Başıboş köpek sorununun oluşturduğu tehdit gün geçtikçe artıyor. Kısırlaştırmanın yeterli olmaması ve kontrolsüzce üremeleri nedeniyle çığ gibi büyüyen bu sorun yetkililerin görmezden gelmesiyle daha da içinden çıkılmaz hale geliyor. Sayıları 10 milyonu aşan başıboş köpekler, saldırdıkları vatandaşların ağır yaralanmaları ya da ölümleriyle Türkiye'de gündemden düşmüyor. Şanlıurfa'da başıboş sokak köpeklerinin toplu halde cadde ve sokaklarda dolaşması vatandaşların endişesine neden oluyor. Özellikle kent merkezinde sabahın erken saatlerinde, sokak ve caddelerin tenha olduğu zamanlarda sokak köpekleri halkın korkmasına sebep oluyor. Kentin farklı noktalarında çekilen görüntülerde başıboş köpeklerin yoldan geçen araçlara saldırdığı görüntülendi. Başıboş dolaşan sokak köpeklerinin her an tehlike oluşturduğunu belirten vatandaşlar, özellikle belediyeden duruma müdahale etmeleri çağrısında bulundu.
"SOKAK KÖPEKLERİYLE İLGİLİ GERÇEKTEN BİR ÇALIŞMA YOK"
Başıboş köpek sorunu hakkında İLKHA muhabirine konuşan Cuma Çelik, "Bu konuyu dile getirdiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum. Bu konu gerçekten önemli bir konu. Sokak köpekleriyle ilgili gerçekten bir çalışma yok. Bununla alakalı çok sorun yaşadım. Şanlıurfa'nın Haliliye ilçesinde de yaşadım bu sorunu, sokak köpekleri gerçekten sorun oluyor. Cumhurbaşkanımızdan belediyemizden, yani kim ilgileniyorsa biz onlardan destek bekliyoruz. Sokak köpeklerini sahiplenip bir an önce vatandaşlara ve millete zarar vermemeleri için onlara bir an önce müdahale edilmesi lazım. Şu anda yapıp yapmadıkları konusunda bir fikrim yok ben denetleyici değilim ama bir çalışma göremiyorum." dedi.
"KÖPEKLER TEHLİKE SAÇIYOR"
Başıboş köpekleri konusunda belediyeye çok görev düştüğünü ifade eden Necmettin Gündüz, "Sokak köpekleri özellikle akşam saatlerinden sonra grup halinde toplanıyor. 20-25 tane köpek grup halinde dolaşıyor. Çocukları kovaladıklarını da gördük. Bunları belediye biliyor zaten. Cumhurbaşkanının bunu söylemesine gerek yok. Belediyenin düşünmesi lazım. Köpekler tehlike saçıyor. Kuduz olanlar var. Geçenlerde bir vatandaş kuduz yüzünden öldü zaten. Sahip çıksalar daha iyi olur." diye konuştu.
"BELEDİYEMİZ BU KONUDA ÇOK ZAYIF KALIYOR"
Başıboş köpekler konusunda belediyenin yetersiz kaldığını belirten Mehmet Büyükoruç, "Sokak köpekleri de sonuçta bir canlı, tabi ki toplanmasına karşı değilim toplansın veya toplanmıyorsa küpeli ve aşıları yapılmış bir şekilde, kontrollü bir şekilde insanların içinde olması daha güzel olur. Belediyemiz bu konuda çok zayıf kalıyor. Sabahları görüyorum oturduğum yerde 5-6 tane sokak köpeği aynı anda çarşıda geziyor. Dergâh Platosu'nda bize yakışmayan görüntüler oluyor, yerli ve yabancı turistler geldiği zaman 5-6 tane köpeğin aynı anda gezmesi ister istemez şehir açısından da güzel bir görüntü olmuyor." şeklinde konuştu.
"ÖĞRENCİLER SOKAKLARDAN RAHAT GEÇEMİYOR"
Belediyenin başıboş köpeklere sahip çıkması gerektiğini söyleyen Adem Bozkurt, "Belediyeden bu konuda henüz bir hareket görmedik. Mahallelerde ve belirli yerlerde sokaklar köpek dolu. Sokak köpekleriyle ilgili herhangi bir çalışma görmedik. Eskiden hayvan barınağı vardı ama yıkıldı. Yenisini yapmışlar ama ne zaman faaliyete girer bilgim yok. Okul zamanındayız, ufak öğrenciler var ama sokaklardan rahat geçemiyor. Tabi ki belediye sahiplenecek, ben sahiplenecek değilim. Herkesin bu işe müdahale etmesi gerekir. Yıllardır sokaklar köpeklerle dolu. Belediye sahip çıkmıyorsa benim gibi gariban vatandaş ne yapabilir? Merkezde temiz olan yerler gösteriliyor ve 'Burada bir şey yok.' deniliyor. Belediye sadece merkeze bağlı değil ki." ifadelerini kullandı.
"SOKAK KÖPEKLERİ HER KONUDA SIKINTI"
Melek Tekerek ise "Gerçekten ilgilenmelerini istiyorum. Akşam geç saatte işten dönüyorum ama sokak köpekleri yüzünden çok zorluk çekiyorum. Sokak köpekleri her konuda sıkıntı. Hem hayvanlar için hem de biz insanlar için sıkıntı arz ediyor. Cumhurbaşkanımız da bu konuda bir çağrı yaptığı için teşekkür ediyorum. Belediye başkanının da ilgilenmesini istiyorum." dedi. (İLKHA)
Avukat Zorba:
KÖPEKLERE ÖZGÜRLÜK İNSANLARA KISITLAMA OLUYOR
Başıboş köpeklerin oluşturduğu ve oluşturabileceği tehdidin arkasında yatan birçok sebep olduğunu belirten Avukat Meltem Zorba, milyonlarca insan için sokaklarda rahat bir şekilde yürümenin, bisiklet kullanmak ve aktivite yapmanın neredeyse imkânsız hale geldiğini belirtti.
Ankara
Başıboş sokak köpekleri hakkında İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Güvenli Sokaklar Derneği Temsilcisi Avukat Zorba, bu sorunun çözümünde neler yapılması ve nelerin yanlış yapıldığı konusunda değerlendirmelerde bulundu. Sahipsiz, başıboş köpeklerden kaynaklı ciddi bir sorunla mücadele ettiklerini belirten Zorba, "Şu ana kadar toplumumuzda ölüm, yaralanma, trafik kazalarına dair çeşitli haberlerle sosyal medyada ve kendi arkadaşlarımız da tanık oldu. Hepimizin çevremizde yaşadığımız ciddi bir sorun var. 2022 yılından bugüne kadar bizim arkadaşlarımızın derlediği bilgiye göre 59 kişi hayatını bu sebepten kaybetmiş. Bunların bir kısmı doğrudan doğruya başıboş köpek saldırısı, bir kısmı da köpekler yüzünden yaşanan trafik kazaları. Peki bu saldırılar neden özellikle son dönemde çok arttı? Çünkü sahipsiz köpek popülasyonunda çok büyük bir artış var. Bunun da gerekçelerinden bir tanesi 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanununun kötü uygulanması. Kanunun bazı maddelerinin bu sorunun çözümünde yetersiz kalması. Aynı zamanda kendine hayvansever diyen birtakım radikal aktivistlerin sokaklarda başıboş köpeklerin yaşamasını ısrarla savunması yüzünden bu sorunu aşamıyoruz. Sadece ölümler değil, yaralanma vakaları da çok feci durumda. Sağlık Bakanlığı kuduz aşısı raporlarını izliyor. Örneğin 20 yıl öncesinde 85 bin dolaylarında olan kuduz aşısı vakaları geçtiğimiz yıllarda 300 bini geçmiş durumdaydı. Bu sene için bakıyoruz 2023 yılı tamamlanmadı. Ama tahmin ediyoruz bu rakam; Kasım 2022'de bir buçuk milyon doz kuduz aşısı, Ağustos 2023'te bir buçuk milyon doz kuduz aşısı tekrar ihalesi yapılmış. Toplamda bir yıl olmadan 3 milyon doz kuduz aşısı. Bu da demektir ki ortalama 750 bin insanın veya bu sayıya yakın bir ısırılma vakasıyla karşı karşıyayız." dedi.
"MEYDANA GELECEK OLAN ÖLÜMLER, KAZALAR, YARALANMALAR, HAK MAHRUMİYETİ KABUL EDİLEMEZ"
Sorun hakkında çözüm önerilerinde bulunan Zorba, şunları kaydetti: "Peki çözüm nasıl olması gerekiyor? Çözüm konusunda bugüne kadar uygulanan yöntem, bizim yasamızda aynı zamanda öngörülmüş olan 'kısırlaştırma, aşılama, yerine bırak' diye bir paradigmanın arkasına saklanmış ama aslında çözüm olmayan bir yöntemde ısrar ediliyor. Biz bunun çözüm olmadığını çok iyi biliyoruz. Esasen sorunu çözmüş olan ülkelerde değil de şu an sorunla baş edemeyen ülkelerde, örneğin Hindistan, Tayvan ve bizim ülkemizde bu soruna hiçbir şekilde çözüm olmadığını biliyoruz. Mesela Hindistan'da 1998'den itibaren uygulanıyor bu yöntem. Şu an 20 milyonu aşmış başıboş köpek sayısı. Yılda 20.000 kişinin kuduz nedeniyle ölümle karşılaşan bir ülke var karşımızda. Tayvan'da da 2017 yılından itibaren uygulanmış ama popülasyonun yüzde 6,19 arttığının görmüşler. Bizim ülkemizde de 2000 yıllardan beri uygulanıyor. Oysaki popülasyon 3 katına çıkmış. Bunun yeterli ve doğru uygulanmadığını ileri süren insanlar var. Yeterli şekilde uygulanmadı uygulanamaz da zaten. Ülkemizdeki 10 milyon ortalama başıboş köpek popülasyona baktığımız zaman bunların bu köpeklerin hepsine ulaşılması, kısırlaştırma yapılması ve sayının kontrol altına alınması mümkün değil. Zaten böyle bir ütopik çözümün arkasına dayansa bile insanlar bu sırada yine meydana gelecek olan ölümler, kazalar, yaralanmalar, hak mahrumiyeti kabul edilemez. Biz hangi gerekçeyle sahipsiz köpeklerin sokakta başıboş dolaşabilmesi, böyle bir özgürlüğü rahatça kullanabilmesi için insanların yaralanmasına, ölmesine, acı çekmesine neden razı olacağız? Bu mantıksız, hukuka aykırı, evrensel hukuk kurallarına aykırıdır. Hem insanların hem de diğer hayvanların güvenliğini, rahat yaşamalarını bu anlamda düzeni, çevre kirliliğini, yaban hayatının güvenliğini gözetmek zorundayız."
"ÇOK KISA ZAMANDA DERHAL BİR KANUN DEĞİŞİKLİĞİNE İHTİYACIMIZ VAR"
Son olarak Zorba, "Çok kısa zamanda derhal bir kanun değişikliğine ihtiyacımız var. Kanunun bütün bu hassasiyetleri dikkate alarak aynı zamanda başıboş köpeklerin bir sorun sebebi de olabileceğini dikkate alarak çözümleri de ön görecek şekilde yeniden yapılması gerekiyor. Bizim önerimiz öncelikle kanunda da hüküm olan bir durum var. Hazineye ait kullanılmayan, âtıl durumdaki arazilerin değerlendirilmesi mümkün. Buralarda her ne kadar hayvan aktivistleri 'barınaklar, ölüm kampları' diye ilan ediyor olsalar da daha güvenli, daha yeşil alanların çevrildiği yöntemlerle köpekler bu alanlara toplanabilir. Radikal hayvan aktivistleri barınak karalaması yapıyor ama dünyaya baktığımız zaman gönüllülük esas itibariyle bu hayvanların sahipli ortamlarda ve güvenle bakılmasına hizmet edecek şekilde uygulandığını görüyoruz. Bizim ülkemizdekinin tam tersine. Bizim ülkemizde sokaklarda beslemek gönüllü hayvanseverlik gibi empoze ediliyor. Ama hayır, esas hayvanseverlik, bu hayvanların sahiplenilmesi, onlarla güzel ilişki kurulması hem kendilerinin hem de dışarıda kalanların güvende olması demek. Dünyada, mesela Almanya'da baktığımız zaman barınakların yüzde 70'inin özel kişilere, gönüllülere (bunlar kurumlar olabilir, dernek olabilir) özel kişilere ait. Yüzde 30'unu sadece kamu üstlenmiş durumda. Hayvanların bakımını yapıyor buralarda ama hiçbir şekilde başıboş köpek yok. Dolayısıyla bizim gönüllülerimizin de güvenli alanlarda toplanacak olan bu köpeklere oralarda bakmalarını, bir kontrol dahilinde olmasını arzu ediyoruz. Bu da bizim çözüm yöntemi olarak düşündüğümüz tedbirlerden bir tanesi." şeklinde konuştu. (İLKHA)