Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Aile yapısının korunmasına yönelik mesajlar veren Erdoğan, sapkın akımlar konusundaki net tutumunu yineleyerek, “LGBT gibi sapkınlıklara asla imkan vermeyiz” ifadelerini kullandı.

“Aile, bizim medeniyetimizin köküdür, değerlerimizin taşıyıcısıdır, bizi biz yapan en kutsal müessesedir.” diyen Erdoğan, aile kurumunu korumanın Türkiye için milli güvenlik düzeyinde bir öncelik olduğunun altını çizdi.

Cumhurbaşkanı, savunma sanayii ve siber güvenlik gibi alanlarda alınan tedbirleri hatırlatarak, aynı kararlılıkla aile kurumunun da yeni nesil tehditlerden korunması gerektiğini ifade etti.

“Aile kurumu güçlü olan kuvvet kazanır”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aile yapısının güçlü olduğu toplumların geleceğe daha emin adımlarla ilerleyeceğini belirterek, “Aile kurumu güçlü olan kuvvet kazanır” dedi.

Erdoğan, “Bizim aile kurumlarımız güçlü. Öyleyse geleceğe de biz çok daha güçlü adımlarla yürüyeceğiz. Buradan savrulma olmaz ve böyle bir savrulmaya da müsaade edemeyiz.” Diye konuştu.

Nüfus artış uyarısı: 1,7 bir intihardır

Türkiye’nin nüfus artış hızının 1,7 seviyesine düşmesini eleştiren Erdoğan, bu durumu “bir intihar” olarak niteledi. Daha önce sıklıkla dile getirdiği “en az üç çocuk” çağrısını bu kez genişletti:

“Boşuna en az 3 çocuk demiyoruz. Niye en az 4 çocuk olmasın, 5 olmasın? Bunu hızlandıralım.”

Cumhurbaşkanı, nüfusun artmasının Türkiye'nin gelecekteki gücüne doğrudan katkı sağlayacağını söyledi.

Erdoğan'dan Aile Vurgusu Somut Adımlarla Desteklenmeli

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Azerbaycan dönüşü yaptığı açıklamada aile kurumunun korunmasına yönelik ifadeleri, son dönemde kamıoyunda tartışılan HÜDA PAR’ın "aileyi koruma" yasa teklifini yeniden gündeme taşıdı.

Erdoğan’ın “Aile bizim medeniyetimizin köküdür... LGBT gibi sapkınlıklara asla imkân vermeyiz.” vurgusunun somut yasal düzenlemelerle desteklenmesi gerektiği vurgulandı.

HÜDA PAR’ın Aileyi Korumaya Yönelik Yasa Teklifi

HÜDA PAR aile kurumunun korunmasına yönelik somut adımlar atılması talebiyle Genel Başkan Zekeriya Yapıcıoğlu ve 4 milletvekilinin imzasıyla 17 Nisan 2025 tarihinde TBMM’ye bir kanun teklifi sundu.

HÜDA PAR tarafından Meclis’e sunulan yasa teklifinin temel amacı, "aile kurumunun güçlendirilmesi" ve sapkın davranışların suç kapsamına alınması.

Teklifte öne çıkan başlıklar şöyle:

Cezalarda Artış:

Teklife göre "Hayâsızca hareketler" kapsamında değerlendirilen suçlarda ceza alt sınırı 6 aydan 3 yıla, üst sınır ise 1 yıldan 8 yıla çıkarılıyor. Suç, aynı cinsiyetten kişiler arasında işlendiğinde ceza iki katına çıkacak.

Sapkınlığın Propagandasına Hapis:

LGBT davranışlarını teşvik eden, yaygınlaştıran veya propagandasını yapanlara 3 ila 5 yıl arası hapis cezası öngörülüyor. Bu eylemler dijital platform, sosyal medya veya televizyon yoluyla yapılırsa ceza artırılacak.

RTÜK'e Yetki:

Dizi, film, reklam ve programlarda bu tür propagandaları içeren yayınlara RTÜK yaptırım uygulayacak.

Biyolojik Cinsiyetin Korunması:

Cinsiyet değiştirme ameliyatı sonrası evlenen bireylerin cezalandırılması teklif kapsamında yer alıyor. “Biyolojik cinsiyet” vurgusu öne çıkıyor.

"Söylemler yeterli değil, yasal zemine oturtulmalı"

Siyaset analistlerine göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aile yapısının korunmasına ilişkin güçlü söylemleri, toplumda karşılık bulan kültürel ve ahlaki bir refleksi temsil ediyor. Ancak bu refleksin sürdürülebilir ve etkili sonuçlar doğurabilmesi için yalnızca beyanlarla sınırlı kalmayıp, yasalarla desteklenmesi gerektiği vurgulanıyor.

Erdoğan’ın açıklamaları, toplumsal hassasiyetin yüksek olduğu bir başlıkta yürütmenin kararlılığını ortaya koysa da, bu açıklamaların Meclis’te yasalaşacak düzenlemelerle desteklenmesi, hem anayasal güvence hem de uygulamada süreklilik için kritik görülüyor.

Bu bağlamda HÜDA PAR’ın Meclis’e sunduğu teklif, Erdoğan’ın söylemleriyle paralel ve uygulamaya dönük ilk ciddi yasal girişim olarak değerlendiriliyor. Teklifin, hem aile kurumunu tehdit eden yapılarla mücadeleyi yasal zemine taşıması hem de LGBT propagandasına karşı cezai yaptırımlar içermesi, yankı bulması beklenen bir düzenleme olarak görülüyor.

Muhabir: Hamza Durmaz