BİNGÖL - Bingöl'ün tanınmış kanaat önderlerinden Molla Sahap Kurkutata yaklaşan Kurban Bayramı öncesi kurban kesmenin önemine dair açıklamalarda bulundu.

Kurban kelimesinin Kur'ani bir tabir olduğunu ve sözlükte 'Yakınlaşma' anlamına geldiğini söyleyen Kurkutata, Kurban kesen Müslüman'ın da Allaha yakınlaştığını söyledi.


Kurban nefsi yenmektir
Kurkutata, "Kurban ilk olarak Habil ve Kabilden gelmiştir. İkisi de Allah'a bir kurban sunmuş ve neticede Habil'in kurbanı kabul olmuştur. Her ne kadar başka açıdan da bakılabilirse de biz bu yönüyle bakacağız. Sonrasında Hz. İbrahim'in sünneti olarak biliyoruz kurbanı. Nitekim Hz. Peygamberimiz den (S.A.V) de bize gelmiştir. Nasıl ki Hz. İbrahim oğlunu kurban etme yoluna gitti ve Allah karşılığında ona bir koç gönderdiyse Peygamberimizin dedesi Abdulmuttalip'te bunu yaşadı. Abdulmuttalip 11 erkek çocuğu olursa birini kurban edeceğini söylemişti. Çektiği kurada Peygamberimizin babasına çıkmıştı. Neticede 100 deve karşılığında o da kurtulmuştu. Bunlar nefse ağır gelen şeylerdir. Nefsi yenmedir. Hz. İbrahim kendi nefsini yenerek oğlunu kurban etmeye kalkışmıştır. Hz. İsmail babasına gelen bu emre itaat ederek nefsini yenmiştir. Bugün Hacca giden Müslümanlar da şeytan taşlarken o taşları önce kendi nefislerine atmalıdırlar. Çünkü zorluklar eğriyi doğruyu belli eder. Sabır ve teslimiyet ehli olanlar zorluklar karşısında dik dururlar. Ama içinde iman olmayan ve teslimiyet olmayanlar duramazlar, kaçarlar." ifadelerini kullandı.


Kurban Ahirette şefaatçi olacaktır
Kurban kesmenin önemine de değinen Kurkutata, "Hz. İbrahim bu teslimiyeti gösterdiği için kendisine Halilullah denilmiştir. Allah'a dost olma şerefine erişmiştir. Yaptığımız ibadetler Ahrette karşımıza şefaatçi olarak çıkacaktır. Bundan dolayı bunları en güzel şekilde yapmalıyız. Kurban, esasında sünnettir. Ama bizler bu sünnete riayet etmezsek O'nun şefaatinden mahrum oluruz. Unutmayalım ki kurbanın kanı yere dökülmeden kesen kişi af olunur. 'Bu kurbanın eti ya da kanı Allah'a ulaşmaz' şeklinde ayette denildiği gibi kesenin sadece takvası ulaşır. Bu nedenle bu sünnete sıkı sıkı riayet etmemiz gerekir." dedi. (M. Salih Gönül - İLKHA)