• DOLAR 34.447
  • EURO 36.303
  • ALTIN 2837.002
  • ...
PKK`nin Kürd Korkusu
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

Zulme maruz kalan Kürdlerin ezilmişliği, yaşadıkları şiddet ve dayatmaların etkisiyle etraflarını kuşatan korkunun kalın duvarlarını kırmayı başaramamalarını fırsat bilen PKK, Kürdistan’daki faaliyetlerine şiddeti dayatarak başladı. Kürdlerin içerisindeki örgütlenmelerin çoğunu baskı ve dayatmalarla dağıttı. Rakip gördüklerinin bu yolla ortadan kaldırdığından, şiddetin her zaman geçerli ve tek alternatif olduğuna iyice inanmaya başladı. Aynı şiddeti Kürdistan Müslümanlarına karşı da uyguladı. Ancak, bu sefer hesabı tutmamıştı. Telafisi güç ağır kayıplar verdi. Ustası olduğu yalan propaganda ve mugalatalarla her zaman bu yenilgisini örtmeye çalıştı.

Bu arada farklı olaylar gelişti, büyük değişiklikler yaşandı Türkiye’de. Ak Parti iktidarı önemli işlere imza attı. Yıllardır sıkıntılara yol açan kimi yasaklar sona erdi. Düşünme ve konuşma imkanı buldu insanlar. Bütün bunlarla birlikte İslam dünyasında inkılap hareketleri baş gösterdi. Müslüman toplumların kültürel yapısında değişimler meydana geldi. Korku duvarları yıkılmaya başladı. Şiddetin oluşturduğu korku dozunda düşüşler oldu. Ülkedeki askeri vesayet zayıfladı. Bütün bu gelişmeler korkutmaktan, tehditten ve baskıdan nemalanan PKK’nin manevra alanını daraltıyordu. Korku olmadan destek bulmada zorlanan örgüt sağa sola saldırarak korku atmosferini yeniden oluşturmak ve eskisi gibi baskı ve dayatmayla halkı avucunda tutmak için çabalamaktadır. Bu amaçla kendisine engel gördüğü ancak insanlara hizmetten başka hedefleri bulunmayan Kürdistan’daki parti ve İslami sivil toplum kuruluşlarına saldırıp ateşe vererek saldırılarını sürdürmektedir.

Kürtlerin düşünmesi, sorgulaması ve hak araması PKK’yi ciddi şekilde endişelendirmektedir. Oysa Kürdlerin yerine PKK’nin düşünmesi ve karar vermesi gerekiyordu. Parti dururken Kürd halkının böyle bir şeye yeltenmesi, PKK yerine başka alternatiflere yönelmesi kabul edilemiyordu. Böyle bir yönelişi suç sayan örgüt, bunu yapanları da hain olarak nitelendiriyordu. Bu zihniyete göre Kürdler iradelerini PKK’nin eline terk etmek zorundadırlar. Bir zamanlar Kürdistan’daki kimi ağaların ya da Ortadoğu’da Saddam gibi diktatörlerin yaptığı gibi halkın yerine sadece PKK düşünüp karar verebilirdi. Halk iradesi diye bir şeyden söz etmek mümkün değildi. Zaten halk iradesi diye bir şey yoktu. İradesi olmayan halkın düşünmesi ve kendisi için en uygun olanı tercih etmesi de mümkün değildi. Parti, neyin halkın faydasına ve neyin zararına olduğunu çok dahi iyi bildiğinden halk adına düşünmek ve karar vermek PKK’ye aitti. Aksini düşünmek suçtu. Kürdistan PKK’nin malı olduğundan orada başka güçlerin varlık göstermesi ve Kürdlerin sempati beslemesi kabul edilemezdi.

PKK’yi daha fazla kaygılandıran gelişmelerden biri de PKK’nin ve laik rejimin yok etmek için uzunca bir süre çabaladığı İslami kimliğin yeniden ortaya çıkmasıydı. Kürdlerin zamanla İslam’dan uzaklaşacağı ve laikleşeceği beklenirken bunun aksini yapıp değerlerine sahip çıkmaya başlamaları hesapları bozuyordu. PKK’nin ve bölgedeki uzantılarının engelleme çabalarına rağmen son aylarda siyaset sahnesine çıkan Hüda Par’ın Kürdler arasında yoğun ilgi görmesi PKK ve uzantılarında ciddi rahatsızlıklara neden oldu. Hüda Par’ın parti temsilciliklerine bomba atmalar ve bölgedeki inançlı insanlara yönelik saldırılar tahammülsüzlüğün ulaştığı noktayı gösteriyordu. Aynı şekilde bölgenin mağdur halkına yardım eden ve kültürel alanda ciddi faaliyetler yürüten İslami STK’lere yönelik ardı arkası kesilmeyen saldırılar Kürd halkının değerlerine dönüşünün ve İslam’a sahip çıkışının verdiği rahatsızlıkları gösteriyordu. PKK, eskiden beri devam eden ahmakça tutumunu değiştirmedikçe, büyük bir revizyona ve yapısında köklü bir değişime gitmedikçe Kürdlerin artarak devam eden köklerine dönmeleri ve İslam’a yönelişlerinden dolayı rahatsızlık duyacak, sağa sola saldırıp halka zarar vermeye devam edecek.

Yıllardır Kürd halkının iradesini ipotek altında tutan, baskı ve şiddetle canına okuyan PKK’nin bu tutumuna karşı Müslüman Kürdlere büyük işler düşmektedir. Kürd halkının mazlumiyetini istismar edip nemalanan bu örgütün bütün kirli çamaşırlarının ortaya dökülmesi ve gerçek yüzünün teşhir edilmesi zaruret halini almıştır. Ayrıca Müslüman Kürd halkının inancını istismar ederek kimi yerlerde ortaya koyduğu dini görüntünün yalan ve münafıkça tutumdan ibaret olduğu her yerde dile getirilmelidir. Bütün bunlarla birlikte baskı ve şiddetten başka sermayesi bulunmayan PKK’nin dayatmalarından kaynaklanan korkuların yok edilmesi, insanların özgür iradeleriyle düşünüp karar vermeleri için cesaretlendirilmesi ve bilgilendirilmesi zaruret halini almıştır.

Müslümanlar, PKK gibi yalan söylemeyi ve mugalata yapmayı beceremez. Böyle bir şeye yönelmelerine de gerek yoktur. Sadece gittikleri her yerde hakikati dile getirseler yalancıların gerçek yüzü ortaya çıkacak ve yatsıya varmadan mumları sönecektir. (Hürseda Haber)

 

Bu haberler de ilginizi çekebilir