaybetmiş olduğu verdiği kararlarla anlaşılan hâkimlerin meslek ile ilişkileri kesilmeli, sebep oldukları zararlar da tazmin ettirilmelidir. İdeolojik kararlarla mahkum ve mağdur edilmiş vatandaşların dosyaları yeniden ele alınmalı ve mağduriyetleri giderilmelidir." ifadelerini kullandı.
"Dindar insanlar 2 zulmün arasında"
Geçtiğimiz Nisan ayında Dicle Üniversitesinde kutlu doğum etkinliği afişleri asmak isterken PKK`li grupların saldırısına uğrayan ve daha sonra haklarında dava açılan Bilge Gençlik Kulübü üyesi 5 öğrenciye verilen cezayı ve 22 Aralık günü HÜDA PAR Silopi İlçe yöneticisi Salih GÖK`ün evine kimliği belirsiz kişiler tarafından düzenlenen bombalı saldırıya değinen Yapıcıoğlu, "Geçmişten günümüze İslami değerleri yüceltme gayretinde olan Müslümanlar, sürekli bir yandan devletin laik, Kemalist, tek tipçi zihniyetinin baskı ve zulümlerine uğramış, diğer yandan PKK`nin sindirme ve yok etme politikalarının hedefi haline gelmişlerdir." dedi.
Geçtiğimiz Nisan ayında Dicle Üniversitesinde kutlu doğum etkinliği afişleri asmak isterken PKK`li grupların saldırısına uğrayan ve daha sonra haklarında dava açılan Bilge Gençlik Kulübü üyesi 5 öğrenciye verilen cezayı ve 22 Aralık günü HÜDA PAR Silopi İlçe yöneticisi Salih GÖK`ün evine kimliği belirsiz kişiler tarafından düzenlenen bombalı saldırıya değinen Yapıcıoğlu, "Geçmişten günümüze İslami değerleri yüceltme gayretinde olan Müslümanlar, sürekli bir yandan devletin laik, Kemalist, tek tipçi zihniyetinin baskı ve zulümlerine uğramış, diğer yandan PKK`nin sindirme ve yok etme politikalarının hedefi haline gelmişlerdir." dedi.
PKK ve uzantısı çetelerin taşlı, sopalı, molotoflu ve bombalı saldırılarına karşı, devlet eliyle operasyon adı altında tahkir ve karalamalar yapıldığını dile getiren Yapıcıoğlu, "Verdikleri kararlarla meşruiyeti tartışmalı hale gelen mahkemelerce, hukuksuz gerekçelerle verilen hapis cezaları, İslami bir şahsiyet ve toplum oluşmasını engellemeye matuf beyhude çaba ve teşebbüslerdir. Sözünü ettiğim her 3 olay birbirinden bağımsız ve ilgisiz değildir. Küresel çaplı büyük bir operasyonun parçaları veya etaplarıdır. Allah`ın izniyle sonuçsuz kalacak ve karanlık odakların arzuladıkları sonuçları doğuramayacaktır." ifadelerini kullandı.
Yapılan açıklamanın ardından HÜDA PAR Genel başkanı Zekeriyya Yapıcıoğlu, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
(Ömer Yasin Ergin - İLKHA)