Bu cisim, uzayda hızla ilerleyerek bizim kozmik bölgemizden geçerken gözlemlendi.
Güney Afrika’daki MeerKAT radyo teleskobu, 24 Ekim’de söz konusu cismin etrafında hidroksil (OH) moleküllerini tespit etti.
Harvard Üniversitesi’nden Prof. Avi Loeb, yaz aylarından bu yana “3I/ATLAS” adlı bu gökcismini incelediğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Bu moleküller, MeerKAT gibi teleskopların tespit edebileceği belirgin bir radyo izine sahiptir.”
Yapılan analizler, cismin yüzey sıcaklığının yaklaşık eksi 45 Fahrenheit derece (yaklaşık -43°C) civarında olduğunu ve çapının 6 mile (yaklaşık 10 kilometreye) kadar ulaşabileceğini gösteriyor.
9 Kasım’da çekilen optik görüntüler, cismin Güneş yönüne doğru yaklaşık 600 bin mil (965 bin km) uzunluğunda devasa madde jetleri fırlattığını; ters yönde ise 1,8 milyon mil (2,9 milyon km) kadar uzanan bir başka akış oluşturduğunu gösterdi.
Bu mesafeler, Güneş’in veya Ay’ın gökyüzündeki görünür çapına yaklaşık olarak eşit.
Dünya’dan 203 milyon mil (yaklaşık 326 milyon km) uzaklıkta bulunan bu cisim için yapılan ölçümler, 3I/ATLAS çevresindeki etkinliğin büyüklüğüne dair ilk net tahminleri sağladı.
Loeb’e göre, yeni veriler cismin en az 3 mil (yaklaşık 5 km) genişliğinde olduğunu, hatta 6 mil veya daha fazla olabileceğini gösteriyor.
Loeb, 3I/ATLAS’tan fırlayan devasa jetlerin, cismin doğasıyla ilgili temel sorular doğurduğunu vurguladı:
“Eğer bu cisim sıradan bir kuyruklu yıldız olsaydı, bu kadar büyük jetlerin çok daha yavaş genişlemesi ve gözlenen mesafelere ulaşmasının aylar sürmesi gerekirdi.”
Ancak bu jetlerin kütlesi, yoğunluğu ve olağanüstü parlaklığı, “alışılmışın dışında” bir şey olabileceğini düşündürüyor.
3I/ATLAS’ın 19 Aralık’ta Dünya’ya en yakın noktasına ulaşması bekleniyor. Bu sırada Hubble ve James Webb gibi teleskoplar, cismin hızını, bileşimini ve madde jetlerinin kütlesini yüksek hassasiyetle ölçebilecek.



