• DOLAR 32.52
  • EURO 35.011
  • ALTIN 2437.401
  • ...
"Milletin değil Avrupa'nın istekleri"
Google News'te Doğruhaber'e abone olun. 

BURSA - Merakla beklenen Demokratikleşme Paketinin açıklanmasının ardından siyasiler paketle ilgili görüşlerini paylaşmaya devam ediyor.

Paketin beklentilere cevap veremediğini belirten Saadet Partisi Bursa İl Başkanı Selim Sait Terzioğlu, halkın büyük bir merak ve ümitle beklediği paketin "Reform Paketi" olma özelliğinden çok mini bir 'Seçim Paketi' olduğunu söyledi

Milletin Değil Avrupa'nın İstekleri
Saadet Partisi olarak, temel hak ve hürriyetlerin genişlemesini ve ülkenin normalleşmesini temin edecek her adımı ön koşulsuz ve sonuna kadar desteklediklerini belirten Terzioğlu, paketin halktan gizli bir şekilde hazırlanmasını eleştirdi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın paketi takdiminde, "Paketi hazırlarken Avrupa Birliği kriterlerini kendimize referans aldık." sözünü hatırlatan Terzioğlu, oysa hak ve hürriyetler konusunda en temel referansın kendi medeniyetimizin değerleri olması gerektiğini kaydetti. Terzioğlu "Bu cümle, paket hazırlanırken öncelenen hususun milletimizin ihtiyaçları ve beklentileri değil, Avrupa'nın talepleri olduğu kanaatini bizde uyandırmaktadır." dedi.

"Türkiye'nin geleceğinden çok, Ak Parti'nin geleceğini ilgilendiriyor"
Açıklanan demokratikleşme paketinin halkın beklentilerini tam olarak karşılamadığını öne süren Terzioğlu, "İyi incelendiğinde görülecektir ki bu pakette Türkiye'nin geleceğinden çok, Ak Parti'nin geleceğini ilgilendiren hususlar mevcuttur. Yani pakette demokrasi kaygısından çok oy kaygısı vardır. Paketteki maddeler tek tek ele alındığında bu gerçek daha net olarak ortaya çıkmaktadır." diye konuştu.

Baraj Sistemi
"Demokratikleşme denince ilk akla gelen demokratik seçim sistemidir ve bu pakette en büyük beklentilerden biri seçim barajları hususuydu" diyen Terzioğlu, "Diğer bir ifadeyle, dünyanın hiçbir yerinde başka örneği bulunmayan yüzde 10'luk baraj sisteminin değiştirilmesiydi. Ancak beklenen olmadı. Hükümet, bu konuda bir çözüm değil, tartışmaya sebeb olacak teklifler ortaya attı. Teklifleri ise barajı düşürmek bir yana, daha da yükseltecek mahiyet içeriyor. Mevcut sisteme alternatif olarak önerilen, "yüzde 5 barajlı ve daraltılmış bölge sistemi" ile dar bölge seçim sistemi, barajın yüzde 25'lere çıkarılması anlamına gelmektedir. 2011 milletvekili seçimleri örnek alınırsa, bu iki sistemden de en karlı çıkan partilerin AKP ile BDP olduğu görülecektir. Bu sistemlerle sadece bu iki partinin milletvekili sayısı artacaktır. Belli ki, "hangi sistemi getirilirse AKP'nin milletvekili sayısı daha artar" diye bir hesap yapılmış ve ortaya bu öneriler çıkmış."şeklinde konuştu.

"Hekime serbest, ama hakime yasak"
Paketteki bir diğer önemli düzenleme kamuda başörtüsü serbestiyetine ilişkin düzenleme olduğunun altını çizen Terzioğlu, "Yıllardır büyük bir zulme dönüşen bu uygulamanın düzenlenmesi ve kamu çalışanlarına serbestiyet getirilmesi önemli ve müspet bir adımdır.

Ancak yetersizdir ve kusurludur.
Başörtüsü; iş güvenliği, estetik kaygılar ya da kıyafet yönetmeliği çerçevesinde değerlendirilebilecek bir aksesuar değildir. İnancın bir gereğidir. Bu açıdan bakıldığında, "hekime serbest, ama hakime yasak" diye sınırlama getirmek inanç özgürlüğünün ruhuna aykırıdır. İnanç özgürlüğünün resmisi, gayri resmisi olmaz. Sınırlaması olmaz. Resmi kıyafet giyenlerin inanç özgürlüğü olmayacak mı? Bunların inanç hakkı yok mu?"diye sordu.

Burada serbestiyet getiriyoruz derken, yeni bir yasak getiriliyor diyen Terzioğlu, "Resmi kıyafet" sınırlamasıyla yasak, farklı bir zeminde devam ettirilmiş oluyor. Bu sebeple düzenlemenin, bu vahim hataya düşülmeden yapılması gerekmektedir."şeklinde konuşarak düzenlemenin değişmesi gerektiğini söyledi.

"Siyonizm"i eleştirmek nefret suçu kapsamına girmektedir"
Nefret suçları maddesi hakkında endişeli olduklarını ifade eden Terzioğlu, "Endişemiz o dur ki; adı konmamış ve tarifi yapılmamış böyle bir düzenleme keyfi uygulamalara sebep olur ve hatalı laiklik uygulamaları gibi millet aleyhine kullanılır. Ayrıca ülkemiz, bölgemiz ve insanlık için başbelası olan ırkçı-emperyalistlerin hilelerinin ve zulümlerinin anlatılmasına engel olarak da kullanılır. Örneğin, bugün Batı'da "Siyonizm"i eleştirmek nefret suçu kapsamına girmektedir. Yarın, İsrail'in Ortadoğu'daki zulümlerini eleştirmenin, nefret suçu kapsamına alınmayacağını kim garanti edebilir?" diye sordu.
Türkiye'nin, hem yerel hem de bölgesel anlamda tarihi bir süreçten geçmekte olduğunu ifade eden Terzioğlu, Türkiye'nin, bir ateş çemberinin ortasında olduğunu söyleyerek, "Batının Sevr'den, Türkiye'yi bölme planlarından hiçbir zaman vazgeçmediğini dile getirdi.

Son olarak, böyle bir süreçte, biz hükümetten, milletimizin birliğini güçlendirici adımları bekliyoruz,diyen Terzioğlu, "ikiz yasalar ve nefret suçu gibi Türkiye'ye dayatılan hileli oyunlara alet olacak adımları değil. Ayrıca demokratikleşme süreci, birlik ve beraberliğimizi bozacak değil temin edecek adımları içermelidir."şeklinde konuşarak sözlerini noktaladı.(Zeki Aras-İLKHA)

Bu haberler de ilginizi çekebilir