• DOLAR 32.34
  • EURO 34.879
  • ALTIN 2393.529
  • ...
HEDEF BAŞBAKANDIR
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 
Şükrü Gündüz / Doğruhaber
17 Aralık tarihinde İstanbul ve Ankara’da 28 adrese yapılan baskınlarla 52 kişi gözaltına alındı. Aralarında Fatih Belediye Başkanı ve Halk Bankası Genel Müdürü’nün bulunduğu kişilerin arasında 3 bakanın da oğlu var. Türkiye’de şok etkisi yapan operasyon, savcı ve emniyet müdüründen gizlendi. Gözaltına alınanların isimleri UYAP’a verilmedi. Ankara’daki baskınlara İstanbul polisi gitti. Başbakan operasyondan sonra yaptığı açıklamada “14 ay dinleme, izleme bu tür şeyler yapılıyorsa ve bu konuda kendi üstlerine haber verilmiyorsa buradaki mühendislik, yolsuzlukla değil siyasi mühendisliğin bir başka versiyonudur. Bu da bir nevi çetelerdir” dedi. Operasyondan sonra İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın başta olmak üzere birçok ilde üst düzey emniyet müdürleri görevden alındı.

HEDEF BAŞBAKAN
Operasyondan sonra yapılan yorum ve analizlerde bu operasyonun asıl amacının Başbakan Erdoğan olduğu belirtilirken operasyonu Türkiye’nin yükselişinden rahatsız olan ABD-israil istihbaratı CIA ve MOSSAD’ın desteğiyle yapıldığı ifade ediliyor. Halk Bankası Genel Müdürünün gözaltına alınmasıyla Türkiye ile İran arasında yapılan ticaretin ve Irak Kürdistan Bölgesel yönetimiyle yapılan anlaşma gereği para akışını sağlayacak olan Halk Bankası’nın hedefe alınması yapılan operasyonun dış destekli olduğuna işaret ediyor.

ERDOĞAN’A KARŞI UCU DIŞARDA OLAN BİR İTTİFAK VAR

Hür Dava Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Sait Şahin, Türkiye’nin gündemine bomba gibi düşen operasyonları gazetemize değerlendirdi. Şahin, “Başbakan Erdoğan’a karşı ülke içinde ve dışında bir ittifak var. Gezi olaylarında bu net olarak görüldü. Son operasyonlarda da bu ittifak söz konusu olabilir. Ancak Erdoğan ve AK Parti iktidarına yönelik bu ittifakların varlığı, kirliliklerin ve haksızlıkların üzerinin örtülme sebebi olmamalı” dedi.

İNŞAALLAH HALK BU ÇEKİŞMEDEN ZARAR GÖRMEZ
İki taraf arasında yaşanan çekişmenin dershaneler ile gün yüzüne çıktığını belirten HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Sait Şahin, “Uzun bir süre karşılıklı çıkar üzerine mebni beraber hareket etmenin getirdiği ortaklığın bozulması ile Ak Parti ve cemaat çekişmesi gün yüzüne çıkmaya başlamıştı. İki taraf arasında yaşanan kopuş, dershaneler üzerinden ayyuka çıkmıştı. Dershaneler sonrası ise operasyonel güç savaşları yaşanacak gibiydi. Bir taraf iktidar gücüne sahip diğer taraf ise özellikle emniyet ve yargı başta olmak üzere devlet içinde önemli köşe başlarını tutmuş. Var güçleri ile filler tepişecek. İnşallah fillerin tepişmesinde çimenler misali zarar gören halk olmaz” diye konuştu.

İFTİRADA SINIR TANINMIYOR

Yaşanan bu süreçte sapla samanın birbirine karıştığını ve yapılan psikolojik harple bel altı vuruşların yapıldığının belirten Şahin, “Kamuoyunu etkilemek için savaş aynı zamanda psikolojik harp olarak veriliyor. Muhatabını zayıflatmak ve hedefine varmak için bu süreçte bel altı vuruşlar da yapılıyor. Bu yüzden sapla saman bir birine karıştırılıyor. Dershaneler konusunda cemaat medyasının yayınlarını hatırlarsınız, nelere başvurulmadı ki! Hizbullah’tan HÜDA PAR’a talimatlar içeren uydurma iftira haberler bile yapıldı. Böyle bir tabloda haklılık-haksızlık, doğruluk-yanlışlık bir birine karışıyor. Bunu ayrıştırmak zor. Doğru ve haklı olan bir şey farklı bir amaçla, haksız bir tarzda, çıkar amaçlı olarak yapılırsa yanlış olur. Şu anda yaşanan bu” dedi.

SONUÇLARI HAYIR OLSA DA VERİLEN SAVAŞ, KİRLİ BİR SAVAŞTIR

Ak Parti içinde yer alan bazı kişilerin yaptığı yolsuzlukların önceden bilinmesine rağmen bu günlerde yapılan operasyonun zamanlamasının çok manidar olduğunu belirten Şahin, “Ak Parti içindeki yolsuzluklar çok önceden biliniyordu. Bu yeni bir şey değil. 11 yıldır var. Cemaatle yolların ayrılması ile birlikte alttan alta bu konuşulmaya başlanmıştı. Cemaat medyasında yazan bazı derin kalemler, birkaç yıldır yolsuzluk dosyalarından ve fuhuş kasetlerinden bahsediyordu. Varlığını meydana sürmek suretiyle hedeflerine ulaşmaya çalıştılar. İpler daha da kopunca seçim döneminde bunu operasyona dönüştüreceklerini açıkça ifade ettiler. Bugünlerde yaşanan, bu operasyonlardır. Bu operasyonların sonu nereye varır? Karşılıklı bir birlerini razı etmezlerse, bunlar süreceğe benziyor. Cemaat; emniyet, yargı ve medya üzerinden operasyonlar yapacak, iktidar da karşılık olarak devlet içindeki cemaate operasyonlar yapacak. Sonuçları hayır olsa da verilen savaş, kirli bir savaştır. 11 yıldır kardeş kardeş bugünlere gelinirken, bilinen bu yolsuzluklar bırakın üzerine gidilmeyi dile bile getirilmezken bunun seçim dönemine denk getirilmesi kirli bir görüntü veriyor. Bugün bile taraflardan biri diğerini razı etsin, bakın bakalım bütün yolsuzlukların üzeri tekrar bir bir nasıl örtülecek! Halkın yenilen malları şahsi, kurumsal ve cemaatsel menfaatlerine nasıl feda edilecek! Bugünkü operasyonların kendisi de niyet ve amaç itibarı ile yolsuzluk içeren bir operasyondur” şeklinde konuştu.

POLİS VE YARGI İÇİNDEKİ DERİN YAPI ORTAYA ÇIKARILMALIDIR
Polis tarafından yapılan hukuksuzluklara karşı bugüne kadar hiçbir adım atılmadığına dikkat çeken Şahin, “Yaşanan süreç, Türkiye adına hayır olur inşallah. Ak Parti iktidarının yolsuzlukları, kirlilikleri gündeme gelecek ve ister istemez bunlar biraz temizlenme yoluna gidilecek. Öte taraftan da Emniyet, yargı ve diğer devlet kurumlarına yerleşmiş gücün, devlet gücünü çıkarları doğrultusunda kullandığı görülecek, biraz da bu gündem olacak ve önü alınacak. Zira Emniyet ve yargı içindeki güç, çok hukuksuzluklara ve mağduriyetlere imza attı. Vatandaş konumundaki kimsenin Emniyet ve yargı içindeki bu gücün hukuksuzluklarına karşı koyacak gücü yoktu. İktidar da bugüne kadar çıkarlarından dolayı bunların eliyle yaşatılan zulümlere göz yumuyordu. Yaşananlar biraz da mazlumların ahının hem iktidarı, hem de emniyet, yargı, medya ayaklı zulümleriyle- cemaati tutuşudur. İlahi adalet tecelli ediyor gibi. Temennimiz o ki sürecin Ak Parti içindeki yolsuzlukları ortaya çıkarması ve iktidarın da emniyet ve yargı içindeki yeni derin devletin üzerine gitmesi. Sonuçta da devlet tepesi ve içindeki güçlerin safileşmesi. Bunlar yaşanırsa ülke ve toplum için hayır olur, aksi durumda fillerin tepişmesinde, ezilen çimenler olmaya devam edecek” diye konuştu.
 

Bu haberler de ilginizi çekebilir